Mehmet Büyükekşi’nin uçağına davet edilen gazetecilerin listesi
AB Dışişleri Bakanları toplantısında gündem maddelerinden birini de Türkiye'nin AB üyeliği talebi oluşturdu. Almanya ve Lüksemburg, Türkiye'nin talebine olumsuz bakarken, Almanya Dışişleri Bakanı Baerbock, bu konudaki müzakere talebinin 'derin dondurucunun da derinlerinde olduğunu söyledi.
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın geçen hafta Vilnius’taki NATO zirvesine gitmeden önce İsveç’in ittifaka üyeliği için şart koştuğu ‘Avrupa Birliği (AB) üyeliğinin önünün açılması’ talebi, son günlerde Avrupa’nın en sıcak gündem maddelerinden biri. Ne var ki yapılan açıklamalar olumlu olmaktan biraz uzak.
Brüksel’deki AB Dışişleri Bakanları toplantısında Almanya’nın talebi üzerine Türkiye ile ilişkilerin geleceği ele alındı. DW Türkçe’de yer alan habere göre Almanya Dışişleri Bakanı Annalena Baerbock, toplantıda söz alarak Türkiye’nin AB üyeliği talebi hakkındaki düşüncelerini dile getirdi.
Türkiye’yi ‘kolay olmasa da küresel açıdan stratejik öneme sahip bir komşu’ olarak nitelendiren Baerbock, seçimlerden sonra Türkiye’yle işbirliğinin stratejik olarak yeniden ele alınması gerektiğini vurguladı. Türkiye’nin ‘hukuk devleti olmaktan ve insan haklarını gözetmekten epey uzak olduğunu’ söyleyen Baerbock, ‘naif olmadıklarını’ ve ‘zor dönemden geçiyorlar diye Ankara’ya hediyeler dağıtamayacaklarını’ dile getirdi. Baerbock son olarak hukukun üstünlüğü ve insan hakları gibi temel konulardaki sorunlar nedeniyle Türkiye’nin AB ile müzakere talebinin ‘derin dondurucunun derinlerinde’ olduğunu söyledi.
Lüksemburg Dışişleri Bakanı Jean Asselborn, Tahıl Koridoru Anlaşması’ndan çekilen Rusya’ya baskı yapabilecek tek ülkenin Türkiye olduğunu belirtirken, AB üyeliği konusunda, “İnsan hakları savunucuları hapislerde yatarken, AB’ye üyelik konusu milim ileriye gidemez” yorumunda bulundu.
AB Yüksek Temsilcisi Josep Borrell ise toplantı öncesi gazetecilere verdiği demeçte, yazdan sonra yapılacak toplantıda Türkiye konusunun yeniden görüşüleceğini dile getirmişti. Türkiye’nin AB üyeliği talebine değinen Borrell, “Eğer Ukrayna AB’ye üye olursa bu, tüm Balkan ülkelerinin üyelik sürecini hızlandırır. Tabii Türkiye de bu oyunun bir parçası olmak istiyor ama önce Gümrük Birliği’nin modernizasyonu ile vize sorunları ele alınmalı” dedi.
Toplantının ardından tekrar gazetecilere konuşan Borrell, “Türkiye ile AB arasında güçlü bir ilişki geliştirmenin karşılıklı çıkar sağlayacağına ve Doğu Akdeniz’de gerilimin azaltılmasının tüm bölgenin istikrar ve güvenliğine faydası olacağına inanıyoruz” dedi. Borrell, Kıbrıs konusundaki gerilimin çözülmesinin Türkiye ile ‘yeniden angajman’ için kilit önemde olacağını söyledi.
Avrupa Parlamentosu’nun (AP) Türkiye raportörü Nacho Sanchez ise, euronews’e yaptığı açıklamalarda NATO ve AB’nin farklı yapılar olduğunu dile getirerek, Türkiye’nin mevcut durumunu, “Hiçbir değişiklik yok. Hiçbir reform yok. Aksine, insan hakları ve hukukun üstünlüğü alanlarında tam bir geriye gidiş söz konusudur. Bu da katılım sürecinin özünü oluşturmakta” dedi.
Öte yandan vize konusunda yaşanan sorunlara da değinen yetkili, “Bence vize konusunda gerçek çözüm vize serbestisine gidilmesidir. Avrupa ülkelerinin vize ofislerinde yeterli hizmet verilmediği ve vize almak için çok fazla gecikme olduğunun farkındayız. Bu konuda endişeliyiz. Hizmetlerimizi güçlendirdik çünkü bildiğiniz gibi pandemiden sonra iş veya başka nedenlerle seyahat etmek için yoğun bir talep oluştu. Raporumda önerdiğim çözüm, Avrupa’da Erasmus’a hak kazanmış öğrenciler için vize prosedürünün hızlandırılmasıdır. Nihayetinde iş dünyası hakkında da konuşabiliriz, ancak sorunun gerçek çözümü belirli bir grup insanı seçmek değil, Türk makamlarının vize serbestisinden önce yerine getirmeleri gereken kriteri gerçekten onaylamak ve bunlara gerçekten uymaktır” dedi.