Onur Yaser Can davasında polisler işkenceden yargılanacak
Karakolda yaşadığı kötü muameleyi bir not kağıdına yazdıktan sonra 2010 yılında intihar eden Onur Yaser Can'ın davası dün görüldü. Davaya ölümden 13 yıl sonra olay yerine ait yeni bir delil girdi.
ODTÜ Mimarlık Fakültesi mezunu Onur Yaser Can, 2 Haziran 2010’da Beyoğlu’nda narkotik polisleri tarafından gözaltına alındı ve gözaltındayken ailesine de avukatlarına da haber verilmedi. İfadesi alındıktan sonra serbest bırakılan Onur Yaser Can, 2 gün sonra ‘tutanak eksikliği’ nedeniyle tekrar karakola çağrıldı. Burada polisler, daha önce düzenlenen ifade tutanakları iptal etti ve Can’ın aleyhinde ifadeler içeren yeni ifade ve tutanaklar imzalattı. Can bu ifadeleri alabilmek için avukatıyla başvurduysa da kabul edilmedi ve Can 23 Haziran 2010’da tekrar ifadeye çağrıldı. Onur Yaser Can üçüncü kez ifadeye gitmesi gereken akşam 28 yaşında intihar etti.
Daha sonra oğluyla aynı şekilde intihar edecek olan anne Hatice Can’ın, Onur Yaser Can’ın ölümünden sonra kot pantolonun cebinde bulduğu not ise gencin intiharının karakolda gördüğü işkenceyle bağlantılı olduğunu ortaya çıkardı. O notta şunlar yazıyordu:
“Yakalandıktan sonra çırılçıplak soyuldum. Duvara yaslanmamı söylediler. Öksürtüldüm, bir süre çömeltilerek bekletildim. Bu süreçte ağlayan, polislere yalvaran bir kişinin sesi dinletildi, tokatlandım, sözlü olarak aşağılandım. Polislerden biri beni telefonla emniyete çağırdı ve önceki ifademden farklı bir ifade imzalattılar. Muhbirlik yapmam söylendi.”
Bunun ardından gelişen olaylar ise 2010’dan bu yana devam eden hukuk mücadelesi. Bu mücadeleyi sürdüren ise Onur Yaser Can’ın kardeşi Ezgi Sevgi Can. Çünkü Can ilesinden geriye bir tek o kaldı. 2 Mart 2014’te yani oğlunun ölümünden 4 yıl sonra anne Hatice Can intihar etmiş baba Mevlüt Can da 2019’da yaşamını yitirmişti.
Onur Yaser Can’ın davası ise aradan 12 yıl sonra görülmeye başlandı. 4’ü polis 1′ bilirkişi toplamda 5 kişinin yargılandığı davanın duruşması İstanbul 41. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü. “Gerçeğe aykırı bilirkişilik yapma”, “resmi belgede sahtecilik”, “resmi belgeyi bozma, yok etme” suçlarından yargılanan sanıklar hakkında savcı mütalaasını verdi. Öte yandan duruşmada daha önce hiç görülmeyen bir video da izlendi. Görüntülerde polis memurlarının Can’a el kaldırdıkları görüldü.
Görüntülerin izlenmesinin ardından duruşma savcısı mütalaada, 4 polis hakkında 27 yıl 7 aya kadar hapis cezası talep etti. Bilirkişinin ise beraatini istedi.
Tutuksuz 5 sanıktan 3’ünün Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) aracılığıyla katıldığı duruşmada mahkeme heyeti, sanıklar hakkında “işkence” ve “intihara yönlendirme” suçlarından suç duyurusunda bulunulması talebinin hükümle birlikte değerlendirilmesine karar verdi. Taraflar, mütalaaya karşı savunma yapmak amacıyla süre istedi. Dava 5 Haziran saat 10.00’a ertelendi.