FETÖ, PKK ve IŞİD’e dört bir yandan operasyon
MİT’in Suriye’de yakaladığı IŞİD’in Türkiye Emiri Kasım Güler, CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu ile İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’na yönelik suikast planını açıklamıştı. Güler'in El Kaide’den yargılandığı davada verilen cezayı Yargıtay’ın ‘herkesi inandıracak gerekçe yazılmadığı’ için bozduğu ortaya çıktı
Yargıtay 3. Ceza Dairesi’nin Ebu Hanzala olarak bilinen Halis Bayancuk hakkında verdiği El Kaide dosyasındaki bozma kararında, terör örgütü IŞİD’in Türkiye emiri olarak bilinen ve MİT operasyonu ile yakalanan Kasım Güler’in de olduğu ortaya çıktı. Yargıtay’ın, 21 sanıklı dosyada, Bayancuk ve bir kısım sanık hakkında verilen cezalarla birlikte Güler hakkındaki hükmü de bozduğu görüldü.
Yargıtay, Kasım Güler hakkındaki bozma gerekçesinde, Güler’in El Kaide’nin hiyerarşik yapısında yer aldığını ve Türkiye’nin anayasal düzenini ortadan kaldırmayı hedeflediğini gösteren delillerin, ilk derece mahkemesi olan Bakırköy 11. Ağır Ceza Mahkemesi’nin gerekçeli kararında “herkesi inandıracak şekilde yazılmadığını” belirtti. Yargıtay, bozma gerekçesinde şunları kaydetti:
“Radikal dini düşünceye sahip oldukları anlaşılan sanıkların oluşturduğu yapılanmanın El Kaide silahlı terör örgütü ile organik ve hiyerarşik bağlantısını gösteren delillerin ve örgütsel faaliyetlerinin neler olduğu açıkça gösterilerek her sanık yönünden silahlı terör örgütü üyeliği delillerinin ayrı ayrı tartışılması, şayet müstakil silahlı terör örgütü kabul edildiği takdirde iletişimin tespitine yönelik tape kayıtları, e-mail adresleriyle ilgili iletişimin tespiti, teknik izleme, ses ve görüntü kaydı alınması kararlarının uygulandığı, sanıkların adreslerinde yapılan aramalarda ele geçen dokümanlar, yurt dışına çıkış kayıtları gibi dosyadaki tüm bilgi ve belgelerin 3713 sayılı TMK’nın 1. maddesinde öngörülen cebir ve şiddet kullanarak baskı, korkutma ve tehdit yöntemleriyle anayasal düzeni değiştirmeyi, devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğünü bozmayı, devlet otoritesini zayıflatarak ele geçirmeyi amaçlayan ağır-yakın bir tehlike olabilecek vahamet arz eden eylem ve faaliyetlerinin nelerden ibaret olduğunun, bu amaçlara ulaşmak için işlenecek suçları gerçekleştirmeye elverişli silah, araç ve gereçlere sahip olup olmadıklarının Yargıtay denetimine olanak verecek biçimde; sanıkları, mağdurları, Cumhuriyet savcısını ve herkesi inandıracak şekilde olması…
Yargıtay ayrıca, Güler hakkında, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’ne de atıf yaparak “soyut bir kabul ile hüküm kurulduğunu” şöyle anlattı:
“Yargıtay’ın tutarlılık denetimini yapabilmesi için kararın dayandığı tüm verilerin, bu veriler ile mahkeme tarafından ulaşılan sonuçların; iddia, savunma ve tanık anlatımlarına ilişkin değerlendirmelerin açık olarak gerekçeye yansıtılması, bu suretle sanıklara isnat edilen suçların oluşup oluşmadığı konusundaki mahkeme kabulünün duraksamaya yol açmayacak biçimde karar yerinde gösterilmesi gerekirken ilk derece mahkemesinin gerekçeli kararında anılan ilkelere uyulmayarak sanıklar… Kasım Güler, Halis Bayancuk hangi eylemlerinin silahlı terör örgütü yöneticisi ve silahlı terör örgütüne üye olma suçlarına esas alındığının ayrıntılı bir şekilde açıklanmadan, soyut bir kabul ile Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 6/1, TC Anayasası’nın 141/2, CMK’nın 34/1 ve 230/1-c maddelerine aykırılık oluşturacak şekilde gerekçesiz hüküm kurulması…”
IŞİD’in Türkiye emir olan Kasım Güler, Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT) operasyonu ile yakalanarak ülkeye getirilmişti. Suriye’deyken patlayan bir bomba nedeniyle ayağından yaralanan Güler, Ankara 20. Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki yargılamasına koltuk değneği ile katılmıştı. Güler, bu davada, ‘silahlı terör örgütü yönetme ve nitelikli silah bulundurma’ suçlarından toplamda 30 yıl hapis cezası almıştı.
MİT, 15 Haziran 2021’de, terörden arananlar listesinde kırmızı kategoride yer alan Kasım Güler’i Suriye’den Türkiye’ye yasa dışı yollarla geçmeye çalışırken yakalamıştı. Eylem yapmak amacıyla yanında getirdiği silah ve patlayıcılara el konulan Güler, Ankara Adliyesi’ne çıkarılarak 21 Haziran 2021’de tutuklanmıştı.
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı ise Güler hakkında ağırlaştırılmış müebbet hapis talebiyle iddianame hazırlamıştı. Silah ve patlayıcılarla yasa dışı yollardan Türkiye’ye geçme hazırlığında olduğu belirlenen Güler’in, 2008-2010 yıllarında Afganistan-Pakistan bölgesine geçerek çatışma alanlarında faaliyet gösterdiği, 2014’te IŞİD’e katıldığı tespit edilmişti.
Güler’in, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ve İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’na suikast ve cemevlerine, LGBTİ’lere, ABD’nin İncirlik’teki üssüne saldırı planı yaptığı ortaya çıkmıştı. Güler, Kılıçdaroğlu’na suikast girişimini şöyle anlatmıştı:
“2017 yılında Deyrezor bölgesinde bulunan Ebu Yusuf kod Ömer Yetek isimli şahsın Kayseri’de eylem yapmak isteyen birkaç gencin olduğunu söyleyerek iletişim numaralarını kendisine verdiğini Nusret Yılmaz bana söyledi. Daha sonra Nusret Yılmaz bu şahıslarla görüştüğünde eylem yapmaya hazır olduklarını bildirdiler. Nusret Yılmaz, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun Adalet Yürüyüşü sırasında Kılıçdaroğlu’nun da içerisinde bulunduğu kalabalığın üzerine araç sürmek suretiyle gerçekleştirilmesini bizzat planladı ve Emni Hariç’ten (örgütün Dışişleri Bakanlığı) bu eylem için onay aldı. Eylemi gerçekleştirecek kişiler, Kayseri ilinde minibüs tipi bir araç kiraladılar, ancak eylemi gerçekleştirecekleri sırada yakalandılar.”
Güler, İmamoğlu’na ve Acun Ilıcalı’ya yönelik suikast girişimine ilişkin ise şunları söylemişti:
“Talebi olumlu değerlendiren Şahap Variş, bir de İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’na silahlı saldırıda bulunması talimatı verdi. Bunun üzerine Hattap kod adlı Ömer, elinde bulunan Kaleşnikof silahın iyi olmaması nedeniyle 1-2 tane daha silah gönderilmesini istedi. Bu silahlar henüz gönderilmeden önce Hattap kod adlı Ömer, bize İstanbul’da polis aracına yapılan bir silahlı saldırı videosu göndermişti. Daha sonra Hattap, bize gönderdiği risalede Acun Ilıcalı’nın yüksek seviyede korunması, Ekrem İmamoğlu’na yapılacak eylemin medyaya düşmesi nedeniyle bu eylemleri gerçekleştiremediğini bildirdi.”
Güler ayrıca, IŞİD’in Türkiye’de 6 kente silah gömdüğünü açıklamıştı. Güler’den ele geçirilen belgede, IŞİD’in Türkiye’de sakladığı silahlara ilişkin şu bilgiler yer almıştı:
“Abdurrahman: İstanbul’da üç adet tabanca üç adet susturucu var. (Bu malzemeler yanındadır. Gömülü değil.) Durumu: Güvenli.
İzmir’de 18 Keleş, gömüldüğü yerden alındı.
İstanbul’da bir koordinatta adedi belli değil. (Çok malzeme olduğu belirtilmiştir.)
Mersin’deki malzemeler: Sekiz adet keleş şarjör mermi Biksi de olabilir. Durumu: Güvenli.
Adana – Seyful İslam Hüreyre’nin yanında malzemeler: Bir keleş şarjör mermi. Durumu: Güvenli.
Denizli’de üç uzun 18 şarjör yarım teneke mermi. Durumu: Yüzde 60 güvenli.
Sakarya’da gömülü malzemeler. Üç uzun 18 şarjör yarım teneke mermi. Durumu: Yüzde 60 güvenli.
İzmir’de ensar tarafından gömülen malzemeler. Bir keleş 4-5 şarjör 200-300 mermi. Durumu: yüzde 70 güvenli.
Van’da olan malzemeler: Beş keleş 30 şarjör 1500 kadar mermi. (Bu malzemeler yanındadır. Gömülü değil.)
Ebu Ömer – Van: Dört Keleş 25 şarjör 1200 mermi.
Ebu Enes Van: Bir keleş altı şarjör 300 mermi.”
Güler’den çıkan başka bir belgede ise Türk askerine yapılan saldırı şöyle anlatılmıştı:
“Sizlere bildiririz ki bu sabah saat 01:00 civarında bize bağlı olan bir emni mefreze, TC sınırına merdiven dayayarak mürted TC askerlerine karşı amel gerçekleştirmişlerdir. Kardeşler, seyir halinde bulunan piyade taşıma aracını 3 şarjör Keleş mermisi ile taramışlardır. Ayrıca 5 el bombası atışlardır. Kardeşlerin gözlemlemesine göre araçta şoför dahil 3 asker bulunmaktaydı. Ayrıca araç dışında 2 asker bulunmaktaydı. Amel yapılan araç, nöbet değişimi için nöbetçi askerleri taşıyan araçtır.”
Kasım Güler’i IŞİD’in Türkiye emiri yapan kişi ise örgütün Diyarbakır, Suruç ve Ankara Tren Garı katliamlarında kullandığı canlı bombaların çıktığı Adıyaman merkezli Dokumacılar grubunun yöneticisi Mustafa Dokumacı’ydı. Güler, Dokumacı’nın emriyle 2019 yılında Türkiye emiri olmuş ve ayağından yaralanmasının ardından bu görevden alınmıştı.