4. Gün-Sayfa:2
23 Temmuz 2023
Cumhuriyet'e 100 Gün
Lozan Antlaşmasından 29 Ekim’e günbegün yaşananlar
Mustafa Kemal: Siyaseti bırakıp çiftçi olacağım

Yıl 1922... İzmir daha yeni düşman işgalinden kurtarılmış. Mustafa Kemal, trenle Ankara'ya dönerlerken Rauf Orbay'a 'Benim işim, zafer­le tamam olmuştur. Bir köye çekilip çiftçiliğe başlıyacağım' diyor.

Mustafa Kemal: Siyaseti bırakıp çiftçi olacağım

Atatürk, çiftçilik hevesini Ankara'da kurduğu Atatürk Orman Çiftliğinde gidermeye çalıştı.

İzmir’in kurtuluşundan bir süre sonra Mustafa Kemal, Başbakan Rauf Orbay, Dışişleri Bakanı Yusuf Kemal (Tengirşenk) bütün kadro, hatta Avrupa’dan yeni dönen Ali Fethi (Okyar) dahil geniş bir grup aynı trenle İzmir’den Ankara’ya yola çıkıyorlar.

Yolda, tren Uşak-Eskişehir arasında bir yerdeyken Rauf Orbay’ın anlattığına göre Mustafa Kemal dönüyor Orbay’a ve ‘Sen artık başının çaresine bak. Benim işim, zafer­le tamam olmuştur. Şimdi bir sulh kaldı, o da yapılır yapılmaz, bir köye çekilip, bir kooperatif kurarak, çiftçiliğe başlıyacağım’ diyor. Rauf Orbay bu sözlere çok şaşırınca, Mustafa Kemal üsteliyor: ‘Fakat, istersen Rauf, sen de gel… Siyaseti bırakalım… Bir numune köyü… Tarlalar, bağlar, bahçeler, fidanlıklar, ko­yun sürüleri… Cins atlar, makina ile ziraat… Ben Sofya’da ateşemiliter iken, Bulgar köylerini ve kooperatifçiliğini tetkik ede­rek, daha o zaman bu işe hazırlanmıştım. Örnek köy, mükem­mel şey. İkişer bin lira koyduk mu, tamam… ha nasıl?’

Bu konuşma devam ederken Dışişleri Bakanı Yusuf Kemal (Tengirşenk) Bey araya giriyor, ‘Paşam bakın bir vali, bir kaymakam bulmakta ne kadar güçlük çekiliyor… Hayalatla (hayallerle) uğraşmayalım’ diyor.

Mustafa Kemal bunun üzerine yine Orbay’a dönüyor, ‘Söyle Rauf, sen daha iyi bilirsin, benim hayalatçılığım var mıdır? Hayâlat peşinde koşarak mı, buraya kadar geldik… Göreceksiniz, ‘Mustafa Kemal ve ortaklan numûne çiftliği…’ Hele bir yerini de tesbit edelim de’ diyor.

Bunları hatıralarında aktaran Rauf Orbay duydukları ciddi mi, şaka mı tam anlayamıyor, ‘Bilinmez, Mustafa Kemal Paşa, büyük zaferden sonra ha­kikaten vazifesinin sona erdiğine kanaat getirerek mi, yoksa, ağız aramak yahut şaka olsun diye mi, böyle, hatta muhtelif ve­silelerle bir çok defalar samimi arkadaşları ile bu şekilde ko­nuştuğu görülmüştü’ diyor.

Mustafa Kemal, Nutuk’ta bu sohbetten hiç söz etmiyor.