Çok uzun süreden sonra evden çıkmam gerekeceği eşim tarafından bana deklare edildiğinde ilk önce her zaman olduğu gibi panikledim. Yeni Türkiye koşullarına alışamadığımı ve buna alışmak da istemediğimi, elindeki cep telefonuna bakarak yürüyen herkesi otomatikman geri zekalı olarak düşündüğümü ve özellikle yolda yürürken bir kişinin daha yanındaki kişiye ‘aşkım’ diye seslendiği duyarsam artık intihar edebileceğimi, bunlar yüzünden artık sokaklardan rahatsız olduğumu ve evden çıkmamın imkansız olduğumu ona söylesem de…
Rana ‘Sen bu haline nedense yaşamak diyorsun. biliyorsun seni biraz daha yaşatmak çabamızın bir parçası olarak yıllık sağlık kontrolün var ve bunu evden çıkmadan yapman mümkün değil, haydi bakalım hazırlan’ dedi…
Baktım kaçışım yok. Bari sokağa çıkışımı daha katlanabilir hale getirmek için kendime bir amaç oluşturdum. Uzun zamandır var olduğu söylenen ama kanıtını görmeyi bir türlü başaramadığım Togg’u yolda görmek için uğraşacaktım.
Bu uğraş hem dışarıya çıkmanın verdiği mutsuzluğu, doktor ve sağlık testi korkumu da yener diye düşünüyordum.
Evden çıkmadığım aylarda evin karşısında elektrikli araba şarj aleti de olan benzin istasyonunu bazen saatlerce izlediğim oluyordu belki bir Togg görürüm diye. Beni pencereden bakarken gören olduysa muhakkak evinin odasına getirdiği annesinin cesedi ile sohbet eden Sapık filmindeki adam gibi olduğumu düşünmüştür.
Ama bütün çabama ve bekleme sabrıma rağmen bir tane bile Togg aracı gelmedi benzin istasyonuna ne yazık ki.
Sokağa çıkmadan önce Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Macaristan’ın sevimli, cana yakın başbakanı Viktor Orban’a Togg hediye ettiği haberinden sonra onu gerçek hayatta da görebilmek umuduyla dışarıya çıktım.
birinci köprüden karşıya geçerken Togg’un neye benzediğini ezberden bilmediğimden arabayı kullanan eşime gördüğüm her arabayı işaret ederek ‘bu mu, yoksa bu mu’ diye üç yaşındaki rahatsız edici çocuklar gibi defalarca sormamdan kadını hafakanlar bastı.
Rana bunaldığından dolayı benimle her türlü diyaloğu kesene kadar almış olduğum cevaplardan çıkardığım sosyolojik gözlemler var. Pop-sosyolog Ertuğrul Özkök gittiği her davette bir sosyolojik gözlem yapabiliyorsa benim de arabayla giderken gördüklerimden bunu yapmamın bir sakıncası olmaz herhalde diye düşündüm.
İşte gözlem sonuçlarım:
1-İstanbul yollarında nedense Togg’a pek rastlamak mümkün değil.
2-Togg’un sadece ikinci veya üçüncü köprü yolunu kullanması gerektiği yolunda bir başkanlık genelgesi varsa onu bilmiyorum, ama birinci köprü yolunda kesinlikle Togg yoktu.
3-Acaba birçok devlet liderine Togg hediye edildiğinden elde hiç Togg kalmamış olabilir miydi?
4-Veya uzun yıllar sonunda üretmeyi başardığımızdan dolayı herkes sırlarını bilmesin diye hakkında bir devlet sırrı kararı çıkarılıp Togg yollardan polis zoruyla çekilmiş olabilir miydi bunu da incelemek lazım bence.
5-Ve son gözlemim de şu: Togg göreceğim diye heyecanla yola bakarken istemediğim kadar fazla Tesla gördüm. Acaba son geldiğinde Elon Musk’a Togg üretimi devredilmiş ve o da bizi kandırıp Togg yerine Tesla üretmeye başlamış olabilir miydi?
Sonra bunlar ve bunlara benzer cevapsız sorular ile dolu ve milli gururumuz Togg’u hala daha maalesef görememiş olarak evime dönüp çalışma masama sığındım.