Okyanusun dibinde zamana karşı yarış: Titan’ın yolcuları yarın 14.00’e kadar nefes alabilir
Kayıp Titan'ı arama kurtarma çalışmaları canla başla devam ederken, aracın teknik sorunlarıyla ilgili yeni bilgiler ortaya çıktı. Görüş alanı, dalış derinliğine uygun olmayan aracın, gövdesinin de okyanusa uygun tasarlanmadığı öğrenildi.
Arama kurtarma ekipleri, Kuzey Atlantik’te içindeki beş kişiyle birlikte kaybolan denizaltı Titan’ı bulmak için zamana karşı yarışıyor. Titanik enkazıyla ilgili yayımladığı videolarla gündem olan OceanGate Expeditions, bu sefer sunduğu turistik dalış hizmetinin ne kadar meşru olduğu ve güvenliğiyle konuşuluyor.
Daracık ve içinde neredeyse hiçbir şey olmayan Titan denizaltısıyla Titanik keşif gezilerini 250 bin dolara sunan OceanGate Expeditions’un eski yöneticisi David Lochridge, üst yönetime söz konusu su altı aracıyla ilgili duyduğu endişeleri vurguladığı ‘sert’ bir rapor sunduktan sonra Ocak 2018’de şirketteki işini kaybetti.
Endişelerini dile getiren Lochridge’i kovmakla kalmayan şirket, eski yöneticiyi denizaltıyla ilgili gizli kurumsal bilgileri sızdırmakla suçlayarak dava açtı. Bunun üzerine Lochridge de karşı dava açarak, güvenlik endişeleri konusunda bilgi sağladığı için haksız yere işten çıkarıldığını savundu.
Lochridge’in iddiasına göre şirketin üst düzey yöneticileri, Titan’ın tasarımıyla ilgili sorunlara dikkat çekme çabalarını pek çok kez görmezden geldi. Lochridge, aracın sahip olduğu sorunların ‘hem personel hem de yolcular için ciddi güvenlik riskleri oluşturabileceğini’ söylemişti.
Bu sorunlardan biri Titan’ın o zamanlar türünün ilk örneği olan karbon fiber yapıdan yapılmış olan gövdesiydi. TechCrunch, OceanGate’in dalgıç gemisini yapmak için kullandığı bu malzemenin ‘çelikten daha güçlü ve daha hafif olabileceği’ için cazip olduğunu yazmışsa da malzemenin ‘herhangi bir basınç altında ani arızalara meyilli olabileceğini’ de belirtmişti. Lochridge bu küçük kusurların okyanusun derinliklerinde daha da büyüyebileceğinden korkuyordu.
Bir başka güvenlik sorunu da denizaltının görüş alanıydı. Lochridge’e göre ne zaman aracın bu bölümüyle ilgili bilgi almak istese talebi ekibin diğer üyeleri tarafından reddedilmiş. Daha sonra katıldığı şeffaf bir toplantıda bunun sebebini öğrenen Lochridge, OceanGate’in yolcularını 3800 metre derinliklere indirmeyi amaçlasa da denizaltının ön tarafındaki görüş alanının sadece 1300 metre sertifikalı basınca göre inşa edildiğini anladı.
Lochridge’in anlattığına göre, İnsan Kullanımına Yönelik Basınçlı Gemiler (PVHO) standartlarının dışında kalan OceanGate, sağladığı görüş alanının deneysel tasarımından dolayı yalnızca 1300 metre derinliğe kadar sertifika alabiliyormuş. OceanGate, üreticinin 4000 metre derinliği karşılayacak bir görüş alanı inşa etmesi için gereken ödemeyi yapmayı reddetmiş. Uzun lafın kısası, Titan’ın görüş alanı aracın seyahat ettiği derinliklere göre tasarlanmamıştı.
Öte yandan OceanGate’in CEO’su Stockton Rush’ın dalgıç gemi sektörünün önde gelenleri tarafından ‘şirketin mevcut deneysel yaklaşımlarının öyle ya da böyle soruna yol açabileceği’ konusunda uyarıldığı bildirildi. Uyarı, 2018 yılında Rush’a gönderilen mektupta yapılmış.
Birleşik Krallık’ta yayın yapan Channel 5 kanalı, ‘Titanic Sub: Lost at Sea’ adındaki bir belgeselle üç gündür devam eden arama kurtarma çalışmalarını ve ekstrem turizmin yükselişini ele alacak.
Belgeselde kayıp İngiliz iş insanı Hamish Harding, İngiliz-Pakistanlı iş insanı Şahzada Davud ve oğlu Süleyman, Fransız kaşif Paul-Henry Nargeolet ve dalışı düzenleyen OceanGate şirketinin CEO’su Stockton Rush’ın hikayelerine odaklanılacağının da altı çizildi. Belgeseli haber sunucusu Dan Walker’ın sunacağı belirtildi.
ABD sahil güvenliği, deniz kuvvetleri, Kanada sahil güvenliği ve OceanGate Expedition’a ait uçak ve gemilerden oluşan arama ekibi şimdiye kadar 25 bin 900 kilometrekareden fazla alanı uçaklarla taradı. Arama çalışmalarına sualtı kapasitesi olan Deep Energy gemisi ve Fransa’nın 4 bin metre derinliğe inebilen denizaltı robotuna sahip gemisi Atalante de katıldı.
Ne var ki tarihçi ve Titanik uzmanı Tim Maltin, “Aşağısı zifiri karanlık. Dondurucu bir soğuk var. Deniz tabanı çamurlu ve dalgalı. Cidden uzaya giden bir astronot olmak gibi bir şey” dedi.
Birleşik Krallık’taki Keele Üniversitesi’nde adli yerbilimleri profesörü Jamie Pringle, denizaltının oksijen kaynağının arama çalışmalarındaki en önemli faktör olduğunu söylese de tek zorluğun bu olmadığını da vurguladı. Deniz tabanının karadan daha engebeli olmasından dolayı bu kadar derin bir bölgeyi taramanın zor olduğunu söyleyen Pringle, “Okyanusun dibi düz değil, çok sayıda tepe ve kanyon var” dedi.
Denizaltıda olduğu bilinen İngiliz iş insanı Hamish Harding, yola çıkmadan önce Facebook hesabında yaptığı paylaşımda, “Denizaltı ekibimizde bazıları 1980’lerden bu yana Titanik’e 30’dan fazla dalış yapmış birkaç efsanevi kaşif var” diye yazmıştı. Hava koşulları nedeniyle bunun ‘2023 yılında Titanik’e yapılacak ilk ve tek insanlı görev olma ihtimalinin yüksek olduğunu’ da dile getiren Harding, ekibin dalış aktivitesine pazar günü sabah dört civarında başlamayı planladığını söylemişti.
Geçen yıl kasım ayında CBS News’un bir bölümünde muhabir David Pogue, Titan’ı denerken deniz aracının video oyunu kumandasıyla kullanılabilecek şekilde tasarlanmış olduğunu gözler önüne sermişti. O bölümde kötü hava koşulları ve iletişim sorunları nedeniyle yolculuk birkaç kez başlayıp durmuş ve hatta denizaltı birkaç saatliğine kaybolmuştu.
OceanGate CEO’su Rush, denizaltının CamperWorld’den alınmış bir aydınlatma armatürüne ve plastik şişeden yapılmış derme çatma bir tuvalete sahip olduğunu söyleyerek, “Sadece bir düğmemiz var o kadar. Asansör gibi olmalı, çok fazla beceri gerektirmemeli” demişti.
Rush, bir Logitech oyun kolunu göstererek, ‘Her şeyi bununla çalıştırıyoruz” demişti. Pogue’a güvende olduğunu söyleyen Rush, ekibinin Boeing, NASA ve Washington Üniversitesi ile birlikte çalıştığını, derin deniz basıncına dayanabilecek bir araç yarattıklarını belirtmiş ve, “Her şey arızalanabilir. İticileriniz bozulabilir, ışıklarınız gidebilir. Her şeye rağmen güvende olacaksınız” sözlerini dile getirmişti.