Dört yıldır hiçbir şey görmüyordu, gözünü enkaza açtı
Prof. Dr. Ata Nevzat Yalçın, deprem bölgesinde dış ortamda kalan insanların 'bataklık ateşi' olarak bilinen weil hastalığına maruz kalabileceğini belirterek, maske kullanımı ve hijyen uyarısı yaptı.
Akdeniz Üniversitesi (AÜ) Tıp Fakültesi Enfeksiyon Hastalıkları Anabilim Dalı öğretim üyesi Prof. Dr. Ata Nevzat Yalçın, deprem bölgesinde dış ortamda kalan insanların, leptospira cinsi bakteriyle enfekte olmuş hayvanın idrarıyla kirlenmiş su veya toprağa temas edilmesiyle bulaşan, “bataklık ateşi” olarak bilinen Weil hastalığına maruz kalabileceğini belirtti. Prof. Dr. Yalçın, “Vahşi hayvanlarda, fare gibi kemirici hayvanlarda Weil hastalığı görülebilir. Hastalık karaciğer, böbrek yetmezliğine neden olabilir” dedi.
Prof. Dr. Yalçın, 11 ilde yıkıma neden olan depremler sonrası insanların çadır, konteyner gibi yaşam alanlarında aynı ortamda kalabalık olarak kaldığına dikkati çekti. Doğal afetler sonrası gelişen enfeksiyonların ciddi halk sağlığı sorunu oluşturabileceğine değinen Prof. Dr. Yalçın, salgın riskine karşı uyarıda bulundu.
Bir arada kalmanın getirdiği rahatsızlıklara dikkat
Solunum yolu enfeksiyonuna karşı tedbirli olunması gerektiğini anlatan Prof. Dr. Yalçın, şöyle konuştu:
“En sık görülen, solunum yolu enfeksiyonları. Mevsim itibarıyla başta grip olmak üzere Covid-19 problem yaratabilir. Zatürre vakaları görülebilir. Uzun süre bir arada kapalı alanda kalmanın getirdiği rahatsızlıklar olabilir. Başka bir problem de uzun süre bir arada kalmak, tüberküloz riski taşıyor. Aynı yeri paylaşan bireyler arasında verem hastalığı varsa bulaşma ihtimali yüksek. Solunum yolu enfeksiyonlarından korunmada maske kullanımı çok önemli. Kişisel hijyen ve el hijyenine dikkat edilmesi gerekir.”
İnsanların bir arada yaşadığı alanlarda hijyene önem verilmesi gerektiğine dikkati çeken Prof. Dr. Yalçın, “El yıkamaya dikkat etmek gerekir. Yemek öncesi sonrası tuvalet ihtiyacının karşılanması sürecinde el hijyeni çok önemli. İkinci grup hastalık daha çok koşulların yetersiz olduğu bölgede, tuvalet ihtiyacının karşılandığı yerlerin yetersizliği gibi durumlardan dolayı hijyene dayalı hastalıklar oluşabilir. Mide bağırsak sisteminde gelişebilecek hastalıklara dikkat edilmeli. Bölgede tifo, kolera, dizanteri gibi riskler olabilir. Virüslerin oluşturduğu ishal vakaları görülebilir” dedi.
Prof. Dr. Yalçın, yara yeri enfeksiyonları, gazlı kangren, tetanoz gibi enfeksiyonların sıklığının artabileceği, hastaneye yatan vakalarda dirençli bakteriler ile oluşan hastane enfeksiyonlarının görülebileceğinden bahsetti. Güvenli gıda temininin önemine dikkati çeken Prof. Dr. Yalçın, şöyle devam etti:
“Beslenmeye dikkat edilmeli. Açık havada muhafaza edilip, pişirilen gıdaların bozulup bozulmadığını kontrol etmek gerekir. Konserve ve hazır gıda ürünlerinin son kullanma tarihinin geçmemesine önem gösterilmeli. Solunum yolu, mide bağırsak sistemi rahatsızlıklarından korunmak için hijyen ve kişisel korunma çok önemli. Açıkta tutulan yiyeceklerden dolayı alana gelebilecek eklem bacaklı, küçük hayvanların veya vahşi hayvanların oluşturabileceği hastalıklara dikkat edilmeli. Şüpheli ısırıklarda kuduza karşı dikkat edilmeli.”
Prof. Dr. Yalçın, bir arada yaşayanlar arasında kızamık, kızamıkçık, su çiçeği, kabakulak, bulaşıcı hastalıkların yayılmasının hızlı gelişeceğini söyledi. Temiz olmayan su kaynakları ve bu sularla yıkanmış gıdaların Hepatit A virüsünün yayılması için büyük risk oluşturduğunu vurgulayan Prof. Dr. Yalçın, “bataklık ateşi” olarak bilinen Weil hastalığına karşı uyarıda bulundu. Paket su tüketilmesi gerektiğini vurgulayan Prof. Dr. Yalçın, “Vahşi hayvanlardan, fare gibi kemirici hayvanlardan Weil hastalığı görülebilir. Hastalık karaciğer, böbrek yetmezliğine neden olabilir. İnsanlar dış ortamda bulunduğu için, dış ortamda yaşayan vahşi hayvanların olumsuzluklarından etkilenebilir. Antibiyotikle tedavi edilebiliyor. Özellikle yağmur suyu ve su birikintilerine dikkat edilmeli ve paket su tüketilmeli” diye konuştu.