Halbuki geçen bir hafta içinde başıma ilk kez gelen ve bir daha da gelmesini katiyen istemeyeceğim bir dizi utanç verici gelişme birbiri ardına zaten olmuştu. bunlar arasında vücudumun çiş etme adetinden aniden vazgeçmesi, sonuçta mecburen takılan sonda nedeniyle fışkıran birikmiş sıvının odama bir halka açık hela estetiği vermesi ve belki de en kötüsü, prensip gereği tek başına bir ortamda yapılması gereken büyük tuvalete çıkma işini tamamen yabancılardan oluşan bir kalabalığın olduğu bir odada, üstelik onlarla aynı anda sohbetten keyif alıyormuş gibi bir gülümsemeyle yapmak zorunda kalmam da vardı.
şimdi diyeceksiniz ki bu kadar düşük düzeyli utanç dolu bir yaşamda seni başka daha hangi konu utandırabildi be kardeşim.
Bir Türk’ün Hollanda’da ineğe tecavüzü seni neden bu kadar alakadar ediyor ki zaten yaşadığın onca utanç verici olay arasında özelikle bir de bundan utandın.
Baştan söyleyeyim ineğe tecavüzün kendisi beni utandırmadı, hatta bunu gençken eşeklerle başlamış bir cinsel hayatın doğal kaçınılmaz bir evrimi sonucu olarak bile görme eğilimindeydim.
Ancak böyle bir olayın haberini Ertuğrul Özkök’ten almış olmak, konuyu ilk ondan öğrenmek beni inanılmaz utandırdı. Dünyada böyle bir şey olsun da bunu ilk ben öğrenmiş olmayayım, işte bu olacak iş değildi. benim için ‘eskiden dağ gibi adamdı’ lafı bir gün söylenecekse işte o gün bugün olmalıydı. Evet eskiden dağ gibi adamdım, bu tür tuhaf olayları hiç kaçırmazdım, şimdi çaptan düştüm ve ineğe adamın tecavüzünün haberini bile Özkök’ten almak utancını da yaşadım sonunda maalesef.
adamı bir ineğe yönlendirenin ne olduğunu anlamak için Hollanda’da bulunan tüm inek türlerini inceledim. benim cinsel yaşamım eşek ile başlamadığından olsa gerek ineğin seks apelini kavrayamadım tabii ki.
bir eşekle başlamamış olabilir ama benim cinsel yaşamımın nasıl başlayıp sürdüğü de ayrı bir acıklı öyküdür. Başka bir gün bunu da detaylı anlatırım.
adamı kolaya kaçıp hemen sapık diye damgalamayayım diye anlama çabamı sürdürdüm. İneğe nedense ‘Laura’ adını koyduklarını öğrendiğimde bu alemdeki hangi canlı türüne takılsa bir aşamada seksi olarak algılanabilecek Laura adının adama çekici gelmiş olması ihtimalini bile düşündüm.
sonra bir Türk dünyaya bedeldir lafını dünyaya farklı bir biçimde kanıtlamaya girişmiş olabilecek inek tecavüzcüsünün durumunun öyle kolay anlaşılmaya elverişli olmayacak derecede komplike olduğunu da gördüm. çünkü 29 Ocak’ta Mehmet’in pantolonunu indirip Laura’ya tecavüz ettiği sırada baskın yaparak durumu ortaya çıkaran ve onu yetkililere de haber veren Van Dam, Mehmet’i daha önceden tanıdığını söylemiş. Hollandalı yetkili “Mehmet daha önce buraya gelmiş ve kafası karışık görünüyordu. Benden hindi satın almak istedi. Elbette satmadım ama ismini ve numarasını bir kenara not etmiştim” dedi.
Yok artık, bu konuda sizi bilmem ama benim kırmızı çizgim hindidir. eşeği ve hatta ineği bile maksimum liberal bir zorlamayla anlayışla karşıladık diyelim, ama hindi de nereden çıktı yahu. Üstelik hindiyle seks yapmak insanın kendi ülkesiyle sevişmesi gibi bir şey olmalı. çünkü malum Hindi ingilizce’de ‘Turkey.’ insanın kendi ülkesine tecavüzü gibi bir alt anlamı da var hindiye tecavüzün.
Diyelim bu vatan hainliğini bile kendimizi zorlayarak göz ardı ettik.
Ana yine de inek gibi mel mel bakıp katiyen sakin duramayacak ve hatta büyük ihtimalle hiper aktif olacak bir hindiye tecavüz etmek bence teorik açıdan imkansız olmalı. Bunu biliyorum, çünkü ben bugüne kadar sakin ve düşünceli davranan tek bir hindiye rastlamadım açıkçası.
bu arada Hollanda yetkilileri inek Laura’nın sağlığının iyi olduğunu, ancak biraz gergin ve insanlardan çekinir durumda olduğunu açıkladı.
ee, ne yapsın kız be, tabii ki gergin olacak. sekssizlikten gözü dönmüş bir Türk erkeğine katlanmanın öyle kolay bir iş olacağını ona zaten kimse önceden söylememiş olmalı.