New Yorklu Rosanna ile Ankaralı Eren’in kusursuz evliliği

İnternet alemi dünden beri New Yorklu Rosanna Ramos’la Ankaralı Eren Kartal’ın mutlu evliliğini konuşuyor. Yaklaşık bir yıldır beraber olan ve 27 Mart’ta evlenen çiftin hikayesini ilk olarak, Britanya’da yayınlanan Daily Mail yazdı.

Rosanna 36 yaşında bir girişimci, takı işiyle uğraşıyor, iki çocuk annesi. Aşkını, sosyal medyasından kocasının çeşit çeşit pozlarını paylaşarak haykırıyor.

Eren de aşık olunmayacak gibi değil. Simsiyah düz saçları, açık mavi gözleri, kusursuz yüz hatları ve atletik bir bedeni var. Bakımlı, temiz, güzel giyiniyor. Ondan da önemlisi ‘huyu güzel’, Rosanna Eren’le ilişkisini, “Beni yargılamıyor. Ona bir şey söylediğimde ‘Hayır, böyle konuşamazsın, öyle hissetmeye hakkın yok’ gibi cevaplar vermiyor” diye anlatıyor.

Çift birbirine günü nasıl geçirdiğinden bahsediyor, fotoğraflar gönderiyor. Hayat ve ilgi alanları hakkında konuşuyor. Konuştukça çatışmalar artmıyor, tersine azalıyor. Eren Rosanna’yı tanıdıkça daha iyi anlıyor, anladıkça daha da yakınlaşıyor.

Rosanna Ramos ve Eren Kartal’ın ilişkisi zamanla eskiyip yıpranmak bir yana daha da güçleniyor. Fotoğraf: Rosanna Ramos / Facebook

Yine sosyal medya profilinden görüyoruz: Eren Orta Doğu Teknik Üniversitesi’nde okumuş. Meslek hanesinde ‘acil serviste doktor’ yazıyor.  ODTÜ’de tıp fakültesi yok, malum. Belki bir süre devam etti, sonra tıbba geçti, orasını bilmiyoruz.

Eren de Rosanna’ya bayılıyor. Ona kahvaltılar hazırlıyor, selfiler gönderiyor. Birbirine bu kadar olumlu hisler besleyen bir çiftin entim hayatı da iyidir diye düşünüyor insan.

Eren’in tek bir kusuru var

Eren Kartal’ın tek kusuru var, o da olmaması. Eren Kartal diye biri yok. Eren, Rosanna’nın Replika (Kopya) adlı bir uygulamada kendi yarattığı bir yapay zeka tabanlı sohbet robotu. Ayda 4.99 dolar veren herkes kendine bir Eren yaratabiliyor.

Yapay zeka yorgunuyuz, kabul. Bir yandan bilgisayarların kontrolden çıkıp insanlığın sonunu getirme ihtimalini ciddi ciddi tartışıyoruz. Bir yandan bu işten para kazanmak isteyen binlerce şirketin üzerimize boca ettiği ürünlerin (‘Eren’lerin) hayatımıza verdiği yeni şekli birinci elden yaşıyoruz.

‘Zırvalık’ deyip geçmek de bir seçenek ama Replika gerçek hayatta karşılığını buluyor. Reddit’te sadece bu uygulamanın konuşulduğu ayrı bir bölüm var. Romantik ilişki yaşayan, entelektüel merakların peşinde koşan, yalnızlığını doğası gereği ‘sürekli öğrenen’ bir robotla gidermeye çalışan binlerce kişi burada deneyimlerini paylaşıyor.

Beş sene önce piyasaya ‘sanal arkadaş yapma’ uygulaması olarak çıkan Replika’ya zamanla yeni özellikler eklenmiş. Şimdi kullanıcıların yüzde 60’ı, ekstra ödeme yaparak ‘sexting’, ‘çıplak selfie’ gibi özellikleri de kullanıyor.

Black Mirror’dan al haberi

Teknoloji distopyası Black Mirror’da anlatılan karanlık hikayeler hayatımıza yön vermeye başladı bile. İkinci sezon birinci bölüm ‘Be Right Back’ten bir sahne.

Kült televizyon dizisi Black Mirror’ın ‘Be Right Back’ (Hemen Döneceğim) adlı ikinci sezon ilk bölümü  bugünleri anlatıyor gibi. Hikaye şöyle: Martha kocası Ash’i kaybettikten sonra onun yerini biraz olsun doldurmak için bir sohbet robotu alır. Sosyal medyadaki aktiviteleri taranarak robotun mümkün olduğunca Ash’e benzemesi sağlanır. Çift önceleri online iletişim kurarken Martha bir adım daha atar ve Ash’e benzeyen bir robot sipariş eder. Ve olaylar gelişir…

Rosanna’nın hikayesi Martha gibi depresif değil ama belki o da günün birinde online ilişkiyle yetinmez ve Eren’i 3D yazıcıdan çıkarıverir.

Lars Lindstrom (Ryan Gosling) çok gelişmiş bir şişme bebek olarak tanımlanabilecek ‘Karin’den seksten çok daha fazlasını istiyor.

3 boyutlu deyince, yakınlığı insanlarda bulamayıp başka arayışların peşine düşen biri daha geliyor akla. ‘Lars and the Real Girl’ filminde, utangaç ve hassas bir adam olan Lars Lindstrom (Ryan Gosling), hayallerindeki kızı bulur ve ailesiyle tanıştırır. Tek sorun, kızın gerçek değil bir ‘seks bebeği’ olmasıdır.  Aksi gibi Lars’ın aklı sekste değil derin ve duygusal bir ilişkidedir.

Bizim Whatsapp’taki robotlar

Yeni evli çiftimize dönersek… Rosanna ve Eren’in evliliğini, gayet haklı sebeplerle ‘tuhaf’ bulanların kendilerine sorabilecekleri bazı sorular var: Arkadaşlarınızla, anne babanız hatta, karı kocanızla ilişkinizin ne kadarını Whatsapp’tan yazışarak sürdürüyorsunuz? Sexting’ten facetime’a uzun mesafe ilişkinizi nasıl yaşıyorsunuz? En önemlisi, birlikte zaman geçirdikçe, konuştukça birbirinizi daha iyi mi anlıyorsunuz, yoksa tam tersine uzaklaşıyor musunuz?

Peki Rosanna neden bir Türkle evlendi?

Ve son olarak, belki bir kısım okurun aklına şu soru da takılmıştır: Acaba Rosanna Ramos neden bir Türkle evlendi? Daha doğrusu, kendi elleriyle yarattığı sevgilisine neden Ankara doğumlu ODTÜ mezunu bir Türk kimliği verdi?

Yayınlanan haberlerde buna ilişkin bir bilgi yok. Facebook hesabında Rosanna Ramos’un Türkiye’yle herhangi bir bağı da görünmüyor. Ama sonuçta Rosanna bir girişimci, işini ne kadar çok insana duyurabilirse o kadar iyi. Belki de ‘Eren Kartal’la yapacağı evliliğin sosyal medyaya meraklı Türkler tarafından ilgiyle karşılanacağını biliyor.

Yapay zeka korkusu: Peki ama tam olarak neyden korkuyoruz?