Apple CEO’su Tim Cook hem sanal hem de arttırılmış gerçeklik deneyimini sunan karma gerçeklik gözlüğünü tanıttıktan sonra duyduklarım nedeniyle derin düşüncelere daldım.
hastalıklı bir beynin derin düşüncelere dalması daima sakıncalıdır. hastalıklı bir beyne sahip olduğumu 50 yıl önce yine böyle bir kış gününde New York’ta Times Square’nin tam göbeğinde, daha sonra Toys R US mağazasına dönüşecek köşede bulunan yeni açılmış genelevin önünde fark etmiştim.
aradan geçen 50 yılda beynimin pek sakinleştiği söylenemez. hatta psikiyatrist kadının dediğine inanacak olsam beynim gün geçtikçe daha da hastalıklı oluyormuş. Ne olacak tatminsiz kadın işe, onu beni cezalandırmaya başarısızca ikna etmeye çalıştığımdan bu yana bana karşı önyargılı, yok beynim hastalıklıymış falan filan durmadan saçmalayıp duruyor doktorluğuna güvenerek. ama benim asıl demek istediğim beynimin bu haliyle derin düşüncelere girmesi her durumda fantastik absürt sonuçlar verebilir.
bir süredir evden hiç çıkmadan, eşim dışında kimseyi görmeden, sadece devamlı kitap okuyarak ve yazarak yaşadığımdan, sonunda yakınlarımın yıllardır beklediği olmuş ve suç işleme potansiyeline sahip delilerin kapatıldığı koğuşa konacak kadar çıldırmış da olabilirim. aslında bana normalmişim gibi geliyor ama sanıyorum bu duygu tüm delilerde var.
eğer bu gözlük takıldığı ortamlarda takana hem sanal hem de arttırılmış gerçekle deneyim sunuyorsa hayat tarzımı biraz renklendirmek için ideal olabilir bu diye düşünüyorum.
eğer bu gözlükten bir gün edinirsem onu kullanmak için özel planlarım var.
Eğer içki içmeyeceğim nadir bir günde ikimiz de kırmızı şarap içiyorsak eşimle birbirimize yakın koltuklarda otururuz. ben yine bir gün bu oturma süreci yaşanırken eşimin oturduğu yere gözlük yardımıyla uzun yıllardır aşık olduğum Nicole Kidman’ı oturtacağım. gözlüğün kontrolleri benim elimde olduğundan Nicole süper mini eteğiyle yanımda otururken onun beni arzulamasını da sağlayacağım.
buraya kadar işler kolay da iş asıl bundan sonra çetrefilleşiyor. bugüne kadar karma gerçeklik gözlüğü hakkında okuduğum hiçbir raporda gözlüğün birçok fonksiyonunun yanı sıra kullananların cinsel iktidarsızlığını hızla çözüp çözmediği yolunda bir bilgi alamadım. eğer gözlüğün bu fonksiyonu yoksa hem Apple Ceo’su Tim Cook’a protesto yazsısı yollayacağım, hem de kim bilir nerelerden kalkıp yanı başıma gelmiş olan Nicole Kidman’a çok ayıp olacak.
seks konusu ağzıma vurmuş olabilir. Realitede bir şey olmadığından konu hakkında durmadan konuşabiliyorum. Nicole Kidman’ı seksi kıyafetle yanıma yerleştireceğim falan dediğime bakmayın siz. bu konunun düşüncesi bile beni yorup caydırdı. Ama yine de kültür faaliyetleri doğrultusunda eşim bir gece operaya gittiğinde sadece belki Mistress Yuki’yi kısa süreliğine çağırabilirim. beynim istese de artık onunla uğraşacak halim yok, onu da sadece eski hatıralar üzerine, eski seanslarımız hakkında sohbet ederiz diye çağıracağım.
Karma gerçeklik gözlüğünü seksüel deney için değil, yıllardır hayal ettiğim başka bir fanteziyi gerçekleştirmek için kesin kullanacağımdan emin olun.
50 yıl önce beynimin normal olmadığını anladığım o günlerde New York’ta cumartesi geceleri bir lokal televizyon kanalında hızla gitmekte olan bir trenin önünden çekilmiş akıp giden manzara görüntüleri eşliğinde Doors grubunun ‘Riders on he Storm’ parçası çalınırdı defalarca. benden daha akıllı ve tecrübeli bir kadın bana o görüntünün o müzik eşliğinde sadece marihuanalı beyinlere güzel göründüğünü anlatmıştı, haklı olduğunu sonra ben de anlamıştım evde tek başınayken.
şimdi karma gerçeklik gözlüğünü alırsam tren vagonunu salonun içine yerleştireceğim ve sanal alemde en ön pencereye kurulacağım, kırsal görüntülerin önümden tren hızıyla akmasını sağlayacağım. Spotify’dan da Doors’un Riders on the storm’u çalacak tabii ki. seks tema’sına üşenirim belki. ama buna katiyen üşenmem. gençliğimde bu deneyi normal oda koşullarında yaşadığımda hem beynim daha da açılır hem de algıladığım gerçekliğin arttığını da hissederdim. şimdi ise zaten arttırılmış sanal gerçeklikle başlayacağımdan işe, kim bilir sonunda beynime neler olur.