Müzik Radarı: Teoman’ın olgunluğu Maneskin’in enerjisi

Teoman, müzikal yolculuğunda bambaşka arayışlar ve belki de buluşlar peşinde. 2021 yılında yayınladığı ‘Gecenin Sonuna Yolculuk’ adını taşıyan Louis-Ferdinand Celine ilhamlı albümü sanatçının “olgunluk dönemi” olarak adlandırabileceğimiz sürecine dair bize değerli ipuçları veriyordu. Sanatçı’nın önceki gün yayınlanan yeni albümü ‘ben, zargana, deus ex machina’ bu entelektüel arayışının yeni meyvesi. 2021’in ardından birkaç ay önce çıkardığı ‘Aşık Bir Adam’ albümü gibi yine yedi şarkıyla karşımıza çıkan 55 yaşındaki müzisyen belli ki “az ve öz” peşinde.

Teoman’dan olgunlluk dönemi eserleri

Müziğin hiç olmadığı kadar ticarileştiği bir ortamda böylesi kaygılardan uzak işler yapmayı tercih eden Teoman bu yeni yolculuğunda sıklıkla kendisiyle konuşuyor. Yeni albümünü dinleyciyle buluşturan müzisyen, Bob Dylan, Jacques Brel ve Tom Waits’e verdiği referanslar bir yana duruşunda ve şarkılarındaki konular itibarıyla bende daha çok Leonard Cohen havaları estirdi. Ertuğrul Özkök’ün de dünkü yazısında yer verdiği albüm, ticari kaygılar taşımayınca ortalama dinleyici için elinde sözlükle dinlenecek şarkılara sahip. 2021’deki albümünde yer alan ‘Viski ve Lazanya’da yine edebi ve entelektüel dertler yaşayan sanatçı, Fransız besteci Erik Satie’nin meşhur bestesi ‘Gnossienne no.1’ kullanmıştı. Açıkçası bu albümde de klasik müziğe dair bir gönderme bekliyordu. Ama kısmet değilmiş.

Varoluş sancıları, cinsellik, ilişkiler, inanç gibi konuları yeni albümünde de sorgulamaya devam eden Teoman’ın bu çalışmasında öne çıkan şarkılar ‘bavgam’, ‘ben, zargana ve deus ex machina’ gibi şarkılar öne çıkıyor. Albümün yanı sıra albümdeki tüm şarıların da adlarını tamamen küçük harflerle yazmayı tercih eden müzisyene kişisel bir teşekkür iletmek istiyorum. zira son dönemde özellikle rap camiasıına hakim olan tamamı büyük harflerle yazılmış şarkı adları tercihi göze hiç de güzel görünmüyor. Albümdeki şarkılarda dikkat çeken hususlardan biri de Türkçe şarkılarda pek de aşina olmadığımız derecede küfür kullanımı oldu. Tabii, rap camiasını bunun dışında tutuyoruz. Bir önceki albümünü geçen haziranda yayınlanan müzisyenin bu üretkenliği devam edecek mi? Merakla bekliyoruz.

Ludovico Einaudi’den bir yaza veda albümü

Şimdi rotamızı İtalya’ya çeviriyoruz. Tıpkı Teoman gibi üretken bir yaz geçiren Ludovico Einaudi’ye kulak veriyoruz. 12-13 Haziran’da üç yıllık bir aranın ardından Zorlu PSM’de biletleri tamamen tükenen iki performans sergileyen İtalyan piyanistin Spotify verilerine göre en çok seveni Londra’dan sonra İstanbul’da. ‘Fly’, ‘Primavera’, ‘Experience’, ‘Nuvole Bianche’, ‘Time Lapse’ ve ‘Run’ gibi çok sevilen hatta filmlerde de kullanılan şarkılara imza atan 67 yaşındaki piyanist, ‘Songs for Summer’ adlı bir kısaçalarını yayınladı. ‘Le Onde’, ‘Swordfish’, ‘Underwater’, ‘Waterways’ gibi bilinen şarkılarının yanı sıra ‘The Dark Bank of  Clouds’ adlı yeni çalışmasına da bu kısaçalarında yer veren sanatçı, yaz aylara minimal bir veda gerçekleştirdi.

Müsaadenizle Müzik Radarı biraz daha İtalya’da kalacak. 1 Eylül’de dinleyiciyle buluşan yeni Maneskin şarkısı ‘Honey (Are You Coming?)’, Ludovico Einaudi’nin durgunluğu sonrası tempoyu yükseltiyor. Ancak bunun “bir hayli yükseltti” seviyesinde olmadığını da hatırlatmış olalım. Son yıllarda İtalya ve hatta kıta Avrupası’ndan çıkan en başarılı rock topluluklarından biri olan grubu Türkiye’de de hatırı sayılır bir kitlesi var.

Gelelim haftanın özeline. Bu akşam Zorlu PSM, yıllardır hep niyetlenip de bir türlü gerçekleşemeyen bir buluşmşaya ev sahipliği yapmaya hazırlanıyor. Daha önceki gelişleieri çeşitli nedenlerden ötürü ertelenen Foals nihayet şehrimize teşrif ediyor. ‘My Number’ ve ‘Mountain at my Gates’ ile hatırı sayılır bir hayran kitlesine sahip olan grubun konseri öncesi gerisayım için pisti hayranlarına bırakıyoruz.

Geçen haftadan itibaren haftaya ve listeye damga vuran şarkıları eklediğimiz bir çalma listemiz mevcut. Listede yenilerin yanı sıra çeşitli nedenlerle o hafta öne çıkan şarkıları da bulabileceksiniz. Takip etmeyi unutmayın.

Henüz 14 yaşında ama piyanonun efsanesiyle aynı sahnede: İlyun Bürkev’i takdimimizdir