TÜSİAD eleştirdi… Özilhan: Yapısal sorunlar erteleniyor, vakit kaybediyoruz
TÜSİAD Başkanı Turan'ın reel kesimde daralma olduğu ve sadece para politikasıyla ekonominin yönetildiği açıklamalarından anladığımıza göre toplumun diğer kesimleri gibi iş dünyası da ekonominin geleceği konusunda iyimser değil.
Geçenlerde Türk Sanayicileri ve İş İnsanları Derneği (TÜSİAD) Başkanı Orhan Turan bir televizyon kanalında ekonomide gidişata dair bazı açıklamalarda bulundu. Ülkemizin en büyük sanayi kuruluşlarını bünyesinde bulunduran TÜSİAD Başkanı’nın ekonominin geneline yönelik çarpıcı tespitleri bu kurumun görüşlerini yansıtması açısından dikkate değer. Turan’ın konuşmasından dikkat çeken kesitler şöyle:
-Ekonomik programın en kritik aşamasındayız. Önceliğimiz enflasyonu tek haneye düşürmek ancak süreç uzadıkça gerilim artıyor. Enflasyonda düşüş memnuniyet verici ama halen yüksek enflasyon var. Sabırlı olmamız gerekli. Bir müddet daha enflasyon baskısının devam edeceğini düşünüyorum.
-Bugün aslında son 6 yılda yapılan hataların bir miktar bedelini ödüyoruz. İş dünyasında geçen 41 yılda bu kadar belirsizliğin, değişkenliğin olduğu bir dönemi hatırlamıyorum.
-Bugün Mısır’daki tekstil ihracatının yüzde 30’unu Türkler yapıyor. Eylül 2024 sonu itibariyle son iki yılda yerli yatırımcıların gayrimenkul hariç yurt dışına yaptığı yatırımlar Türkiye’ye gelen net uluslararası yabancı yatırımdan fazla. Herkes bir şekilde Doğu Avrupa’ya, Kuzey Afrika’ya yatırım yapmaya çalışıyor. Türkiye’de iş gücü maliyetlerinde döviz bazında çok ciddi artış var.
-Son 10 yılda gelir dağılımımız bozuldu. Asgari ücret zammını, beklenen enflasyona göre yaparsak adaletli olmuyor. Öte yandan gerçekleşen enflasyona göre yaparsak dezenflasyonu etkiliyor. Sendikalar bir şekilde orta yolu bulacak. Şirketleri de çalışanları da düşünmek zorundayız.
-Geçen sene finansmana erişim ve insan kaynağı bulunamadığından şikayet ediliyordu. Ağustostan beri aradığım kişiyi buluyorum ama işten toplu çıkarmalar da başlıyor.
-2025’in ilk 6 ayı zor geçecek. Bu borçlanma maliyetleri ile iş döndürmek, katma değer yaratmak, şirketin devamlılığını sağlamak çok kolay değil. Faiz indirimi için birkaç ay üst üste %2’nin altında enflasyonu görmemiz lazım. Sanıyorum politika yapıcılar asgari ücretin etkisini de görecekler. 2025 ilk çeyrekte indirim konuşulabilir. Ekonominin bir müddet daha soğuması lazım.
-Enerji tüketiminde sübvansiyonun kaldırılması düzenlemesini doğru buluyorum. Her yıl yaklaşık 11-12 milyar dolar konutlardaki enerji faturasını devlet ödüyor, bu sürdürülebilir değil.
-Reel kesim için yumuşak iniş değil daralma var ve bunu sanayi verilerinde görüyoruz. Ama tüketim talebinde soğumadan bahsedemeyiz. Bizim tüketimle büyümememiz lazım. 2024’te %3-3,5 ve 2025’te %2,5-3 civarında büyüyeceğiz.
-Biz hep para politikası ile ekonomiyi yönetmeye çalışıyoruz. Bunu maliye politikası ile desteklememiz lazım.
-Toplumun bütün kesimlerinden fedakarlık bekleniyor ve yapılıyor ama toplum da aynı şeyi kamudan bekliyor. Kamuda verimlilik ve tasarruf belirgin şekilde görülürse, toplumun inancı daha da artacak. GSMH’nin %0,2’si olan 100 milyar TL’lik tasarruf paketi açıkladık. En azından %2-3 tasarruf yapmalıyız.
Para ve maliye politikası, yapısal reformlar ile desteklenmezse, korkarım 3-5 sene sonra aynı şeyleri konuşuruz. Kamuda tasarruf, işgücü verimliliği ile toplumun algısının kırılması lazım.
-Rekabetçi kur, ucuz iş gücü ile Türkiye’nin rekabet gücü artmaz. İhracatın arttığı dönemler olan 2002-2010 arasında kur sabit ancak biz orada verimliliği artırdık. 2003-2017 arasında sanayide her yıl %3,76 verimlilik artmış. 2017-2022 arasında ise eksi durum var. 20 senedir yüksek teknoloji ürün ihracatımız %3’ü geçemiyor. Bugün Vietnam’ın yüksek teknolojili ürün ihracatı %31 düzeyinde.
-Dolar kurunu 50 yapsak ne olur. 2021 Eylül’de yaptık. Çin modeli dedik ihracatımız ne kadar arttı. Dönemsel artıyor, kalıcı olmalı. Katma değerli, markalı üretim yapmamız lazım.
-Bugün Bangladeş’le rekabet ediyoruz. Üzülüyorum, böyle olmamalı. Fransa, İtalya, İspanya ile rekabet etmeliyiz. Vietnam’ın 2000’de bilişim teknolojileri ihracatı 500 milyon dolar iken, bizim 1,6 milyar dolar imiş. Biz 2022’de bunu 2 milyar dolara, Vietnam ise 137 milyar dolara çıkarmış.
Bizim uluslararası doğrudan yatırımda 2028 hedefimiz GSMH’nin %1,5’i. Geçmişte biz GSMH’nin %3’üne kadar yatırım çekiyorduk. Şu an bu oran %0,8. Polonya %3, Brezilya %5 yatırım çekiyor. Bizim tasarruf açığımız var, o yüzden paraya ihtiyacımız var, uluslararası doğrudan yatırımları çekmemiz lazım.
2025’in ilk yarısı zor geçecek. İkinci yarıda biraz daha iyi olacağını ama 2026’da faiz oranının inmesiyle tüketim talebi artacağı için arz problemi olacağını tahmin ediyoruz.
TÜSİAD Başkanı Turan’ın özetlediğimiz bu görüşlerinden görüldüğü üzere toplumun diğer kesimlerinde olduğu gibi iş dünyası da ekonominin geleceği konusunda iyimser değil. Hep belirttiğimiz sorunlara TÜSİAD Başkanı da değinmiş durumda. TÜSİAD Başkanı’nın yukarıda özetlenen konuşmasında değindiklerinden çıkarılabilecek en önemli başlıklar ise şunlar:
-Enflasyon konusunda henüz başarı sağlanmış değil.
-Faiz oranları iş dünyası için sorun olmakla birlikte, Merkez Bankası’nın faiz indirimi için ortam da henüz oluşmuş değil. Ancak zaman uzadıkça sıkıntılar artmakta.
Sadece bireyleri ve şirketleri zorlayarak ekonomide tam başarı sağlanmaz, kamu da tasarruf yaparak kendine çeki düzen vermeli.
Üretim yapımız ve ihracatımız yüksek teknolojiye dayalı değil, bu da gelecek açısından sıkıntı.
Sadece kur artışı ile ihracatta başarılı olunamaz, verimlilik artışı sağlanmalı.