Dijital çağda anonim kalma ihtiyacı: Üniversite protestocuları neden maske takıyor?
ÖSYM'nin açıkladığı YKS sonuçlarını, Eğitim-İş Genel Başkanı Kadem Özbay 10Haber'e yaptığı açıklamada, sınav sonuç verilerini paylaşıp 'Türkçe’yi bile öğretemeyen bir eğitim sistemine sahip olduğumuz bir kez daha ispat bulmuştur' dedi.
Ölçme, Seçme ve Yerleştirme Merkezi’nin (ÖSYM) açıkladığı Yükseköğretim Kurumları Sınavı (YKS) sonuçlarını Eğitim-İş Genel Başkanı Kadem Özbay 10Haber’e değerlendirdi.
Sıfır çekenlerin sayısı geçen yıl 96 bin 776 iken bu yıl 100 bin 271’e yükseldi. Başvuru yapan 500 bin öğrenci ise sınava katılmadı.
Eğitim-İş Genel Başkanı Kadem Özbay “YSK sonuçları açıklanmış, takke düşmüş kel görünmüştür” diyerek sınav sonuç verilerini şöyle anlattı:
“Sonuçlardaki net ortalamalarına baktığımızda 2022 YKS ile çok fazla benzerlik bulunduğu, dolayısıyla eğitimde çöküşün tam gaz devam ettiği, herhangi bir iyileştirme yapılmadığı kolayca görülmektedir. 40 Türçe sorusunda geçen sene 17 olan net ortalaması bu yıl ancak 3 puanlık bir artışla 20’ye çıkabilmiştir. Türkçe’yi bile öğretemeyen bir eğitim sistemine sahip olduğumuz bir kez daha ispat bulmuştur. Oysa Türkçe’ye hakimiyet, öğrencilerin sadece kariyeri için değil meseleleri kavrayışı, kendini ifade edebilmesi gibi hayati becerilerinin de temelidir.”
“Sayısal derslerdeki çöküş de oransal olarak geçen seneye büyük benzerlik göstermiştir” diyen Başkan Kadem Özbay, sayısal derslerin durumunu ise şöyle açıkladı:
“AYT’de ise matematik (40 soru) testinin ortalaması, 7,576, AYT fen bilimleri testinin ortalamaları, fizik (14 soru) alt testinde 2,519, kimya (13 soru) alt testinde 1,768, ve biyoloji (13 soru) alt testinde 2,080 olmuştur. Bu net oranları, eğitim sistemimizin öğrencileri billimsel düşünme, mantık yürütme, neden-sonuç ilişkisi kurma gibi meziyetlerden ne kadar uzak tuttuğunu bir kez daha ortaya koymuştur. Sonuçlara bakıldığında en bariz çöküşün ise dil eğitiminde olduğu görülmektedir. 2023’ün Türkiyesinde dil eğitimi, sadece zenginlerin ulaşabildiği bir hizmet haline getirilmiştir.”
Özel üniversitelerin de durumuna dikkat çeken Kadem Özbay, eğitim sisteminin yarattığı sorunları ve çözümlerini şöyle değerlendirdi:
“Mantar gibi türeyen vakıf üniversitelerinin kontenjanlarının boş kalmaması için atılan barajın kaldırılması gibi kritik adımlar sayesinde doluluk oranı yüksek olsa da, üniversitelerin liseleştirildiği bu sistemde eğitim yine niteliksiz biçimde devam edecektir.
Dünyanın ilk 500 üniversitesi listesine yıllardır giremeyen Türkiye’de, önemli olanın üniversitelerin sayısının değil verilen eğitimin kalitesi olduğunu idrak eden bir yönetime olan ihtiyaç her zamankinden acildir.
2022’den beri eğitimde bir arpa boyu yol kat edilmediğini ortaya koyan bu sonuçlar, karma eğitimi ve laikliği hedef almaktan oturduğu koltuğun hakkını veremeyen bakanların, eğitimi iyileştirmek için parmaklarını bile kıpırdatmadığını açık seçik ortaya koymaktadır.
Hastalığı teşhis etmeliyiz: Sadece sınav odaklı bir eğitim sistemi yaratıldığı halde öğrencileri o sınavlara bile hazırlamaktan bile aciz bir eğitim sistemimiz vardır. Yoksul öğrenci ile ailesi varlıklı öğrenci arasındaki makas her yıl biraz daha açılmaktadır. Eğitimin çözümsüz bırakıldığı için kronikleşen sorunlarına her yıl yenileri eklenmekte, bunun acı sonuçları öğrencilerin başarı durumlarına yansımaktadır.
Bu tabloyu iyileştirebilecek, eğitimi içine atıldığı bu bataktan çıkarabilecek tek reçete, Eğitim-İş’in kurulduğu günden bu yana savunduğu laik, bilimsel, adil ve kamusal bir eğitim sisteminin inşasıdır.”