Hayattan emekli olmak size ne hissettirir?

Kırklarda, ellilerde 'hayattan emekli olmak' gibi alternatifimiz bence hiç yok. Hayattan emekli olmak, yazınca bile elim titredi. O yüzden üretmek ve deneyimimizi nereye koyacağımızı bulmamız lazım.

22 Nisan 2024
Kendi kurallarımı koyduğum, zamanımı yönettiğim, hala faydalı hissettiğim, bildiklerimi kanalize edebildiğim, öğrenmeye devam ettiğim ve üstüne tutkumu da ekleyebileceğim bir alternatif şahane olmaz mı?

Yaşlarımız 45’e vardıktan sonra girişimci olmakta zorlandığımızı ve yeni işlere yelken açmak için endişeli olduğumuzu biliyoruz.

Aslında 40-45’li yaşlar artık denge arayışımızda olduğumuz bir dönem. Kendimize olan güvenimiz az, üstelik çevremiz de bizi harekete geçirmemek elinden geleni ardına koymuyor.

İşte bu yaşları harekete geçirecek motivasyonu anlamak ve daha kuvvetli bir eyleme geçirmek için araştırma yaptıralım istedik.

Bu nedenle bu konunun en iyilerini bulup meselemizi anlattık, sonra da merakla sonuçlarını bekledik. Bu araştırma sürecinde bize destek olan Asude Aydagül ve Kurtuluş Kantar’a buradan tekrar teşekkür edeyim.

Araştırmada görüşülen 45 yaş üstü konuşulan kişilerden derlenen ve benim de etkilendiğim bazı başlıkları sizinle paylaşmak isterim.

Ana problem kırklardan, ellilerden sonra artık başka bir anlam arayışına geçmemiz.

Üretmeye devam etme isteği var ama kendi yapmak istediğimiz bir iş ve alanda; bize dayatılan konu ve işi değil.

Artık ektiklerimi biçme zamanı geldi

Hatta bağımsız ve özgür hareket ettiğimiz ve düşünebildiğimiz bir ortamda.

Çünkü kafa şunu tekrarlamaya başlıyor, 20-25 yıldır kurumsal hayatın içindesin, o kadar büyük işler yaptın, ülkeler yönettin ve projeler yaptın, artık dengeni bul. Deneyim ve tecrübe olarak tamız, olgunluk seviyemizin zirvesindeyiz. Bunları nereye ve nasıl aktaracağız?

Artık ektiklerimi biçme zamanı geldi.

Hem birikim çok, hem enerji çok. Kurumsal yaşım 20-25 arası, oldukça genç sayılırım. Denge aradığımız bir sürü alan var, iş – özel hayat dengesi, geçmiş – gelecek dengesi, duygu – rasyonalite dengesi ve genelde en çok bizi durdurabilen para – tutku dengesi.

Kendi kurallarımı koyduğum, zamanımı yönettiğim, hala faydalı hissettiğim, bildiklerimi kanalize edebildiğim, öğrenmeye devam ettiğim ve üstüne tutkumu da ekleyebileceğim bir alternatif şahane olmaz mı?

Harika oluyor, kendimden biliyorum.

Ya başarısız olursam, eş-dost, çoluk çocuk, bizim eski işten arkadaşlar ne der endişeleri elbette başta oluyor.

Ama kırklarda, ellilerde ‘hayattan emekli olmak’ gibi alternatifimiz bence hiç yok. Hayattan emekli olmak; yazarken bile elim titredi. O yüzden üretmek ve deneyimimizi nereye koyacağımızı bulmamız lazım.

Bu hafta İzmir’de katıldığım bir takım eğitiminde arkadaşlara ileride ne yapmak istediklerini sorduğumda ihracat işi yapan bir arkadaş arkeoloji okuyup kazı yapmak istediğinden bahsetti.

O kadar iyi geldi ki. Özellikle geçmişte okumak isteyip de para kazanamayız diye vazgeçtiğimiz ve vazgeçirildiğimiz konu ve alanlar aklımızda durmaya devam ediyor. 22 yaşında yapamadığı mesleği ellisinde yapmaya hazırlanan gençlere daha çok rastlıyoruz.

Deneyimsel CV nedir?

Hatta yine araştırmacı dostlardan duyup kendime not aldığım yeni bir kavramı hatırlatıyor bana; ‘Deneyimsel CV’.

CV’nde olmayıp ama olmasını istediğin, kaçırdığın zamanları işaret eden veya tekrar yapmak isteğini yaratan şey.

Yani sana dayatılan CV değil, hayalindeki işler ve mesleklerin yazılı olduğu hali. Hani bundan sonra yapmak istediğiniz şeyleri yazdığınız listeler gibi.

Bağıra bağıra ‘artık vaktim geldi ve yapıyorum’ demek için.

Çünkü hala yapmazsam kalıyor ve bu da kendime saygımı azaltıyor.

Bu bizim artık yeni var oluş biçimimiz, hayata yeni bir pencereden bakışımız. Kimseyi dinlemeden ve kimseyi takmadan. Yapmak istediklerim ve mutlu olacaklarım listede en üstteler. Başkasının istedikleri artık benim yeni listemde yok.

Hayattan, kariyerden hatta kendimden beklediklerim değişiyor. Ben cesurca değişiyorum ve bu bana çok iyi geliyor.

İşte bu yaşlar kritik yaşlar, tüm dünyada böyle. Pandemi de çok tetikledi bu sorgulamayı. Gençler zaten doğuştan sorguluyor.

Bizler çok çalışan ve başarı odaklı bir kuşağız. Yapılan her işi sorgusuz sualsiz yapan ve hatta daha çok iş talep eden bir kuşak. Bizde değişim biraz daha zor oluyor.

Ancak kırklardan sonra aydınlanma başlıyor. Ve yepyeni bir hikaye başlasın istiyoruz.

Ama nasıl? Bunun cevabını bulmak kolay değil.

Bir taraftan da biyolojik olarak gençlik yıllarımıza göre hem kafa değişiyor, anlam anlayışı arayışı başlıyor, hem de o dönemlere göre maddi olarak daha iyi durumdayız.

Şirketlerin bu kuşak için bir hazırlık yapmadıklarını gözlemliyoruz. Hatta insan kaynaklarının yetenek yönetimi konusunda gelişim ve kariyer alanında çaresiz ve çözümsüz kaldıklarını biliyoruz. Meydan okumaya hazır bu yetenek ve çalışkan grubu önemsememek de bir şeyleri tetikliyor.

Bu arada eşten, dosttan ne kadar doğru bir konuya parmak bastınız mesajları almaya devam ediyoruz. Dünyada ve ülkemizde yaş ortalamaları artıyor. Emeklilikten sonra en az 30-40 yıl daha çalışmak ve üretmek için zamanımız olacak. İşte bu nedenle tüm yaşıtlarımızı kırklarından sonra üçüncü çeyrek planlarımızı yapmaya davet ettik.

Dünyadaki uygulamaları ve literatürleri taradığımızda ise bu konuda çok bir çalışma olmadığını tespit ettik.

Hem biz  hem de çevremiz bu artan farkındalık sayesinde duyduğumuz her habere kulak kabartmaya başladık. Tüm ülkelerin geleneksel kariyer yolculuğunu tamamladıktan sonra ekonomik üretkenliği tetiklemek ve sürdürebilmek için küçük de olsa adımlar attığını okumak ve görmek güzel. Bizim etrafımızda da  ellisinden sonra işler kurmaya başlayan yada iş hayatına devam ederken hazırlıklara başlayan arkadaşları görmek çok güzel.

Biz 45 yaş üstündekiler üretkenlik ve girişimcilik konuşurken takip ettiğimiz bir fonun ’60 yaş üstü kurucu’lardan oluşan girişimcilere yatırım yapma davetini okuyunca keyfimiz yerine geldi. Hatta çok yakın gelecekte ortaya çıkacak bir unicornun 60 yaş üstü emekli bir kurucudan gelmesini beklediklerini belirtiyorlar.

Tüm dünya bizden iş fikirleri beklerken, hayattan emekli olmak da nedir?

Teknoloji girişimcisi genç olur diye bir kural yok... 55 yaşında, dünyanın en önemli teknoloji şirketini kuran adamdan öğrenecek çok şey varTeknoloji girişimcisi genç olur diye bir kural yok… 55 yaşında, dünyanın en önemli teknoloji şirketini kuran adamdan öğrenecek çok şey var

 

10Haber bültenine üye olun, gündem özeti her sabah mailinize gelsin.