İmamoğlu cephesinden Ahmak Davası çıkışı: AYM kararı dikkate alınmalı
Anayasa Mahkemesi e-Ticaret kanunun iptal talebini reddine ilişkin gerekçesini açıkladı: Ölçüsüz sınırlama yok, tekelleşmeyi önleme hedefi yönünden amaca uygun
Anayasa Mahkemesi, kamuoyunda “E-Ticaret Kanunu” olarak bilinen ve büyük tartışmalara yol açan kanunun bazı maddelerinin iptali için Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) tarafından açılan davanın reddine ilişkin gerekçeli kararını açıkladı. Kararda, Ticaret Bakanlığı’nın rekabeti koruduğu belirtilerek, kanunun tekelleşmeyi önleme hedefi yönünden amaca uygun olduğu vurgulandı. Anayasa Mahkemesi kararında kurallarla özel teşebbüs özgürlüğü getirilen kişilere, makul olmayan bir külfet yüklenmediği belirtilerek, “Bu çerçevede kurallarla ulaşılmak istenen amaca ilişkin kamu yararı ile özel teşebbüs özgürlüğüne ilişkin kişisel yarar arasında bulunması gereken makul dengenin gözetildiği anlaşılmıştır. Bu itibarla kuralların orantısız bir sınırlamaya neden olmadığı, dolayısıyla özel teşebbüs özgürlüğüne ölçüsüz bir sınırlama getirmediği değerlendirilmiştir” denildi.
Kararda, dava konusu hükümlerin iktisadi ve ticari faaliyette bulunan elektronik ticaret aracı hizmet sağlayıcıların aracılık hizmeti sunduğu elektronik ticaret pazar yerlerinde belirli faaliyetleri yürütmesini ve bunlara ilişkin iş ve işlemleri yerine getirmesini kısıtlayarak teşebbüs özgürlüğüne sınırlama getirdiği kaydedildi. Sınırlamanın, sadece bu malların elektronik ticaret aracı hizmet sağlayıcısının kontrolünde olan elektronik ticaret pazar yerinde satışa sunulamamasından ibaret olduğuna vurgu yapılan kararda, şöyle denildi:
“Buna göre anılan işletmelerin bu malların satışını yapma, satışına aracılık etme veya bu malların tanıtımını yapma konusundaki teşebbüs özgürlüğü ortadan kaldırılmamış, ayrıca bu özgürlük önemli ölçüde zorlaştırılmamıştır. Nitekim elektronik ticaret aracı hizmet sağlayıcının iktisadi ve ticari faaliyette bulunma imkânı devam etmektedir. Bu durumun ise elektronik ticaret aracı hizmet sağlayıcının özel teşebbüs özgürlüğünü anlamsız kılacak nitelikte olmadığı açıktır. Dolayısıyla kurallarla öngörülen sınırlamalar, elektronik ticaret aracı hizmet sağlayıcıların rekabet güçlerini makul olmayan düzeyde düşürmeyecek ve ekonomik yönden orantısız bir kayba uğramalarına neden olmayacaktır.
Sonuç olarak kurallarla özel teşebbüs özgürlüğüne bir sınırlama getirilmiş ise de bunun kişilere makul olmayan bir külfet yüklemediği, bu çerçevede kurallarla ulaşılmak istenen amaca ilişkin kamu yararı ile özel teşebbüs özgürlüğüne ilişkin kişisel yarar arasında bulunması gereken makul dengenin gözetildiği anlaşılmıştır. Bu itibarla kuralların orantısız bir sınırlamaya neden olmadığı, dolayısıyla özel teşebbüs özgürlüğüne ölçüsüz bir sınırlama getirmediği değerlendirilmiştir.”
E-Ticaret Kanunu’nun çıkması aralarında dünyanın bu alandaki en büyük şirketi Alibaba Grup’un Türkiye’deki iştiraki olan Trendyol’un da bulunduğu bazı şirketlerin tepkisine yol açmış, bazı medya kuruluşlarına kanun aleyhinde haber yapılması için para verildiğine ilişkin iddialar kamuoyuna yansımıştı.