Acaba TÜBİTAK bilim ne demek biliyor mu? (Sanmıyorum ama yine de bir sorayım dedim)

19 Mart 2024

Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Kurumu veya kısaca TÜBİTAK’ın yönetiminde olan heyet acaba bilim ve teknolojinin ne demek olduğundan haberdar mı?

Kuruluşun adına bakarsanız doğal olarak bilmeleri gerekiyor diyebilirsiniz ama burası Türkiye olduğundan ve  burada hemen her imkansız denen her şey rutin olabildiğinden ‘Bilimsel Araştırma Kurumu’ da bilim nedir bilmiyor olabilir.

***

‘Elinizi yüreğinize koyun ve dürüst söyleyin. böyle bir şey mümkün mü?’ başlıklı bir yazıyla TÜBİTAK’a sunulan ve sunulmakla da kalmayıp üstelik proje olarak kabul de edilen projeler hakkındaki yazımı 27 şubat 2024’ta yazmıştım. O yazıyı buradan okuyabilirsiniz isterseniz.

***

ama okumayanlar için burada TÜBİTAK’IN geçmişte kabul etmiş olduğu projeler hakkında bir hatırlatma için sadece iki örnek vereyim:

Tillo evliyalarının kerametleri projesi var. Lise öğrencilerimiz tarafından tasarlanmış, TÜBİTAK tarafından bilimsel bulunarak sergiye kabul edilmiş. Bu projede şeyh ismail fakirullah, şeyh hamzel kebir, sultan mahmud memduh, şeyh hasan-ül fatirin gibi evliyalarımızın kerametlerine yer verilmiş. Özellikle aynı anda iki yerde birden görülebilen şeyhin kerameti gerçekten çok bilimsel bulunmuş.

***

Hacı robot projesi ortaokul öğrencilerimiz tarafından tasarlanmış, TÜBİTAK Bilim Fuarı’na kabul edilmiş. Robot ihram giyiyor, Kabe’yi tavaf ediyor, Arafat vakfesini yerine getiriyormuş. Daha da geliştirilmesi ve haccın diğer vecibelerinin yerine getirebilmesi için sponsor aranmış. Türkiye’nin getirildiği durumda birçok sponsorun bulunduğuna ve hatta birçok şirketin bu projeye sponsor olabilmek için ciddi rekabete  girdiğine de eminim.

***

Daha buna benzer birçok proje de var. Yukarıda vermiş olduğum linki tıklarsanız görürsünüz onları. Ama çoğunun hurafeler, doğaüstü inançlar, dualarla ilgili olduğunu söyleyebilirim. yani TÜBİTAK sonunda Diyanet ile rekabet girmiş ve bilimsellikten de sadece bunu anlıyor gibi.

***

Sonra galiba dini yöne abartılı gittiklerini görüp denge olsun diye biraz da seküler görünmeye karar  vermiş olmalılar. Günümüzün Türkiye’sinde abartılı dini yöne gitmek neden rahatsızlık yaratıyor ki bunu da anlamak mümkün değil ama böyle varsayalım, çünkü yeni seküler projelerini başka türlü anlamlandırmak mümkün değil

***

Şimdi sıkı durun TÜBİTAK’ın yeni projesi de şu:

inegöl ilçesinin 800 nüfuslu kırsal Dipsizgöl Mahallesi’nde yılda ir gün tekrarlanan geleneğe göre kadınlar gün boyunca dışarıda ve kahvehanede oturup oyun oynayarak sohbet ederken eşleri ev işi ve temizlik yapıp evlerinin önünü de süpürüyor. Erkeklerin yılda bir gün dahi olsa empati yaparak kadınların gün içindeki iş yükünü anlamasının amaçlandığı gelenek mahalle sakinlerinden Halil İnalcık Sosyal Bilimler Lisesi 11’inci sınıf öğrencisi Sıla Yavuz tarafından hazırlanan ‘Kıraathane: Dipsizgöl’de yılda bir gün rol mekan değişimi’ projesi ile TÜBİTAK’a da sunuldu. Kabul edilen proje kapsamında Dipsizgöl Mahallesi’ndeki gelenek yaşatılarak kadınlar kahvede, erkekler de evde vakit geçirdi.

***

Evet adında bilim ve teknoloji olan bir kurumun proje diye kabul edebildiği bundan ibaret. güzel bir gelişme ve sosyolojik çalışma da olabilir, ama bilim ve teknolojiyle ne alakası  var bunu merak ediyorum.

***

‘Erkekler evlere, kadınlar kahvehaneye’ adı verilen bu gelenek Osmanlı’dan bu yana varmış ve ilçede de yılda bir gün geleneği sürdürmek amacıyla erkekler 23 Nisan’da makamlara oturtulan çocuklar gibi evde göstermelik  iş yapıyormuş. Onların kadınların evdeki iş yükünün ağırlığını anlaması amaçlanıyor ama bir erkeğin bunu kavrayabilmesinin ve anlasa da açıkça söylemesinin imkansız olduğunu da kimse görmek istemiyor galiba.

tabii ayrıca Türk erkeklerinin önemli bölümde empati katiyen yok.

10Haber bültenine üye olun, gündem özeti her sabah mailinize gelsin.