Dina’nın şüpheli ölümünde fuhuş şüphesi ve 1002’nci Cadde’nin sırrı
Dina'nın yalın ayak koşarak çıktığı Karabük'teki Han Apartmanı'nda kapıları çalıyoruz, kimse açmıyor. Şarj aleti almak için evden çıktığı söylenen Dina'nın indiği bodrum kata yöneliyoruz, gözümüze merdivenlerdeki şarj aleti ilişiyor. Kentteki yabancı öğrenciler ise suskunluğunu koruyor.
Hazar Dost-Ersin Eroğlu/Karabük
Karabük Üniversitesi öğrencisi Gabonlu Jeannah Danys Dinabongho Ibouanga, 25 Mart gecesi şüpheli bir şekilde hayatını kaybetti. Dina’nın cansız bedeni, yaşadığı eve 3 kilometre uzaklıktaki Filyos Çayı kenarında bulundu. Karabük’ün çoğunluğunu işçi ve emekliler oluşturuyor. Kardemir Tesisleri’nin çevresinde gelişen şehir, özellikle 2017’den sonra farklı bir kimlikle tanışmaya başladı: Yabancı öğrenciler.
Üniversitenin politikalarıyla beraber artan yabancı öğrencilerin büyük çoğunluğunu Afrika ülkelerinden gelenler oluştururken şehrin bir bölümünün geçim kaynağı da bu öğrenciler haline geldi. 17 yaşındaki Gabonlu Dina da Karabük’ü tercih eden binlerce Afrikalı’dan biriydi. Fakat 25 Mart akşamı yaşadıkları, ülkesini terk ederken hayal ettiklerinden çok farklıydı.
Dina’nın hayatını kaybettiği 100. Yıl Mahallesi’nde hibrit eğitim nedeniyle üniversiteli sayısı oldukça az. Fakat Afrikalı öğrencilerin hala fazlaca kentte olduğunu söylemek mümkün.
Otogardan mahalleye doğru gitmek için kullandığımız taksinin şoförü de Karabük’te son yıllarda (özellikle pandemi sonrası) Afrikalı öğrencilerin sayısının arttığını anlatırken “Şimdi öğrenciler ailelerinin yanlarına döndü. Burada sadece Afrikalılar kaldı. Çoğunun ekonomik durumu iyi” diyor.
Yokuşların ve iç içe binaların arasından Dina’nın başına esrarengiz olayların geldiği Han Apartmanı’nın önüne geldiğimizde çevrenin sessizliği dikkatimizi çekiyor. Kuş sesleri eşliğinde olayın yaşandığı kırmızı beyazlı apartmana girdiğimizde bakımsız, kirli bir görüntüyle karşılaşıyoruz. Apartmanın asansörü çalışmıyor, merdivenlerinde sıva döküntüleri göze çarpıyor.
Kat ışıkları tek tük yanıyor; telefon ışığımızın yardımıyla çıktığımız olayın yaşandığı dördüncü kattaki dört dairenin üçünde yabancı öğrenciler oturuyor, fakat çaldığımız hiçbir kapı açılmıyor.
Dina’nın 25 Mart günü yaşadıklarını anlayabilmek için bodrum kata inerken merdivenin kenarında bir şarj aleti görüyoruz ve Dina’nın arkadaşının ifadesini tekrar okuyoruz: Şarj aletini almak için evden çıktı.
Gördüğümüz şarj aleti Dina’ya mı aitti bilinmez ama onun evden kaçtığı güzergahta. Olay yeri incelemenin gözünden kaçmış olma ihtimaline karşı şarj aletine dokunmadan devam ediyoruz.
Merdivenleri takip edince, bodrumda sürekli açık olan kapıyı, sonrasında yan apartmana atlanabilecek yükseklikteki bahçeyi görüyoruz. Her biri en az 6 katlı apartmanlarda belki yüzlerce insan yaşıyor. Arka bahçeden can havliyle kaçan Dina’yı gören ise tek bir tanık var.
Bahçede yaşananları anlamaya çalışırken Afrikalı birkaç öğrenci, balkondan bizi izliyor. Sorularımıza yanıt vermekten kaçınıyorlar, “konuşamayız” diyorlar.
Yönümüzü 100. Yıl Mahallesi’nin merkezine doğru çeviriyoruz. Orada yaptığımız görüşmelerde çoğu esnaf, Dina cinayetinin herkesi şaşırttığını fakat Savcılık ve Emniyet tarafından yapılan açıklamalardan olayın çözüldüğünü anladıklarını anlatıyor.
Fakat, durum çok da böyle değil. 17 yaşında ülkesinden kilometrelerce uzağa gitme cesareti gösterebilen bir kadın, üç aydır yaşadığı şehirde yaşadığı esrarengiz bir olayın ardından sebebi henüz belli olmayan bir şekilde öldü. Dina’nın arkasındaki kişiler kimdi, apartmandaki kişilerle onu arabasına alan şüphelinin bir bağlantısı var mıydı, apartmandan çıkarken neden ayakkabıları merdivende kaldı, 20’nin üzerinde dairenin olduğu bir apartmanda Dina’nın çığlıklarını kimse duymadı mı… Cevap bekleyen birçok soru var ve hala aydınlatılmadı.
Bu belirsizlik belli ki sadece yabancı öğrencilerde tedirginlik yaratıyor. Dina’yı tanıdığını söyleyen bir Ugandalı kadın, bu konunun ‘çok tehlikeli’ olduğunu belirterek konuşamayacağını söylüyor.
Yabancı öğrencilerin neredeyse hiçbiri bu olay hakkında konuşmuyor. Yerliler, olayın çözüldüğünü düşünüyor.
Olayla ilgili bilgileri ve görüşlerini almak için görüşmeye gittiğimiz Karabük’ün siyasi partilerinin başkanlıklarının seçim süreci nedeniyle kalabalık olduğunu görüyoruz. Fakat, 17 yaşındaki bir kadının ölümündeki şüphelerin onları da çok ilgilendirmediğini anlamamız uzun sürmüyor. Siyasi parti yöneticileri, “Seçim programımız olduğu için çok ilgilenemiyoruz” diyor.
Dina’nın ölümü, bir polisiye kitabı ya da filmi olabilecek kadar ilginç. Fakat belirsizlikler bütününü kalkmasını isteyenlerin sayısı oldukça az.
17 yaşındaki bir genç kadının hayalleri, Filyos Çayı kenarında sona erdi; cesedi memleketine 5 bin kilometre uzaklıktaki bir hastane morgunda 15 gün bekledi. Dina’nın cansız bedeni 15. günün sonunda İstanbul Adli Tıp Kurumu’na sevk edildi.