Trump suikasti ve ABD’ye yaklaşan anarşi

İsmet Berkan’ın da teorik katkısıyla kendimi dadacı araştırmacı mizah yazarı olarak tanımladığımdan, hem de yılların laubali yazarlığının tecrübesini, birikimini  taşıdığımdan artık ciddi hiçbir konuyu yazmam herhalde diyordum.

***

Ama Trump başkan seçilir seçilmez Washington’da ikinci defa gazete temsilciliğine başladığımdan ve bu işi o neredeyse başkanlığı kaybedinceye kadar sürdürdüğümden Amerika’da son yaşananlara kayıtsız kalamadım.

***

Yaptığım o iş ve o dönemde Washington’daki hava beni Trump ve çevresini iyice derinden araştırmaya itmişti mecburen.

Amerikan yönetimi içinde benim geçmişten kalan neo-kon çevrelerin önemi isimleri olan tanıdıklarım da var. Hatta onlardan biri bana Washington Hürriyet temsilciliği yaptığım günlerde bugün hayata geçirilmeye çalışılan Kuzey Suriye’deki Kürt devletinin planlanan  haritasını da göstermişti.

***

Trump ve yanındaki insanların geçmişlerini ve neler yapabileceklerini en iyi bilen bu çevrelerin bana anlattıklarından sonra o dönemde sadece Washington’da bulunduğumdan dolayı içime bir korku yerleşmişti. 

‘İnşallah bunlar hazırlandıkları şeyleri ben buradan gittikten  sonra yaparlar’ diye düşünüyordum ve nitekim ben ayrıldıktan sonra Trump militanları Washington’da ayaklanmaya girişti. Kongre’de temsilcilerin odaları bile talan  edildi. Bugün Trump’a karşı demeçler veren Demokrat Nancy Pelosi’yi kalabalık o gün ele geçirseydi linç edecekti, bazı militanlar sonradan bunu söyledi de.

***

o günlerde yaşadığım korku sadece bana özgü değildi. Bir gün ünlü köşe yazarı Thomas Friedman ile mülakat yapmak için New York Times’ın Washington temsilciliği binasına girdiğimde bendeki bu korkunun derin Amerika’yı ve ülkenin o andaki durumunu en iyi bilmesi gereken bu insanlarda da olduğunu açıkça görmüştüm. 

Gazete haber bölümü ve yazı işleri önünde ellerinde silah olan güvenlik elemanlarının beklediği ve hep kilitli tutulan bir çelik kapının arkasına alınmıştı. Anladığım kadarıyla Trump’a karşı yayın yapan gazete o günlerde devletten silahlı saldırı gelmesini bile beklemekteydi.

***

o çılgın gidişattan Amerika o defa bence ucuz kurtuldu. sadece yarım kalmış olan bir ayaklanma girişimiyle bitti her şey. ama bu defa ucuz kurtulabileceği yolunda ciddi endişem var.

***

bu endişemi yaratan  sadece suikast girişimi değil. Bazı yayın organları Trump’la birlikte savaş dönemlerine hemen dönecekleri sinyali vermeye başladı. örneğin New York Times ile benzer anti-Trump yayın yapan CNN suikastten sonra, belki inanmayacaksınız, bu olayı suikast lafını hiç söylemeden anlatmak için uzun süre uğraştı. ’Trump düştükten sonra zor ayağa kaldırıldı’ veya ‘olaydan (incident) sonra Trump oradan uzaklaştırıldı’ gibi inanılmaz başlıklarla ve suikast gerçeğini hiç vermemeye çalışarak bu olayı bile çarpıttılar. Benim ziyaret ettiğim gün New York Times’taki endişe havası da taraflı yayın yapmalarına gelebilecek sert tepkiden korktukları içindi. Şimdi  o günlerin çılgınlığına yeniden dönüleceği ve ama  işlerin bu defa daha vahim olacağını gösteren işaretler var şimdiden.

***

Trump’ın dini hurafelerle de çıldırmış bir silahlı militan tabanı var. Şimdi görülüyor ki bazı çevreler bunlardan korunmak için silahlanmış durumda ve suikast gösterdi ki gerekirse öldürmekten de çekinmeyecekler.

***

Eğer Trump seçilirse Amerika’nın ciddi bir iç savaş tehlikesi ile karşı karşıya olduğunu söylemek zorundayım. 

çünkü ilk başkanlığı döneminde konuştuğum bazı uzmanların da bana anlattığı bu ürkütücü senaryoydu. Suikastten sonra Trump’ın o havaya kalkan yumruğu da bunu söylüyor zaten. 

***

umarım Amerika’da var olduğunu bildiğim makul insanlar “kendi içinde bölünmüş bir ev ayakta kalamaz!” diyen Abraham Lincoln’un sözünün ne anlama geldiğini daha iyi düşünür.