Telegram'ın kurucusu Pavel Durov Fransa'da tutuklandı, hakkında dava açıldı. Bu davanın internet ve ifade özgürlüğüyle çok yakın ilişkisi var. Bir görüş oluşturmazdan önce bu yazıyı okumanızı öneririz. Ümit Alan bütün tartışmayı 8 maddede özetlemiş.
Bu yazıyı tıkladıysanız muhtemelen duymuşsunuzdur. Mesajlaşma uygulaması Telegram’ın CEO’su Pavel Durov, Fransa’da gözaltına alındıktan sonra kefalet karşılığı adli konrol şartıyla serbest bırakıldı. Rusya vatandaşı olmakla birlikte sonradan Fransa vatandaşlığı da alan Durov’un şimdi Fransa’dan ayrılması yasak (Aynı zamanda Birleşik Arap Emirlikleri ve birkaç küçük devletin vatandaşlığına da sahip ve şirketinin merkezini Dubai’ye taşıdı).
Durov’un, vatanı Rusya dahil hükümetlerin taleplerine karşı direnmesi, onu tüm dünyadaki ifade özgürlüğü savunucuları için farklı bir yere koyuyor.
Tabii burada ‘ifade özgürlüğü’ kavramı muğlak bir anlam kazanıyor. Çünkü kendisine yöneltilen suçlamalar paketi oldukça geniş: Kara para aklama, mesajları şifreleme araçlarının sağlanmasındaki ihlaller, kolluk kuvvetleriyle iş birliği yapmayı reddetme, uyuşturucu kaçakçılığı, çocuk pornografisi bulundurma ve dağıtma.
Bir taraftan da denilebilir ki Durov belki de hükümetlere karşı direndiği için en zayıf yerden vurulmaya çalışılıyor. Mesele bu kadar basit değil tabii. Kaldı ki Telegram da sanıldığı kadar güvenli olmayabilir.
Anlaşılması güç bir mesele olduğu için Telegram uygulamasının güvenlik paradoksunu madde madde incelemek isterim:
1-Telegram’da uçtan uca şifreleme olmaması
Whatsapp, Signal, iMessage gibi mesajlaşma platformları varsayılan özellik olarak uçtan uca şifreleme özelliğine sahip. Yani bu platformlarda yazılan mesajlar iki uçtan şifrelendiği için platformun kendisi dahil üçüncü taraflar kişisel yazışmaları göremiyor.
Oysa Telegram’da böyle bir şifreleme yok. Sadece bire bir sohbetlerde manuel olarak ‘gizli sohbet ayarı’nı açabiliyorsunuz ve bu ayarı yapmak da hiç kolay değil. Zaten kullanıcıların çoğu da bunu bilmiyor.
Binlerce kişinin olduğu gruplar düşünülürse, burada yazılan mesajlar Telegram veya onun izin verdiği herhangi bir tarafça okunabilir. Dolayısıyla Telegram daha fazla özgürlük vaat ederken, daha büyük güvenlik sağlamış olmuyor.
Pavel Durov kendi gizli sohbet özelliklerinin doğrulanabilir tek popüler iletişim yöntemi olduğunu iddia etse de bu konuda tartışmalar bitmiyor. Çünkü örneğin yazılım kodları Signal uygulamasındaki gibi açık kaynaklı olmadığı için incelenemiyor.
2-Telegram’ın farklı veri depolama yapısının avantajları
Şifrelemeyle ilgili tüm bu eleştirilere rağmen Telegram’ın farklı bir veri depolama yapısı var. Telegram, sohbet verilerini dünyanın dört yanındaki farklı hukuki koşullara sahip ülkelerdeki tüzel kişilere dağıtıyor.
Yani bir ülkenin Telegram’dan veri talep etmesi için çok sayıda farklı ülkede yasal mücadele vermesi gerek. Bu da eğer Telegram yönetimi gerçekten vermek istemezse, devletlerce talep edilen verilerin teslimini zorlaştırıyor.
3-Telegram’ın hükümetlere önemli bir koz vermesi
İlk maddede bahsi geçen ‘uçtan uca şifreleme konusu’ aslında hükümetlerle teknoloji şirketleri arasında ciddi bir gerginlik kaynağı. Hükümetler suçla mücadele için bu konuda bir arka kapı talep ediyor. Yani şifrelemeyi kırmak istiyor.
Silikon vadisi şirketleri de kullanıcı mahremiyetini öne sürerek buna karşı direniyor. Oysa Pavel Durov’a dolayısıyla Telegram yöneltilen suçlamalar arasında “lisans olmaksızın kriptoloji hizmeti sağlama” da var.
Telegram eğer bu hizmeti el altından sağlıyorsa, bu durum hükümetlerin baskısına karşı birlikte mücadele eden Whatsapp, Signal ve iMessage’ı da zora sokabilir. Yani şifreleme hizmetleri komple tartışmaya açılabilir.
Eğer bu yolla bir kapı açılırsa, uçtan uca şifreleme konusu da tartışmalı hale gelecektir.
4-Rusya’nın tutumu ve spekülasyonlar
Pavel Durov’un Fransa’da tutuklanmadan hemen önce Azerbaycan’ı ziyaret ettiği biliniyor. İlginç olan şu ki Durov Bakü’de olduğu sırada Rusya Devlet Başkanı Putin de oradaymış.
Kremlin Sözcüsü Dimitry Peskov, bu ikilinin arasında herhangi bir görüşme olmadığını söyledi ama bu durum spekülasyonların önünü kesmedi. Bu spekülasyonlara göre; Fransa’nın istihbarat amaçlı olarak şifreleme kodlarını istemesi söz konusuymuş ve Durov buna karşı Putin’den koruma talep etmiş.
Durov, Fransa’da gözaltına alınınca da bilindik Kremlin propagandacıları da devreye girdi ve Telegram uygulamasını Rusya’da kullananların (özellikle hassas mesajlar için) hemen silmesini talep ettiler.
5-Rusya’daki savaş karşıtı aktivistlerin iddiası
Geçen yıl, Kremlin’in Telegram yazışmalarına ulaşabildiği iddiaları gündeme gelmişti. Durov’un gözaltına alınmasından sonra, New York Times’ta ifade özgürlüğü savunucularını uyaran bir yazı kaleme alan Zeynep Tüfekçi de hatırlattı: Rus savaş karşıtı aktivistler, Kremlin’in, kendilerinin Telegram’daki faaliyetleri hakkında bu kadar çok şeyi nasıl bildiğini merak ediyorlardı.
6-Telegram’ın IŞID için önemli bir merkez olduğu iddiası
Facebook/Meta’nın terörle mücadele ve tehlikeli örgütler eski politika direktörü Brian Fishman son gelişmelerden sonra, Threads’te yazdığı yorumlarda, Telegram’ın IŞİD için önemli bir merkez olduğunu belirtti ve detaylandırdı.
Böylece Telegram’dan yapılan terör propagandası ve faaliyetlerinin içerik denetimine takılmıyor olması iddiaları yeniden gündeme geldi. Bu faaliyetlerin ifade özgürlüğü kapsamında değerlendirilmesi, ifade özgürlüğü için gerçekten mücadele edenlerin de elini zayıflatabilir.
7-Stanford İnternet Gözlemevi eski müdürünün iddiası
Telegram’ın çocukların cinsel istismarına izin vermesiyle ilgili iddialar sadece Fransa tarafından gelmiyor. Washington Post’taki habere göre; Stanford İnternet Gözlemevi’nin eski müdürü Alex Stamos, Telegram’da çocuk cinsel istismarı materyallerinin ticareti için bir ekosistem olduğunu ve Telegram’ın özel kanallarda ‘çocuk cinsel istismarı materyali’ değişimine örtük olarak izin veren tek büyük bir platform olduğunu tespit ettiklerini belirtti.
8-Durov’un Rusya ile uzlaştığı için şüpheli olduğu iddiası
Peki ya tüm bunlar Batı ile Rusya arasındaki çekişmenin bir parçası olabilir mi? Örneğin; ABD’de Rusya hakkında çalışmalarıyla bilinen Dış İlişkiler Konseyi Üyesi Thomas Graham, Kremlin’in artık Telegram ile uzlaştığını belirtmiş.
Benzer şekilde Avrupa Politika Analizi Merkezi araştırmacılarından Andrei Soldatov da “Durov’un 2013-2014’te Maidan aktivistlerinin verilerini ifşa etmemek için çok şey yaptığını ve çok şey feda ettiğini biliyoruz. Bilmediğimiz şey, 2020’de Rus yetkililerle yapılan Telegram yasağının kaldırılması anlaşmasının koşullarının ne olduğu” yorumunu yaparak bu konudaki şüphesini aktarmış.
Özetle Pavel Durov meselesi daha çok su kaldıracak gibi görünüyor. Aceleyle pozisyon almadan önce tüm bunları bilmekte fayda var.
Bu iş; ifade özgürlüğü veya çocuk tacizine karşı yasal mücadele perspektifinin ötesinde, bir çokuluslu çekişme olabilir.
Bu çekişmenin iki tarafından birinde yer almak istemeyecekler ve Telegram’ın ne kadar güvenli olduğunu merak edenler için özetlemek istedim.
3 Kasım 2024 - En apolitik takılanlar bile kaçamaz: Teknolojik olan politiktir!
30 Ekim 2024 - Menendez Kardeşler Olayı: TikTok’tan Netflix’e Yeni Medya Yargısının Gücü
23 Ekim 2024 - Gülse Birsel’in dilemması
20 Ekim 2024 - “Yenidoğan çetesi” şüphelisinin sosyal medya profili, zamanımıza dair ne anlatıyor?