Ses kalitesi genellikle ergen sarhoş kızların şarkıcılığı denediği karaoke barlarındaki performansı düzeyinde olan Taylor Swift iyi bir sesi ve tekniği olmamasına rağmen yine kendinden bekleneni yaptı ve dünya gençliğini ve Ertuğrul Özkök’ü yeniden sarstı.
bu gizemi çözebilmek için en azından bu yazıda Ertuğrul Özkök’ün onay ve beğenisini analiz dışında tutmam gerekiyor. çünkü onu da denklem içine aldığımızda kötü performansına ve sesine rağmen Taylor Swift’in nasıl bu kadar başarılı olduğunu anlamak iyice zorlaşabiliyor.
Her parçasının anında ‘hit’ olabilmesinin anahtarı büyüme sancıları çekmekte olan ergen kızlar. Bu büyük kitle yaşamakta oldukları gerçek ve öyle gibi algıladıkları sorunları en anlayışlı, en duyarlı dile getirdiğini düşündükleri ‘kendileri gibi olan’ ’Taylor Swift’e tapıyor.
Amerikan toplumunda sempati toplamanın en kestirme yolu yaşınız kaç olursa olsun geçmişinizde üzüldüğünüz, sizde travma yaratmış deneyimler olmasıdır (geçmişinizde cinsel taciz yaşamışsanız bu başarının en kestirme yoludur). Bunlar yoksa, mutlu bir geçmişiniz varsa da sizden beklenen yaşadığınız en küçük rutin olaydan bile kendinize üzüntü çıkarıp bunu gerçekmiş gibi sahiplenmenizdir.
Toplumda durum böyle olduğundan, 10 ve fazlası insanı vahşi biçimde öldürmüş bir katil de olsanız çocukken aile içinde şiddet yaşamış olduğunuzu anlatırsanız, hele bir de cinsel taciz varsa o daha avantajlıdır, toplum sizin için üzülmeye ve sizi anlamaya hazırdır.
Taylor Swift şarkı söylemeye ilk başladığında şimdi ona büyük sempati duyan ergen kızlarla aynı yaştaydı. O yaşta ne aradığını tam bilemese de galiba ideal bir şeyler arıyordu.
ilişkilerde asla ideal bir şey olamayacağını henüz bilemeyecek yaşta da olduğundan rutin hayatı onun için sürekli bunalım kaynağıydı.
Anlayacağınız karaoke barlarındaki sarhoş performanslarına rağmen şarkı söyleme imkanı bulunmayan milyonlarca ergen kız, bunu başarmış olan ve ‘aynen’ kendi yaşadıklarını yaşayan ve şarkılarıyla bunu devamlı anlatan Taylor Swift’i bu empati sayesine bugünkü süper star konumuna getirdi.
Taylor Swift başka bir ülkede doğmuş olsa, örneğin Fransa’da, katiyen bu şekilde yükselip büyüyebilecek bir şarkıcı değil. O tipik bir Amerikan fenomeni.
çünkü sıradan insanların geçmişlerinde de olmuş olabilecek acıları yalan da söyleyerek anlatan biri o ve sadece bu nedenle sevgiyi hak ettiklerini düşünen bir toplum yapısının da doğal parçası.
Bu arada toplumu içten içe kemirmekte olan her duyguyu, her acıyı anlayışla karşılamak ve bunu katiyen küçümsememek gerektiğini empoze eden her durumda düzgün ve anlayışlı davranma (siyaseten doğrucu) kültürünün faşist hegemonyası da güçlendiğinden, Swift gibi geçmişindeki acı ve hayal kırıklıklarına sahip çıkıp durmadan onu anlatan insanların kaybetmesinin mümkün olmadığı bir toplum da oluştu Amerika’da.
Yaşadığı toplumda popülerliğin ve zenginliğin bu damarını keşfetmiş olan Taylor Swift ergenlik döneminde başladığı ergen kızın acılarını anlatmayı, şu an neredeyse ağzından çıkan her cümleye (Buna hello kelimesi de dahil) ağlayabilen ergen kızların annesi olacak yaşa gelmesine rağmen sürdürüyor. Bizlerse orta yaşın sınırında bir kadının hala çocuksu büyüme sancılarını anlattığı ve ancak ergen kızlara hitap eden düzeydeki kötü şarkılarını devamlı dinlemek zorundayız.
Bir gün Taylor Swift yaşının gerektirdiği olgunluk düzeyine ulaşır mı bilemiyorum ama ben dünyanın en uzun ergenlik bunalımını yaşamakta olan bir kadının olgunluk döneminin nasıl olabileceğini merak ediyorum doğrusu.
Ona bu kadar para ve şöhret getiren büyüme sancılarının bitmesinin mümkün olmadığını bilsem de o gün belki gelir diye umutluyum sadece.