Atalay kararına Adem Sözüer’den tepki: Böyle bir usul yok
28 Şubat davasından dolayı hapiste bulunan 5 emekli general bayramı cezaevinde geçiriyor. En yaşlıları Çetin Doğan, mide kanaması geçirdi. Emekli generallerin tahliyesi için hazırlanan sağlık raporu ise Beştepe’de imza bekliyor.
28 Şubat davasında aldıkları ceza sebebiyle beş emekli general cezaevinde bulunuyor. 82 yaşındaki emekli Orgeneral Fevzi Türkeri, 82 yaşındaki emekli Korgeneral Yıldırım Türker, 78 yaşındaki emekli Tümgeneral Cevat Temel Özkaynak ve 77 yaşındaki emekli Tümgeneral Erol Özkasnak Sincan Cezaevi’nde, 83 yaşındaki emekli Orgeneral Çetin Doğan ise İzmir/Buca Cezaevi’nde bulunuyor.
Cumhuriyet’te yer alan bir haber Çetin Doğan’ın bu hafta içerisinde mide kanaması geçirdiğini ve sağlık durumunun ağırlaştığını gündeme getirdi. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu da Doğan’ın durumuna sosyal medya hesabından yaptığı bir paylaşımla “83 yaşında bir kişiye bu zulüm neden yapılır? Neden ısrarla cezaevinde, tek kişilik hücrede tutulur? Buna hangi ahlak, hangi vicdan izin verir” diye tepki gösterdi.
Çetin Doğan’ın durumunda bir gelişme olup olmadığını öğrenmek için eşi Nilgül Doğan ile görüştük. Eşinin durumunu “Kaç bayramı ayrı geçirdiğimizi artık saymıyorum, ne yediğini bile soramıyorum. Çünkü sonrasında hiçbir şey yiyemiyorum” diye isyan ederek anlattı. Doğan’ın cezaevinde çekilen son fotoğrafını 10Haber’le paylaştı.
28 Şubat davasından hüküm giyen 85 yaşındaki Vural Avar, 20 Aralık 2022’de cezaevindeki yatağında uyurken hayatını kaybetmişti. Bunun üzerine Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, başsavcılıklara bir genelge gönderdi. Genelgeyle sürekli hastalık, sakatlık ve kocama nedeniyle cezaların hafifletilmesi, kaldırılması işlemleri hükümlünün talebi olmadan resen başlatılabilecekti.
Avar’ın ölümünün ardından yayınlanan bu genelgeyle Çetin Doğan’ın kaldığı cezaevinin müdürü ve savcı harekete geçti. Çetin Doğan’ın sağlık kontrollerinin yapılması için re’sen başvuruda bulundular. Doğan önce İzmir’deki bir hastanede, ardından Adli Tıp’ta muayene oldu. Raporun tahliyeye giden yolu açması için özet kısmında “yaşlılık, sakatlık ve kronik sorunlardan” söz edilmesi gerekiyordu. Ancak raporda hastalıklar saptanmış olsa da özet kısmında gereken ifadeler kullanılmamıştı. Bu yüzden rapor genelgeden faydalanmaya yetmedi. Ardından savcı yazdığı dilekçeyle Doğan’ın durumunun “genelge kapsamında” değerlendirilmesini istedi.
Nilgül Doğan, eşinin sağlık durumunun genelge kapsamında olduğunu şöyle anlattı:
“Hem yaşlılık var, hem sakatlığı var. Belinden radikal bir ameliyat geçirmişti, tek başına çorabını giyemiyor, ayakkabısını bağlayamıyor. Kronik rahatsızlıkları zaten tartışılmaz. Baypası var, yüksek tansiyonu, şekeri var, işitme kaybı var. O kadar çok rahatsızlığı var ki insan saymaya bile utanıyor. Bunlara rağmen ayakta durmaya, direnmeye devam ediyor cezaevi köşelerinde.”
Savcının dilekçesinin ardından rapor düzeltildi, diğer gerekli belgeler de hazırlandı ve Adalet Bakanlığı’na yollandı. Buradan sonrasını dün Barış Terkoğlu “Erdoğan’ın imzalamak istemediği dosya” başlığıyla kaleme almıştı. Adalet Bakanlığı dosyayı onayladıktan sonra aileler yerel karakollardan arandı, prosedür denebilecek sorular soruldu ve dosya Beştepe’ye imzaya gitti.
Nilgül Doğan, “Ne zaman imzalarsa o zaman cezaevinden çıkacak. Bayramda gelişme olmuyor. Bayram sonrası bekliyoruz” dedi ve “Eğer imzalarsa tabi ki” diye ekledi.
Çetin Doğan, bu genelgeden önce cezaevi müdürlerinin “Afla çıkmak ister misiniz?” sorusuna “Ben bir suç işlemedim ki af edileyim” diye yanıt vermişti. Doğan’ın infaz erteleme talebi ise “Yalnızca yatalak ve cezaevinde yaşamını sürdüremeyecek kişilerin talebini kabul ediyoruz” diyerek reddedilmişti.
Bu arada haberin başında Çetin Doğan’ın mide kanaması geçirdiğinden bahsetmiştik. Nilgül Doğan, eşinin mide kanaması geçirdikten sonra hastaneye götürüldüğünü, kanamanın kaynağının tespit edilmesi için endoskopi ve kolonoskopi istendiğini ancak 3 ay sonrasına gün verildiğini anlattı. Doğan “Kanamalı bir hasta için çok uzun bir süre. Başka bir hastaneye gitme şansı yok. Bu hastayı ölüme mi terk edecekler” dedi ve Doğan’ın ikici mide kanamasında hastaneye gitmek istemediğini söyledi.
Nilgül Doğan, üç gün önce bayram sebebiyle yaptıkları açık görüşü “Artık mücadele etmekten gönlüm yoruldu” diyerek anlattı:
“Salı günü gittim, halsizdi. ‘Ben iyiyim’ diyor ama ben üzülmeyeyim diye böyle söylüyor biliyorum. Cezaevinden şu sıralar tek istediği haşlanmış pirinç ve patates. Sizin bir hastanız böyle cezaevinde olsa içinize siner mi? Aklınızı oynatırsınız yani. Vallahi benim çektiklerime taş olsa dayanmaz. Dört buçuk sene Silivri’de Balyoz davasından yattı, ağustosta iki yıl olacak 28 Şubat davasından içeride… Artık kaç bayram ayrı geçirdiğimizi saymadım, içim yaralanıyor. Gittiğim zaman ‘Ne içiyorsun, ne yiyorsun’ diye soramıyorum. Ondan sonra bir lokma yemek bile içime sinmiyor.”
Nilgül Doğan, bu sözleri boğazı düğümlenerek anlattı. Sözü bitince derin bir nefes çekip “Ne yapabilirim bilmiyorum. İşte böyle” dedi.
Son 13 yılın yarısını cezaevinde geçirdi
Çetin Doğan, ‘Balyoz darbe planı’ davası kapsamında 26 Şubat 2010 günü tutuklanarak Silivri Cezaevi’ne gönderildi. Yargılanması tutuklu olarak devam etti. 19 Haziran 2014’te Anayasa Mahkemesi’nin ‘hak ihlali’ kararı doğrultusuna tahliye edildi. Doğan, 4 yıl 3 ay 24 gün tutuklu kaldı. Yıllar süren yargılama sonucunda beraat etti ama o kararı da Yargıtay bozdu. Yargılama devam ediyor.
Doğan’ın Silivri’de tutuklu olduğu 2013 yılında bir de 28 Şubat davası açıldı, darbeye teşebbüsle suçlandı. Yıllar süren yargılama sonunda 9 Temmuz 2021’de Yargıtay’a gelen dosyada Çetin Doğan’ın da içlerinde olduğu 14 emekli general hakkındaki müebbet hapis cezası onandı. Doğan, 1 yıl 11 ay 21 gündür cezaevinde. Öte yandan komutanların rütbeleri sökülerek, er statüsüne düşürüldü. Geçen yıllarda içeride 5 emekli general kaldı.