ABD’de Temsilciler Meclisi geçen hafta TikTok için çok önemli bir mutabakata vardı. 352’ye 65 oyla kabul edilen yasa tasarısı Senato onayı ve Başkan imzası gibi ileri aşamaları geçip yasalaşırsa Çinli ByteDance firması TikTok’u, altı ay içinde onaylı bir ABD’li alıcıya satmak zorunda olacak. Aksi takdirde kapatılacak.
Çin hükümetinin böyle bir satışa izin vermesi pek olası görünmediği için karar yasalaşırsa TikTok’un ABD operasyonunun kapatılacağını öngörebiliriz. Donald Trump’ın Başkanlığı döneminde bizzat onun tarafından gündeme getirilen, zaman zaman eyaletlerde gündeme gelip reddedilen bu önlem (Trump şimdi fikir değiştirmiş olsa bile) neden şimdi bu kadar güçlü şekilde Meclis’ten geçirildi? Cevabını aramamız gereken ilk soru bu.
Çin menşeili TikTok’un ABD’de epeydir ulusal güvenlik tehdidi olarak görüldüğünü biliyoruz. Öyle ki devlete ait cihazlarda TikTok kullanımı yasak.
Daha önce Montana Eyaleti’nde yasaklanması için bir yasa çıkarılmış, bu yasa mahkeme kararıyla bozulmuştu.
Karşılıklı lobi gruplarının çarpıştığı bu alanda meclisin böyle güçlü bir mutabakata varmasını sağlayan acil gelişmelerin en önemlisi ABD’li gençler arasında artan Filistin desteği.
ABD kamuoyunda İsrail’e destek her zaman belirgindi. Geleneksel medya bu konuda fazla açık vermedi. Son savaşla birlikte Filistin’e destek yükselince de bir sebep arandı.
TikTok’un yasaklanmasını isteyenler Filistin yanlısı içeriğin algoritmalar yardımıyla özellikle öne çıkarıldığını savunuyor. Oysa bununla ilgili elle tutulur hiçbir kanıt yok. TikTok tarafının savunması TikTok’un olanı yansıttığı şeklinde.
ABD’de yapılan araştırmalar da bunu destekliyor. Daha savaştan önce yapılan araştırmalarda bile özellikle Demokrat kesimin İsraillilere nazaran Filistinlilere % 38 daha fazla sempati duyduğu görülmüştü.
2023 baharında yapılan bir Gallup Araştırması genç Amerikalılar arasında İsrail’e verilen desteğin en düşük seviyeye indiğini gösterdi.
ABD’li gençlerin % 42’si Filistin’i desteklerken %40’ı İsrail’i desteklediğini söylemiş. Bölgedeki savaştan sonra Quinnipac Üniversitesi’nde yapılan başka bir araştırmadaysa Amerikalı genç seçmenler arasında Filistin’e desteğin % 26’dan % 52’ye çıktığı görülmüş.
Daha yakın zamanda yapılan bir NPR anketi durumun yetişkinler arasında farklı olduğunu gösteriyor. Çünkü İsrail-Filistin savaşı konusundaki algıları daha ziyade geleneksel medya çağında şekillenen yetişkinlerin % 65’i İsrail’in desteklenmesi gerektiğini söylemiş.
Acaba gençler dünyada olup biteni daha filtresiz şekilde gördükleri için mi Filistin desteği yükseldi, yoksa TikTok onları manipüle ettiği için mi? Şu an cevabı aranan soru bu.
ABD’li teknoloji gazetecisi Casey Newton, Kevin Roose ile birlikte New York Times için hazırladıkları Hard Fork podcast serisinin yeni bölümünde Filistin yanlısı hashtag’lerin yer aldığı videoların diğer videolardan 60 kat daha fazla izlendiğine ilişkin reklam veren araştırmalarından söz ediyor. Ancak bunun TikTok’un algoritmik manipülasyonundan kaynaklandığına ilişkin hiçbir kanıt olmadığını da belirtiyor.
Filistin yanlısı hashtaglerin gösterdiği performans bana göre olan bitenin artık geleneksel medyadaki algı savaşlarıyla gizlenemeyecek kadar alenileşmiş olmasından kaynaklanıyor.
TikTok’u da savunmak için herhangi bir motivasyonum yok. Kaldı ki TikTok algoritmalarının şeffaf olmadığı açık ve pek çok yönüyle tartışılabilir. Ancak Filistin’de olan bitene yönelik ilginin yükselmesi tek bir uygulamayla açıklanabilir gibi durmuyor bana kalırsa.
ABD Temsilciler Meclisi’ndeki karar gündemi için TikTok gönderdiği bildirimlerle ABD’li kullanıcıları harekete geçmeye çağırdı. TikTok’un ABD’de 150 milyon aktif kullanıcısı olduğu tahmin ediliyor. Bu kullanıcıların % 60’ı 16-24, % 26’sı 25-44 yaş arasında. Bu özellikle genç bir kitleyi harekete geçirme gücü demek.
TikTok’un bildirimlerle yaptığı bu meydan okuma kamuoyunda önemli destek de gördü ve Kongre üstünde baskı oluşturdu. Aslında TikTok bu hareketiyle kendi lehine kamuoyu oluşturmaya çalışıyordu ama bir anlamda karşı iddiaları desteklemiş oldu. Yani acil bir durumda siyasi etki yaratma potansiyelini gösterdi.
Ayrıca şu da var. Çin, ABD’ye böyle bir uygulamayla girmenin yolunu buluyor ama ABD veya başka bir ülke Çin’de böyle bir şansa sahip değil. Bu da TikTok’u ABD kamuoyuna karşı biraz daha dayanaksız bırakıyor. Çünkü ortada “onların uygulamaları bizim ülkemizde rahatça faaliyet gösterirken bizim uygulamalarımız neden Çin’de kullanılamıyor?” sorusu var.
ABD’de o veya bu nedenle TikTok’un kapatılmasından en kazançlı çıkacak iki platform Meta (Instagram) ve Google (Youtube) olur. Zaten geçmiş dönemde Meta’nın Targeted Victory isimli bir lobicilik firmasıyla TikTok’un Amerikalı gençler için tehlike içerdiğine yönelik lobi çalışması çalışma yaptırdığına ilişkin iddialar konuşulmuştu.
Peki o zaman soralım, topladıkları veri, kullanıcı büyüklüğü ve kullandıkları algoritmalar göz önüne alındığında Instagram ya da Youtube’un TikTok’tan çok farklı olduğu söylenebilir mi?
Kuşkusuz hayır. TikTok burada sadece Çin menşeili bir firma olduğu için hedefte. Yani bu tehlike savuşturulsa, TikTok zayıflatılsa bile geride iki dev bekliyor.
ABD’liler kendi ülkelerinin malı olduğu için bu platformlarla ilgili büyük endişe taşımayabilir ama ya dünyanın geri kalanı? İşte hikâyenin Türkiye’den okunması gereken tarafı da bu.
Türkiye’den veya başka bir ülkeden bakıldığında ABD’nin TikTok ile ilgili politikası iki şey gösteriyor.
Birincisi, ulusal güvenlik söz konusu olunca ABD’de bazı özgürlükler çok kolay tartışılabilir oluyor.
İkincisi, ABD bir başka ülkenin şirketine ait uygulamanın ülkesinde faaliyet göstermesinden bu kadar endişeleniyorsa dünyanın geri kalanı ne yapsın? Avrupa Birliği’nin sıkı veri güvenliği politikalarının, Dijital Hizmetler ve Dijital Pazarlar Yasası gibi düzenlemelerin önemi bu perspektiften bakınca daha iyi anlaşılıyor.
Bu köşede sık sık tekrarladım. Biz Türkiye’nin öznel şartları ve siyasi iklimi gereği sosyal medya ile ilgili her düzenlemeye kullanıcılara sansür gelecek mi gelmeyecek mi perspektifinden bakıyoruz.
Oysa bu faslı siyasi uzlaşıyla hızla geçip ulusal güvenlik perspektifinden bakmanın vakti geldi de geçiyor bile.