Yönetmen Zayne Akyol'un 'Rojek' adlı filmi, Kanada'nın Oscar Adayı seçildi. Yönetmen, terör örgütü IŞİD militanları ve kamplara kapatılmış eşleriyle görüşüyor. IŞİD'e katılmanın ve hilafetin kendileri için ne anlama geldiğini öğrenmeye çalışıyor.
Terör örgütü IŞİD’in kamplarında kalan kadınların dramıyla ilgili çok şey yazıldı çizildi. Lakin bile isteye bu kamplarda kalan kadınlar da vardı. Onlardan biri Fransızca olarak ‘Rojek’ belgeselinde “Kadınların kutsal olarak görüldüğü bir dünyadaymışım gibi hissediyordum” diyor.
Kürt kökenli Kanadalı yönetmen Zaynê Akyol’un çektiği belgesel ‘Rojek’ IŞİD kamplarında yaşayan kadınlar ve erkeklerle görüştü ve onlara dünya kamuoyunun merak ettiği soruları sordu. Kampta bulunanlar da anlattı. Bu belgesel şimdilik pek gündemde değil. Lakin geçen günlerde ‘Rojek’ Kanada’nın Oscar Adayı seçildi. Hal böyle olunca da sık sık karşımıza çıkacak filmlerden biri olacak.
1987’de Türkiye’de doğan, dört yaşındayken yolu Kanada’ya uzanan yönetmen daha önce ‘Gülistan: Güller Diyarı’ adlı belgesel çekmişti. Bu belgeselde de terör örgütü PKK kamplarındaki kadınlarla görüşmüştü.
Kanada ve Almanya ortak yapımı ‘Rojek’te yönetmen, terör örgütü IŞİD’e katılmanın, hilafetin kendileri için ne anlama geldiğini soruyor. Akyol, şahsi hikayelerinin izinden giderek IŞİD’in başlangıç safhasına, yükseliş ve çöküşüne ışık tutmaya çalışıyor.
Akyol’un belgeseldeki temel amacı neden orada olduklarını öğrenme çabası. Bu vesileyle görüşmecilere ne yaptıklarını ve pişmanlıkları olup olmadığını soruyor. Onlar da aile hayatları, çocukları, hilafet kurma hayallerini ve hikayelerini anlatıyor. Bazı görüşmeciler insanları öldürdüğünü kabul ederken, diğerleri etmiyor. Bazıları günahlarının ağırlığını taşırken, bazıları pişmanlık dahi duymuyor. Belgeselin yayınlanan fragmanında erkek bir IŞID’linin “Ölen insanlardan ben mi sorumluyum? Hayır, ben sorumlu değilim” dediği de görülüyor örneğin.
Belki de en ilgi çekici bölüm ise sorulara Fransızca cevap veren bir IŞİD’li kadının ağzından dökülenler. Kadın, IŞİD’in kadınların saygı gördüğü bir yer olarak tanımlıyor: “IŞİD kadınlara çok büyük saygı duyuyor. Kadınların kutsal olarak görüldüğü bir dünyadaymışım gibi hissediyordum.”
Başka bir sahnede ise ailesinin güvenliğini öncelikleyen bir görüşmecinin yanı sıra bir başka görüşmeci neden orada olduğunu şöyle anlatıyor: “İtaatkardın, günahkar oldun. Allah’tan korkmalı, İslamı yeniden yaşamalısınız. Suriye’deki cihada katılmalısınız.”
Yönetmen, filmin Kanada’nın Oscar Aday’ı olarak duyurulmasının ardından bu haberin kendisi ve belgeselin arkasındaki ekip için sürpriz olduğunu söylüyor, “Seçilmeyi hiç beklemiyorduk” diyor. Bu yıl Kanada’da Oscar adayı olmak için 28 filmin başvurduğunu bu vesileyle öğreniyoruz.
129 dakikalık belgesel, Arapça, İngilizce, Fransızca ve Kürtçe karışımı bir anlatımla sunuluyor. Akademisi, 2024 Oscar kısa listesindeki filmleri 21 Aralık’ta açıklayacak. 95. Oscar Ödülleri, 10 Mart 2024’te Los Angeles’taki Dolby Tiyatrosu’nda düzenlenecek.