Sanatın başkenti olma işlevini Paris’in elinden ikinci dünya savaşından sonra alan New York’ta ‘baba figürleri üçlemesi’ olarak adlandırılan Clement Greenberg, Michel Fried ve Meyer Schapiro’nun sanat dünyasındaki eleştirileriyle etkileri büyüktü.
Dolayısıyla bu eleştirmenlerin yazılarıyla veya dolaylı etkileriyle kontrol altında tuttukları ‘Art Forum’ dergisini de konuşmalıyız.
Sanatçılar, müze küratörleri, sanat simsarları, galeriler ve eleştirmenlerini içeren sanat dünyasının önemli faktörlerinden biri de sanat dergileridir.
Sanat dünyasının toplumun genelinden farklı gündemleri vardır. Dedikoduları ile takip edilen hayatları ile sanat dünyası sonuçta bir şehirdeki sanatın durumunu ve geleceğini de belirler. Eğer bu şehir Paris veya New York gibi sanat başkenti bir şehir ise şehirdeki sanat dünyası global düzeyde sanatın yönünü de çizer.
New York’ta çok canlı olan sanat dergisi yayıncılığında kendilerine avangard yayıncı sıfatını uygun gören samizdat türü Art-rite, Heresies ve Just Another Asshole adlı yayınlar vardı. Ama bunların dışında Art-forum dergisinin New York’taki sanat dünyası içinde ayrı bir gücü bulunuyordu.
Eğer sanat dünyasının nasıl çalıştığı hakkında detaylı bilgilenmek istiyorsanız Sarah Thorntorn’un ‘Seven days in the Art World’ kitabını mutlaka okuyun. Sarah benim sanat dünyasını oluşturan birimler olarak saydığım her birinde günler geçirmiş ve yaşadıklarını roman tadında yazmış.
Art Forum daha sonra New York’ta çok etkili olmasına rağmen San Fransisco’da kuruldu. 1965 yılında merkezini Los Angeles’e taşıdı. Bu şehirde iki yıl geçirdikten sonra artık sanatın başkenti haline gelmiş olan New York’a taşındı. Merkez New York’a taşındıktan sonra Art Forum’un eleştirmenleri büyük paralar dönmeye başlamış olan sanat dünyasında yönlendirici güce sahip oldu. Greenberg eleştiri yazıları için Art Forum’u fazla kullanmasa da Michal Fried, Rosalind Kraus, Philip Leider ve Julian Rose gibi etkili dergi eleştirmenlerinin ‘eminence griese’i (piri) gibi davrandığından dergi üzerinde dolaylı etkiye sahipti.
Bazen bu eleştirmenler pirleriyle fikir ayrılığı da yaşıyordu. Örneğin Pollock’tan türeyen renkli alan ressamlarını (color field painting) Greenberg desteklemiyordu, buna karşın Fried, Rose ve Kraus onlara destek vermişti, eleştirmenler arasında minimalist sanata verilecek tepki konusunda da ciddi anlaşmazlık yaşanmıştı. Greenberg’e karşı bu yaşanan mini entelektüel isyanlar aslında dönemin sanat dünyasında Greenberg’in tavizsiz savunduğu sanat ideolojisine karşı oluşmaya başlayan büyük tepkinin de parçasıydı. Sanatın sonundan sonraki sanat dönemi (modernizm sonrası sanat) başlayınca ortada artık bir büyük anlatı da olmadığından eleştirel bir boşluk oluştu. Gerçi bazı Greenberg’ci eleştirmenler vardı ama onlar çok etkili değildi. 1970’lerin sonuna doğru ise New York’ta Fransız post yapısalcıların düşünceleri tartışılmaya başladı.
Zaten önemli fikir ayrılıklarının yaşanmakta olduğu dergide 1974 yılında büyük bir kriz yaşandı. O yıl sanatçı Belinda Benglis yanık teni ve yağlanmış vücuduyla kucağında dildoyla çektirdiği fotoğrafı ilan olarak vermişti dergiye. O dönem derginin yardımcı editörü olan Rosalind Kraus ve sinema eleştirisinin duayeni kabul edilen Annette Michelson fotoğrafın reklam olarak kabul edilmesinden sonra dergiden ayrılıp October dergisini kurdular. Kraus daha sonra Hal Foster ile birlikte ‘October’ dergisinde yayınladıkları yazılar ile fransız post-yapısalcılığının teorilerini Amerika’da yaymak için çalıştı.
Art forum hala çıkıyor. Derginin tarihine biraz değinen Hal Foster ‘Tasarım ve Suç’ kitabında derginin etkisinin geçmişe göre hayli azaldığını ama bunun normal olduğunu çünkü eleştirmenlerin de post-modern dönemde etkilerinin neredeyse hiç kalmadığını söylüyor. Bu arada büyük yazar Janet Malcolm 1986 yılında New Yorker dergisinde yayınladığı iki bölümlük ‘A girl of the Zeitgeist’ başlıklı yazıda derginin eski editörü bayan Sischy hakkında güzel bilgiler verirken derginin iç işleyişini de merak edebilecekler için irdeledi.