37. Gün
25 Ağustos 2023
Cumhuriyet'e 100 Gün
Lozan Antlaşmasından 29 Ekim’e günbegün yaşananlar
İsmet Paşa’nın gözünden Lozan muhalifleri

İsmet Paşa, Lozan Antlaşmasının yapılmasından 50 yıla yakın bir süre geçtikten sonra yazdığı anılarında Lozan’a hayır oyu veren milletvekillerinden çok hoş görülü söz ediyordu.

İsmet Paşa’nın gözünden Lozan muhalifleri

Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde ad okunarak yapılan oylamada medeni cesaretle ayağa kalkıp Lozan Barış Antlaşması’na ‘Hayır’ oyu veren 14 milletvekilinden beşi hariç geri kalanı, uzun yıllar siyasi hayatlarına devam ettiler.

İsmet Paşa, Lozan Barış Antlaşması’nın yapılmasından 50 yıla yakın süre geçtikten sonra yazdığı anılarında bu muhalif milletvekillerinden ve onların muhalefet etme sebeplerinden oldukça yumuşak ve anlayışlı bir dille söz ediyordu. İsmet Paşa’ya göre bu muhalefet, antlaşmaya temelden bir direniş anlamına gelmiyordu.

İsmet Paşa’nın anılarından ilgili bölüm aynen şöyleydi:

Muahedenin tasdiki esnasında muhalif oy verenler 14 kişidir. Bu muhalif oyların önemli bir kısmı, Lozan Muahedesi ile birtakım arzuların tahakkuk ettirilmemiş (gerçekleştirilmemiş) olduğunun tescili manasına siyasi bir iyi niyetin ifadesini taşıyor. Muhalif oy verenlerin bir kısmı muahedeyi ciddi olarak eksik görmüş olabilirler. Ama, benim kanaatimce, menfi oy sahiplerinde umumi olarak iyi niyetler hâkimdir. Biraz daha teferruata girersek, muahedeye karşı muhalif tavır takınanlardan bazılarının, kendi bölgeleri ile ilgili arazi meselelerinden memnun kalmadıklarını görürüz. Mesela Trakya meselesinde çok çabaladığımız halde, Batı Trakya üzerinde aradığımız neticeyi alamadığımız ve sonra Doğu Trakya’nın Edirne tarafındaki hududu istenilen şekilde düzeltemediğimiz, arzu ettiğimiz kadar netice elde edemediğimiz için Trakya bölgesi mebuslarının muahedeye muhalif kalmaları, bu duruma karşı fikirlerinde ısrar ettiklerinin ifadesi sayılır. Netice olarak diyebilirim ki, bu menfi oyların çalışmaya, esere ve neticeye temelden ve büyük ölçüde bir mukavemet manasını tazammun etmediği kanaatindeyim. Sağlam kanaatim budur. Gerçi o zaman meclislerin asıl fikirlerini anlayacak fazla bir tecrübem olmadığı gibi, iştigalim de yok. Meclis’le iştigal etmemişim. Arkadaşlarla pek seyrek görüşüyoruz. Meclis’in havasını tam bilmiyorum. İçten içe neler düşünüldüğünü, ne kadar münakaşalar olduğunu keşfedecek bir durumda değilim. Ama muahedenin tasdiki esnasında, umumi olarak Meclis, bana teveccüh (yakınlık) göstermiştir. 

37