Bizler şu anda mutlu olduğumuzdan siyasi gelişmelerin daha hoş, daha umut verici yanlarına konsantre oluyoruz.
bu çok normal çünkü hayli zamandır özlemiştik bunu. Kara cehalete, liyakatsızlığa, vasatlığa, yobaz karanlık beyinli tarikatlara özel önem veren, Cumhuriyetimizi Cumhuriyet olmaktan çıkarmak için uğraşan ve kurucu ilkelerimize, Atatürkçü ahlakımıza her gün amansızca saldıran kendilerine göre ‘Yeni Türkiye’nin kurucuları ve onların Reis’i son seçimde iyi bir ‘artık kendinize gelin. Yok öyle, burası Türkiye’ tokatı yedi. Buna çok ihtiyaç vardı, zamanı çoktan gelmiş de geçiyordu.
çünkü kurdukları otoritercilik oyununda, bunun fazla uzun süremeyecek bir oyun olduğu belli olsa da, oyunda rol alması için etraflarına yerleştirdikleri çapsız ve vasat insanların daima evet efendim, baş üstüne reisim, siz yanlış yapamazsınız yağlamalarına inanarak biz hepimizin böyle karaktersiz olduğunu sandılar.
Böyle olmadığını son seçimde gördüler. bence bu seçim kurulmaya çalışılan ne idüğü belirsiz ve karanlık yeni Türkiye’ye karşı eski Türkiye ruhunun çok şükür bir isyanıdır ve Türkiye’nin geleceğine elkoymasıdır. On yıllardır CHP’nin yönetimi dışında olan şehir ve ilçelerin CHP yönetimine girmesi de bence bu eski Türkiye ruhunun yeniden canlanmasıdır.
Bakalım şimdi AKP yönetimi ne yapacak. aralarında makul olanlar varsa, ki mutlaka olması gerekir, onlar bir özeleştiri sürecine girebilir.
ama Reis’ten özeleştiri beklemek ancak bizim gibi küçük düşünen zavallı sıradan insanların umutsuz beklentisidir.
Çünkü yıllardır bunu hepimiz gördük. Reis’in herhangi bir konuda yanlış yapabilmesi mümkün değildi. O kanun hükmünde kararnameye benzer bir çıkışla kendini ‘ekonomist’ ilan edip dizginleri ele alıp ekonomiyi batırdıktan sonra bile bu onun yanlışı değildi yine de. Anlayacağınız biz eski Türkiye’yi özleyenler yanlış yapması mümkün olmayan bir reis tarafına yönetiliyor olmanın kıymetini bilmiyorduk aslında.
Yani ben seçimden sonra bulunabilirse makul AKP’lilerin özeleştiri sürecine girmesini beklesem de Reis’in bunu yapacağını düşünmek bile kendini bilmezliktir.
Ancak her türlü eleştirinin ve yanlış yapmanın üstünde olan Reis’e de bu hayat özellikle seçimden sonra bir ders veriyor. İsteyen bunu feleğin bir tokadı, isteyen ’ne oldum dememeli insan, ne olacağım demeli’ düşüncesinin hayata geçmesi olarak görebilir.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Düzce Belediye Başkanlığına kesin olmayan sonuçlara göre yeniden seçilen Faruk Özlü’yü telefonla arayarak tebrik etti. Özlü’nün daha yüksek bir oy oranı elde etmek istediğini ifade etmesi üzerine Erdoğan “Takma kafana, zaferin küçüğü büyüğü olmaz, zafer zaferdir” şeklinde karşılık verdi.
Düzce’de kesin olmayan sonuçlara göre oyların yüzde 40.22’sini alan AK Parti adayı ve Düzce Belediye Başkanı Dr. Faruk Özlü’ye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan “Sıkışığım, bazı seyahatlerim var. Amerika, Suudi Arabistan oralardan döndüğüm zaman inşallah muzaffer illerimizi ziyaret edeceğim” dedi.
yani anlayacağınız Reis’in seçim zaferi turu Düzce’ye yapacağı ziyaretten ibaret olacak bu defa. eğer kendisine verilen sinyalleri hala anlamayıp siyasette kalacaksa tahmin ediyorum ki bu gidişle bundan sonraki seçimden sonra zafer turu için Şanlıurfa’da bir mahalle muhtarına ziyaret yapıp o zaman da ona ‘zaferin küçüğü büyüğü olmaz, zafer zaferdir’ diye konuşmak zorunda kalacak.