Trump ile Putin’in ‘Büyük Suriye Planı’nın temel ilkeleri üzerinde anlaşmasından sonra bu planın ana noktalarından biri olan Kuzey Suriye’de Kürtlerle ilgili adımın ne olacağı Washington-Moskova hattında yoğun konuşulmaya başlanmıştı.
Ben bu bağlamda Washington’daki ilgili birimleri sorguladığımda gittikçe daha çok ‘Kamışlı modeli’ kavramından bahsedildiğini duyuyorum.
Bunun ne anlama geldiğini sorgulayınca da Fırat’ın doğusu hakkında nelerin konuşulmakta olduğu da biraz ortaya çıkmaya başlamıştı.
Tabii her şey detayların konuşulmasından sonra netleşecekti ama kürt oluşumu hakkında ABD ile Rusya’nın adımları şöyleydi:
– Fırat’ın doğusundaki özerk Kürt oluşumu modeli temelde Rusya’nın hazırladığı bir plan. Kaleme alan da dün yazdığım gibi planı Washington’da bizzat anlatmış olan Putin’in Ortadoğu danışmanı ve Kürt uzmanı Vitaly Naumkin.
– Moskova o şubat ayından sonra yapılan yoğun temaslar sonucunda bu modeli Washington’a da sonunda kabul ettirdi.
– Bu plana göre Kürtlere Suriye merkezi rejiminden kopmamaları şartıyla kısıtlı özerklik verilecek. Ruslar buna ‘Kuzey Irak modeli’ diyor ve Amerika ile bu konuda yapılan görüşmelerde de bu kavramı kullandılar.
– Bu yapı resmen Suriye devleti içinde yer alacak, ancak bölgesel siyasi kararlar alabilecek, kültürel ve ekonomik konularda kısmi özerkliği olacak.
Washington-Moskova hattında bu plan çerçevesinde en yoğun konuşulan konu planın Türkiye’nin tepkisini en aza indirerek nasıl uygulanabileceği.
Bu bağlamdaki ısrarlı sorularıma ben Washington’dayken net cevap alamıyordum, ama dediğim gibi başkentte bir ‘Kamışlı modeli’ kavramından söz edilmeye başlandığını da duyuyordum.
Bunun anlamı üzerine konuştuğum birçok kaynaktan sonra ortaya şu çıktı:
– Kürtler bölgenin yönetimini rejimle paylaşacak, ama rejim güçleri de bölgeye girmeyecek. Rejim güçleri kürt bölgesinin hemen dışında, sınırda konuşlanacak.
– Washington’da bu modelde konuşlanacak rejim güçlerinin sembolik düzeyde de olabileceğini, ama bunların arkasında Rusya’nın da gözlemci olarak gücü olacağından bunun etkin olacağını söylüyorlar.
Anlayacağınız özerklik oluşursa bunun Türkiye’ye bir tehdit oluşturmamasının temelde Rusya tarafından sağlanması düşünülüyordu o planda.
2018-20 arasında YPG Fırat’ın doğusundaki oluşumun geleceğini garanti altına almak için Esad rejimi ile görüşmelere de başlatmıştı.
YPG heyetine Beyaz Saray’a çok yakın ve Washington’un yönlendirmesi altında olan İlham Ahmed başkanlık ediyordu. Daha önce SDK’nın (Suriye Demokratik Konseyi) Washington temsilcisi olan İlham Ahmed tanıdığım kadarıyla ‘tipik PKK’lı’ bir kadındı.
Kürtler rejimle işbirliklerini sürdürmek için ‘Eğer İdlib’e bir harekat yapılacaksa biz de rejim güçleriyle birlikte bu harekata katılmak isteriz’ önerisini de getirmişti o görüşmelerde.
Ayrıca ‘Kamışlı modeli’nin de görüşüldüğü öğrenildi o konuşmalarda. Ancak iki konuda da suriye rejimi tarafından verilmiş net bir cevap bulunmadığı söyleniyordu o günlerde Washington’da.
(Yarın da son olarak Amerika ile Rusya’nın kürt planı üzerinde anlaşma süreçlerinin önemli detaylarını yazacağım)
3 Aralık 2024 - Türkiye’yi hedef alan evanjeliklerin Işık Ablası
2 Aralık 2024 - HTŞ büyük ABD-İsrail planının parçası olabilir
1 Aralık 2024 - Soyut sanatın müziği
30 Kasım 2024 - Trump’ın Türkiye karşıtı derin savaşçısı tekrar gündemde
29 Kasım 2024 - Trump galiba yine ‘gizli kabine’ oluşturuyor