08-05-2023
İsmet Berkan

Erdoğan’a İstanbul morali, seçimi belirler mi?

Erdoğan’a İstanbul morali, seçimi belirler mi?

İstanbul, ben kendimi bildim bileli seçimlerde bir nevi pastanın üzerindeki çilek olmuştur.

Seçimin iddialı partisi, o büyük iddiasını göstermek için seçimden önceki son büyük mitingini İstanbul’da yapardı.

Bu sefer öyle olmadı. Kemal Kılıçdaroğlu ve Millet İttifakı da, Tayyip Erdoğan ve Ak Parti de seçimden bir hafta önce İstanbul’da gövde gösterisi yapmayı tercih ettiler.

Acaba neden?

Millet İttifakı ve Kılıçdaroğlu, cumartesi günü Maltepe Meydanı’nı seçti. Sıradan bir seçim olsa hiç fena olmayan bir kalabalık topladıklarını söyleyebilirdik ama aslında Maltepe mitingi 2018’de Muharrem İnce’nin mitinginden daha zayıftı.

Kuşkusuz zaman zaman yağmurlu, kapalı hava da mitingin kalabalığını etkilemiştir ama kalabalık dışında da sorun vardı. Miting kötü organize edilmişti, Kemal Kılıçdaroğlu öncesi konuşmalar çok uzadı. Ve sonunda da çoşku söndü.

Buna karşılık dün Tayyip Erdoğan’ın Atatürk Havaalanında yaptığı miting, sahiden anlatılmaya değerdi. Her mitinge olduğu gibi buna da parti örgütleri çok sayıda insanı taşımışlardı elbette ama mitinge gelenler sadece parti otobüslerine binenler değildi.

Herkes aynı şeyi anlatıyor, miting alanına araçla ulaşmak imkansızlaşınca onbinlerce insan oldukça uzun mesafeleri yürüyerek havaalanına ulaşmıştı. Bu, mitinge katılımın sahiciliğini gösteren bir önemli örnek.

Tayyip Erdoğan’ın Yenikapı’yı değil Atatürk Havaalanını seçmesinin bir çeşit ‘korku’dan olduğu öne sürülmüştü daha önce; malum Yenikapı çok büyük bir alan, milyon kişi getirseniz yine de meydan boş kalabiliyor. Ama dünkü neredeyse ‘organik’ kalabalık bu korku iddiasını yalanlıyordu.

Peki ama mitingler, kalabalıklar seçmen tercihlerinde ne denli etkili? Dün Tayyip Erdoğan’ın söylediğine göre miting alanında 1 milyon 700 bin kişi vardı; toplam İstanbul seçmeni söz konusu olduğunda aslında küçük bir rakam. CHP de kendi mitinginde 700 bin kişi olduğunu söylüyor, hala seçmen toplamına bakınca minicik bir grup. (Kaldı ki, teyit.org’a göre meydanda 1 milyon 700 bin değil 520 binle 865 bin arası insan vardı.)

Miting yapmak belki daha küçük yerleşim yerlerinde önemli ve fark yaratan bir şey ama İstanbul’da dün ve cumartesi günü miting çoşkusundan uzaktan bile haberi olmayan milyonlar vardı.

Mitingler elbette bir ölçüde işe yarıyor, yoksa partiler yapmazdı zaten ama sanırım esas işlevi partiye ve partinin sıkı taraftarına moral vermek.

Bu bakımdan Tayyip Erdoğan’ın İstanbul’dan ciddi bir moral aldığını söylemek lazım. Zaten bu moral, bir süredir hafif kötümserleşmeye başlayan Ak Parti yanlısı köşe yazarlarının bugünkü yazılarına da yansımış gibi gözüküyor, çoğu ‘Bu iş bitti, aldık götürdük seçimi’ havasında.

2018’de Muharrem İnce’nin önce İstanbul Maltepe, ardından İzmir Gündoğdu’da yaptığı mitingler son derece başarılı olmasına rağmen İnce açısından gayet olumsuz bir sonuca sebep olmuştu. Bu mitingleri gören bir kısım seçmen korkuya kapılıp Ak Parti’ye ve Tayyip Erdoğan’a yönelmişti.

Bakalım bu sefer Tayyip Erdoğan’ın dünkü kalabalık mitingi nasıl bir sonuç yaratacak?

Erzurum’da oynanan tehlikeli oyun

Erzurum’da oynanan tehlikeli oyun

Millet İttifakı ve adayı Kemal Kılıçdaroğlu’nun bir büyük avantajı var bu seçimde. Tayyip Erdoğan tek başına savaşırken Kılıçdaroğlu çok sayıda önemli isimle birlikte sahnede ve bu sayede aynı anda birden fazla yerde olabiliyor.

Ekrem İmamoğlu da, Meral Akşener de, Mansur Yavaş da gerekirse Kemal Kılıçdaroğlu için o olmadan da miting düzenliyor.

Ekrem İmamoğlu dün bu amaçla yollardaydı. Sivas ve Çorum’a gitti, mitinglerini yaptı, ardından Erzurum’a geçti. Erzurum’da ona miting alanı vermiyorlardı ve günlerdir bunun pazarlığı devam ediyordu. En sonunda esnaf ziyareti ve sonrasında halkı selamlama konusunda anlaşmaya varıldı.

İmamoğlu’nun söylediğine göre valilik ‘5 bin polisle önlem aldık’ demişti.

Ama öyle olmadı. İmamoğlu’nun halkı selamlamak için gittiği meydanda konuşmaya başlamasıyla insanların ve İmamoğlu’nun üzerine taş yağmaya başlaması bir oldu.

Meydandaki polisler, kalabalığa taş atan iki küçük gruba müdahale etmedi, olan biteni seyretti.

Sonuçta İmamoğlu konuşamadı, halktan 12 kişi atılan taşlarla yaralandı.

Bu olayın vahameti sahiden çok büyük. Yapılan da çok büyük bir devlet destekli provokasyon. Polis vatandaşı saldırganlardan korumayacaksa ne yapacak? Hele sonrasında valiliğin açıklaması iyice skandal, valiye göre taş atılmamış su şişesi atılmış.

Anlaşılıyor ki İçişleri Bakanı Süleyman Soylu da bu olayın bir parçası. Çünkü, ‘Araştıracağız, olur mu öyle şey, demokraside bir mitingi engellemek ne demek’ diyeceğine Ekrem İmamoğlu’nu kışkırtıcılıkla suçladı.

İmamoğlu kışkırtıcı olsa bile polisin görevi vatandaşın güvenliğini sağlamak değil mi? Taş atanlar kimlerdi, polisin onları bulması gerekmiyor mu?

Seçim öncesi gerginliği bu denli tırmandırmak, Türkiye’ye ve uzun bir seçim tecrübesi olan demokrasimize büyük bir kötülük.

Enflasyonu 3 puan düşük gösterdiniz, boyunuz uzadı mı?

Enflasyonu 3 puan düşük gösterdiniz, boyunuz uzadı mı?

Bizim 10 Haber’in ekonomi şefi Ruhi Sanyer yakalamış, Türkiye İstatistik Kurumu Nisan ayı enflasyon hesabına giyim ve ayakkabı fiyatlarındaki artışı dahil etmemiş.

Tam olarak hesaplamaya imkan yok ama geçmiş yıllarla kıyaslandığında bu giyim harcamalarının hesap dışı tutulması toplamda enflasyonu yüzde 3 kadar indirmiş olabilir.

Ben dahil pek çok kişinin beklentisi, Nisanda enflasyonun yüzde 45 civarına inmesiydi ama TÜİK bu minik sahtekarlıkla enflasyonu yüzde 43,68’e indirildi; belki yüzde 45,88 çıkacaktı.

Yalnız tabii yalancının mumu yatsıya kadar yanıyor. Şimdi Mayıs ayına büyük bir yük bırakıldı; üstelik artık enflasyonda baz etkisiyle düşüş de sona erdi. Seçim geçmiş olacak ama Haziran başında açıklandığında enflasyonun yeniden yükselişe geçtiğini göreceğiz korkarım.

Mide küçültme ameliyatlarına nihayet bir düzen geldi

Mide küçültme ameliyatlarına nihayet bir düzen geldi

Türkiye’de düne kadar ‘obezite cerrahisi’ adı verilen, halk arasında ‘mide küçültme’ veya ‘mideye kelepçe taktırma’ diye adlandırılan ameliyatlar neredeyse hiçbir kurala bağlı olmadan yapılıyordu.

Daha birkaç hafta önce çeşitli yerlerden ölüm haberleri geldi, zaten bu konuda sürekli hasta şikayetleri vardı.

Sağlık Bakanlığı nihayet bu konuyu düzenlemeye, kimlere mide küçültme ameliyatı yapılabileceğini ve kimlerin bu ameliyatları nerelerde yapabileceğini kurala bağladı.

Buna göre vücut kitle endeksi 30 ve altında olanlara ameliyat yapılmayacak, ameliyatı yapacak doktorun bu konuda sertifika sahibi olması şartı gelecek ve ameliyatlar artık tam teşekküllü hastanelerde yapılabilecek.

Geç kalmış önlemler ama yine de zararın neresinden dönülse kar.

Seçime yurt dışından katılımın artmasının anlamı

Seçime yurt dışından katılımın artmasının anlamı

Türkiye kaç seçimdir yurt dışı seçmenlerin de oy kullanmasına olanak tanıyor. Bu imkan sayesinde başta Almanya olmak üzere çok sayıda Türkiyeli seçmen seçimlerde oy kullanabilir oldu.

Tabii Almanya’dan gelen oyların belirleyiciliği nedeniyle Ak Parti’nin yurt dışı oylarda ciddi bir üstünlüğü var. Ama bu üstünlük bu kez dengeleniyor olabilir; çünkü yurt dışından, özellikle ABD, İngiltere gibi ülkelerden seçime katılımın çok arttığına dair haberler geliyor.

Çoğu uzmana göre bu artışla birlikte oy kullanmaya gelen seçmenler daha çok, geçmişte bu zahmete katlanmayan CHP seçmenleri.

Tabii bu bir tahmin sadece. Gerçek durumu oylar sayıldıktan sonra anlayacağız.