Tüketicinin canı en çok online alışverişte yandı
Kredi kartı borcundan dolayı yasal takibe intikal etmiş kişi sayısı ocak-mart döneminde geçen yılın aynı dönemine göre %67,4 artarak 323 bine yükseldi. Aynı dönemde kurulan şirket sayısı %18,6 azalırken kapanan şirket sayısı ise %29,9 arttı.
Geçenlerde ekonomideki gelişmeleri yansıtan bazı veriler açıklandı. İlki Türkiye Bankalar Birliği (TBB) tarafından açıklanan negatif nitelikli bireysel kredi ve kredi kartı mart ayı verileri. Bir diğer veri yine TBB tarafından açıklanan nisan ayına ait karşılıksız çeklere ait. Üçüncü veri ise Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) tarafından açıklanan nisan ayı itibarıyla açılan ve kapanan şirket sayılarına ait istatistikler. Verilerden elde edilen bilgiler geleceğe yönelik iç açıcı olamayan durumu ortaya koyuyor.
Öncelikle bireysel kredi veya kredi kartı borcundan dolayı yasal takibe intikal etmiş kişi sayısına baktığımızda bu yılın ocak-mart dönemi itibariyle geçen yılın aynı dönemine göre önemli bir artış var.
Bireysel kredi kartı borcundan dolayı yasal takibe intikal etmiş kişi sayısı bu yılın ocak-mart döneminde geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 67,4 oranında artarak 323 bine yükseldi. Geçen yıl ocak-mart döneminde bu rakam 193 bin idi.
Bu dönemde bireysel kredi borcundan dolayı yasal takibe intikal etmiş kişi sayısı da yüzde 29,7 artışla 212 binden 275 bine yükseldi.
TBB verilerine göre, mart ayı itibariyle bireysel kredi kartlarını da içeren bireysel kredilerde tasfiye olunacak alacaklar geçen yıl aynı döneme göre yüzde 66 artış ile 60 milyar TL’ye ulaştı.
TBB tarafından açıklanan bir diğer bilgi karşılıksız çek tutarları. Nisan 2023’te 2,5 milyar TL olan karşılıksız çek tutarı, Nisan 2024’te yaklaşık beş kat artışla 15,1 milyar TL’ye yükseldi. 2024’ün ilk dört ayında da karşılıksız çek tutarı yüzde 293 oranında artışla 43,1 milyar TL’ye ulaştı. Geçen sene aynı dönemde bu rakam 11 milyar TL idi. Karşılıksız çek tutarı hem ocak-nisan dönemleri hem de nisan ayı için rekor olarak kayıtlara geçti.
Bunun yanında karşılıksız çek işlemi yapılan kişi sayısı geçen yıl aynı döneme göre yüzde 87 artarak 10,6 bin kişiye yükselirken karşılıksız çıkan çek adedi de yüzde 95 artarak yaklaşık 75 bin adet oldu.
2023 Nisan ayında yüzde 1,0 olan bankalara ibraz edilen çekler içinde karşılıksız işlemi yapılan çeklerin oranı bu yılın aynı ayında yüzde 2,3 ile son beş yılın en yüksek seviyesine yükseldi.
Ekonominin geleceğine ilişkin fikir veren bir başka veri ise TOBB tarafından açıklanan kurulan ve kapanan şirket sayılarına ait. 2024’ün ilk 4 ayında, 2023’ün ilk 4 ayına göre kurulan şirket sayısı yüzde 18,6, kurulan gerçek kişi ticari işletme sayısı yüzde 38,8, kurulan kooperatif sayısı yüzde 4,4 azaldı. 2024’ün ilk 4 ayında 2023’ün ilk 4 ayına göre kapanan şirket sayısı ise yüzde 27,4 arttı.
Nisanda kurulan şirket sayısı geçen yılın aynı ayına göre yüzde 30,2, kurulan kooperatif sayısı yüzde 19,9, kurulan gerçek kişi ticari işletme sayısı yüzde 53,2 azaldı. Kapanan şirket sayısı ise 2023 yılının aynı ayına göre yüzde 29,9 oranında arttı. Yine nisan ayında kapanan şirket sayısı bir önceki aya göre yüzde 10,2 yükseldi.
Bu verilere baktığımızda ekonomideki sıkıntıların hem bireysel tarafta hem de firmalarda arttığı ve geleceğe yönelik ciddi olumsuz sinyaller taşıdığı görülüyor. Aslında ortaya çıkan bu durum bilinçli izlenen politikaların sonucu. Ekonomideki sıkıntıların kaynağını devletin kendisinde değil halkta arayan yönetim tarzı sonucu halkın çoğunluğunun alım gücü iyice düşürüldü. Artan faiz oranlarını da bunun üzerine koyarsak ülkemizde ödeme aracının ötesine geçen ve geçinme aracı haline gelen kredi kartlarında ödeyememe durumlarının artması doğal.
Yine bireysel krediler de belirli bir kesim için kredi kartlarında olduğu gibi ihtiyaç halinde çekilen değil sürekli yenilenerek hayatı devam ettirmenin bir aracı oldu. Daha önce bilinçli olarak yaratılan bu ortam bugün tüm ekonomik sorunların bir diğer nedeni haline getirildi. Sonuçta da bireysel kredilerde geri dönüş sıkıntıları artmaya başladı.
Bu görünüm içinde firmaların zarar görmemesi de mümkün değil. Ekonomik sıkıntıların esas nedeni olarak görülen sabit gelirliler ve diğer dar gelirlilerin alım gücünün iyice düşürülerek sefalete sürüklenmeleri elbette ki satışları düşen ticari firmaları ve ürettiği malı satamayan üretim firmalarını olumsuz etkileyecek. Üzerine sürekli artan maliyetlerini de eklersek onlar açısından da durumun vahameti açık.
Genel olarak değerlendirildiğinde hem bireyler ve hem de firmalar için bunlar daha iyi günler. Yılın kalan bölümünde daha kötü bir tablonun oluşması kaçınılmaz.