İYİ Parti’den YÖK’e 28 Mayıs çağrısı: Sınavları erteleyin
12 Eylül darbesinden sonra ilk kez yapılan 1983 seçimlerinde CIA darbecilerin desteklediği Milliyetçi Demokrasi Partisi'nin seçimleri kazanacağına ' kesin gözüyle bakıyoruz' ifadelerini kullandı. Ancak seçimleri ANAP kazanmıştı.
12 Eylül 1980’de yapılan askeri darbenin üzerinden tam 43 yıl geçti. Kenan Evren’in liderliğinde yapılan darbede her kesimden milyonlarca insan mağdur oldu. Siyasi partilerin hepsi kapatıldı. Resmi makamların verilerine göre 650 bin kişi gözaltına alındı, 230 bin kişi askerî mahkemelerce yargılandı, 48 kişi ise idam edildi.
Darbe sonrası dönemin Genelkurmay Başkanı Kenan Evren başkanlığında kurulan Milli Güvenlik Konseyi ülkeyi, darbeden sonra ilk kez yapılan 6 Kasım 1983 genel seçimlerine kadar yönetti.
12 Eylül darbesinde parmağı olduğu, en azından darbeden önceden haberi olduğu kendi istihbarat görevlilerinin açıklamalarıyla netleşen ABD istihbarat teşkilatı CIA, 1983 seçimlerine doğru bir analiz hazırladı. CIA’nin arşivinde yer alan istihbarat notunda “Ordunun desteğine dayanarak Milliyetçi Demokrasi Partisi’nin (MDP) Meclis’te çoğunluğu elde edeceğine kesin gözüyle bakıyoruz” denildi. Ancak seçim sonuçları CIA’nin analizinin tam tersi çıktı. Turgut Özal’ın genel başkanlığını yaptığı Anavatan Partisi (ANAP) birinci parti, Halkçı Parti ikinci, Milliyetçi Demokrasi Partisi ise üçüncü parti olarak Meclis’e girdi.
CIA’nin analizinde Kenan Evren’den de övgüyle bahsederek “Sivil rejimin de askeri rejimin dış politikasını benimsemesi muhtemel. Evren, Türkiye’nin Batı’yla askeri ve siyasi bağlarında hiçbir alternatif görmeyen, sadık Batı yanlısı laiktir. Son üç yılda ABD-Türkiye ilişkilerini karakterize eden bu temel samimiyeti daha da geliştirmek isteyeceğine inanıyoruz” ifadeleri kullanıldı.
Öte yandan CIA analizinde o dönem Türkiye’nin NATO dışında ABD’nin kendi operasyonları için Türkiye topraklarını kullandırmama politikasının da seçimlerden sonra devam edeceği görüşünü de vurgulandı.
Analizde o dönem için önemli olan Kenan Evren, Turgut Sunalp, Bülend Ulusu, Turgut Özal ve Necdet Calp’in biyografileri de yer aldı. Biyografide Turgut Özal için şu ifadeler kullanıldı:
“İlk olarak 1980 ekonomik istikrar programını tasarlamış, daha sonra ise tedbirleri uygulamak üzere kendisini askeri rejim tarafından görevlendirilmiş halde bulmuştur. Ancak Temmuz 1982’de kamuoyunda ‘uygulamada anlaşmazlık’ olarak adlandırdığı durum nedeniyle istifa etti. 56 yaşındaki Özal dürüstlüğü, yetkinliği, açık sözlülüğü ve kendine olan güveniyle tanınıyor.”
Kenan Evren için ise ilginç bir yorum yapılıyor. Kenan Evren’in radikal islamcılara karşı olduğu vurgulanarak, “ABD Büyükelçiliği yetkilileri, 65 yaşındaki Evren’i yumuşak dilli, mütevazı ve temkinli biri olarak tanımlıyor. Aynı zamanda güçlü bir görev duygusuna sahip olduğu ve kendine güvendiği de biliniyor. Otoriteyi kullanma konusunda hem kararlı hem de rahattır. Tavsiyeye açıktır ve mümkün olduğunda çatışmalardan kaçınma eğilimindedir. Atatürk’ün ilkelerine ve laikliğe olan bağlılığı, zaman zaman sol ve İslamcı köktencilerin siyasi katılım taleplerini reddetme konusunda katı görünmesine neden oluyor” denildi.
Turgut Sunalp’ın biyografisinde ABD çıkarlarını savunduğu ifade edilerek “Bir sivil olarak Kanada Büyükelçisi olarak görev yaptı. Geçmişte olduğu gibi belirli ABD politikalarını eleştirmekten çekinmeyecek olmasına rağmen, uzun süredir devam eden ABD yanlısı görüşlerini sürdürmesini bekliyoruz” ifadeleri kullanıldı.