Portekiz’de dev maç Porto’nun
Portekiz’in 500 bin dolarlık konut alımı karşılığında yabancılara vize vermesine ek olarak uzaktan çalışanlara dijital göçebe vizesi sunması ülkeyi konut kriziyle baş başa bıraktı.
Yatırım yoluyla oturma izni ve vatandaşlık programı (Portugal Golden Visa) programını 2012’de başlatan Portekiz, konut kriziyle karşı karşıya kaldı. Uygulama kapsamında 500 bin dolarlık konut satışı karşılığında ‘altın vizelerin’ verilmesi ve yabancılar için vergi indirimi sağlayan düzenlemeler nedeniyle ülkeye yabancı akını başladı. Ayrıca 2022’de başlatılan dijital göçmen vizesiyle de konutların kısa süreli kiralanması da sorunu daha da büyüttü. Uygulamalar aylık asgari ücretin 760 Euro olduğu ve çalışanların yüzde 50’sinin ayda 1000 Euro’dan az kazandığı ülkede kiralık ve satılık konut piyasasını vurdu.
Ülkede yabancı alımı yükselirken 2009 ve 2012 yılları arasında emlak piyasasının serbestleştirilmesi ve kuralsızlaştırılması için yapılan düzenlemeler devletin piyasaya müdahale etmesine de engel oldu. Bu düzenlemelerle kira kontrolleri ve ömür boyu kiracılık gibi uygulamalar rafa kaldırılmıştı.
Ayrıca yabancıların uzaktan çalışmasına ve yalnızca yüzde 20’lik bir vergi ödemesine olanak tanıyan bir dijital göçebe vizesi ve turizm nedeniyle dairelerin kısa dönemli kiralamalara uygun hale getirilmesi de konut piyasasının alt üst oluşunda büyük rol oynadığı belirtiliyor. Uzaktan çalışanların oluşturduğu küresel bir çevrimiçi topluluk olan Nomad List’e göre, bugün yalnızca Lizbon’da 15 bin 200 dijital göçebe bulunuyor.
6 yıl önce BM’nin barınma özel raportörü, “dizginsiz turistikleşmenin” Portekiz’in en savunmasız insanlarının barınma hakkını zora sokacağı konusunda uyarmış ve barınma koşullarının bozulmasının yeni bir yoksullaşma dalgasını ortaya çıkarabileceğini belirtmişti. İngiliz gazetesi The Guardian’a konuşan Lizbon Üniversitesi Coğrafya ve Mekansal Planlama Enstitüsü Araştırma Görevlisi Agustín Cocola-Gant, krizi “Durum çılgınca” kelimeleri ile anlattı.
Maaşlar ve kira fiyatları arasındaki eşitsizliğe vurgu yapan Cocola-Gant, “Şu anda kriz herkesi etkiliyor, sadece savunmasız nüfusu değil. Bazı aileler çocuklarını üniversiteye göndermiyor çünkü onlar için bir oda tutamıyorlar. Ayrıca ayda 1000 Euro kazanan genç profesyoneller için (ki bu ortalama maaş) yaşamak imkansız hâle geliyor” dedi. Deneyimli araştırmacı Rita Silva da krizin yalnızca mevcut eşitsizlikleri artırmaya hizmet ettiğini söyledi. Silva, “Doktorlar, yaşayacak bir yer bulamadıkları için çok ihtiyaç duyulan büyük şehirlere gelmiyorlar. Öğretmenlerde de durum aynı” dedi. Guardian’ın haberinde çarpıcı örnekler de verildi. Lizbon’da 3 yaşındaki kızı ile yaşayan Margarida Custódio’nun 930 Euro kazandığı, bunun 700 Euro’sunun kiraya gittiği belirtildi. Custódio, “Burada her ay maaşınızın neredeyse yüzde 90’ını kiraya harcıyorsunuz. Artık ne kaldıysa gaza, suya, elektriğe ve yiyeceğe gidiyor” dedi.
Geçen yılki erken genel seçimlerde beklenmedik bir mutlak çoğunluk kazanan Portekiz’in solcu hükümeti ise şimdiden konut krizini bir öncelik haline getirdiğini söyledi. Konut Bakanlığı Sözcüsü, “Geçtiğimiz 7 yılda, toplu konut politikasını yalnızca daha az kaynağa sahip sınıflar için garanti vermeyi amaçlayan toplu konut politikasını bir kenara bıraktık, bunun yerine toplu konut politikasına evrenselci bir yaklaşım getirdik” dedi. Hükümet ayrıca altın vize programını durdurmak için önlemler açıkladı ve 185 binden fazla insanı destekleyen yeni bir kira sübvansiyonu getirdi. Yakın zamanda açıklanan diğer girişimler arasında inşaat, yenileme ve dönüştürme yoluyla konut stokunun artırılması ve daha uygun kiralar sunan ev sahiplerine vergi muafiyeti sağlanması yer alıyor.