Yabancıdan 3 ayın en büyük hisse satışı: Yarım milyar doları aştı
Türkiye'nin 2022’nin Temmuz ayında yıllık bazda 4 milyar 228 milyon dolar olan bavul ticareti geliri bu yıl aynı ayda 2 milyar 132 milyon dolara geriledi. Bavul ticareti gelirinde 12 aydır ardı ardına düşüş görülüyor.
Bavul ticareti, bir ülkeden başka bir ülkeye, tekrar satmak maksadıyla bavul veya bagajda mal götürme ve getirmeyi tarif eden bir tür dış ticaret terimi. Türkiye bavul ticaretiyle ekonomide 1980’de başlayan liberalleşme sonrası tanıştı ve 1985 sonrası da bu iş yoğun şekilde gelişti. Önce Araplar, Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği’nin (SSCB) dağılma aşamasında Yugoslavlar ve Romenler geldi. Bavullarına ya da seyahat ettikleri araçların bagajlarına doldurdukları kimi kez de bedelini ödeyerek uçaklara yükledikleri mallarla ülkelerinin yolunu tuttular. SSCB dağıldıktan sonra bavul ticaretinde yeni müşteriler Ruslar ve Türki Cumhuriyetlerden gelenler oldu. Onları Afrika kıtasının yerini haritada bulmakta zorlanacağımız ülkelerinden gelenler izledi. Laleli, Osmanbey ve daha sonra da Merter İstanbul’da bavul ticaretinin merkez üsleri haline geldiler. Bu arada bavul ticareti geliri kayda değer bir rakama ulaşınca Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) Ödemeler Dengesi İstatistikleri’ne de girmeye başladı.
Ancak bavul ticareti cephesinden gelen son haberler pek de iyi değil. Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) Ödemeler Dengesi İstatistikleri’ne göre 2022’nin Temmuz ayında yıllıklandırılmış bazda 4 milyar 228 milyon dolar olan bavul ticareti geliri bu yıl aynı ayda yine yıllıklandırılmış bazda 2 milyar 132 milyon dolara gerilemiş. Yani bir yılda yüzde 49,5’luk düşüş olmuş.
Verilere bakıldığında bu düşüşün akşamdan sabaha olmadığı ve aylardır düzenli olarak düşüşle ‘Ben geliyorum’ sinyalini verdiği görülüyor. Bu da düşüşün anlık ya da konjonktürel nedenlerden kaynaklanmadığını gösteriyor.
Laleli Sanayici ve İş İnsanları Derneği Başkanı (LASİAD) Gıyasettin Eyyüpkoca’ya göre bavul ticaret gelirlerindeki azalmanın çeşitli nedenleri var. Bunlardan birinci Rusya- Ukrayna savaşı. 18 ayı geçen savaş iki ülkeden hem gelen sayısını hem de talebi olumsuz etkilemiş. Pandemi sonrası işler açılmış ancak savaşla birlikte hem bilet fiyatlarının yükselmesi hem de uçaklarda zor yer bulunması nedeniyle gidiş gelişler azalmış. Eyyüpkoca iyi ilişkileri olan müşterileriyle WhatsApp ve Telegram üzerinden iletişim kurduklarını söylüyor. Merter de bavul ticaretiyle uğrayan ancak adının verilmesini istemeyen bir kişi de lojistik maliyetlerinin artmasını nedeniyle Rus müşterilere artık eski kadar mal satamadığını söylüyor.
Osmanbey’de bavul ticareti yapan ve ağırlık olarak Rus müşterilere mal satan bir başka esnafa göre de yaptırımlar nedeniyle Rusya’ya ancak birkaç ülke üzerinden ulaşılabilmesi işleri zora sokmuş. “Rusya’ya gitmek ya da Rusya’dan dünyanın farklı ülkelerine ulaşmak isteyenler aralarında Türkiye’nin de bulunduğu birkaç ülkeyi kullanıyorlar” diyen esnaf bunun da bilet fiyatlarını artırdığını ve kargoyu daha maliyetli hale getirdiğini belirtiyor.
LASİAD Başkanı Gıyasettin Eyyüpkoca her sektörün olduğu gibi bavul ticaretinin de küresel iklim değişikliğinden payını aldığının altını çiziyor. ‘Bakın mal sattığımız her ülkede şu an itibarıyla havalar sıcak’ diyor ve şunları söylüyor:
“Kimse kışlık giysi alıp hazırlık yapayım havasında değil satılan kışlık giysiler de ince. Kışlık giyişiler pahalı olur ancak bugün satılanlar ince ve ucuz. Gördüğünüz gibi iklim değişikliği bizim için de büyük sorun.”
Bu arada dünyadaki resesyon nedeniyle insanların para harcarken çok rahat olmadıklarını belirterek içeride de enflasyon- devalüasyon sarmalı nedeniyle maliyet yapamadıklarını söylüyor.
Eyyüpkoca bunların yanı sıra rakiplerine göre daha pahalı hale gelen Türk mallarının son dönemde Çin’in rekabetiyle karşılaştıklarını belirterek “‘Malları ucuz. Bizim müşterileri, pazarları kapmak için çok agresif davranıyorlar’’ diyor.
Bavul ticaretinin İstanbul’daki bir diğer merkez üssü Osmanbey’ de anlatılanlar farklı değil. Ancak Osmanbey Tekstilci İş İnsanları Derneği (OTİAD) Başkanı Kemal Kartal farklı noktalara da değiniyor. Kartal devletin gelir elde etmek için Türkiye’de üretilmeyen bazı örme ve dokuma kumaşların ithalatında referans fiyatları yükselttiğini belirterek şunları söylüyor:
“Avrupa Birliği ve Güney Kore ile Serbest Ticaret Anlaşması olduğu için vergi koyamıyorlar. O engeli böyle aşıyorlar ama bizim ürünlerimiz pahalı oluyor. Onun için de o işe pek girmiyor tekstilci. Bu durumda da kaliteli bavul ticareti müşterisinin kalmadığını görüyoruz. Bunu defalarca dillendirdik. Hem Osmanbey’de hem de Laleli’de aynı sıkıntı var.”
Kartal da bavul ticaretinde Çin tehlikesine dikkat çekerken, “İğneyi başkalarına, çuvaldızı da kendilerine batırmaktan” kaçınmıyor. Yerli üreticinin İtalyan makinelerini değil COVID 19 döneminde kapanan Çin’den ucuz makine aldığını söyleyen Kartal şöyle konuşuyor:
“Çin şimdi açıldı ve piyasaya girdi. Bizden çok daha ucuza satmaya, bizim bavul ticareti müşterimizi kapmaya çalışıyorlar. Çin malı makineler yerine akıllı tekstil makineleri almış olsaydık rekabet gücümüz farklı olurdu.”