ABD istihbaratı: İran depremlerde Suriye’ye insani yardım adı altında mühimmat gönderdi
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, Nahçıvan dönüşünde gazetecilere verdiği demeçte, F-16 meselesine derin bir şekilde değindi. "Türkiye'ye verilen sözler tutulursa İsveç'in üyeliği onaylanır" diyen Erdoğan, Menendez'in istifasının da Türkiye için 'iyi bir fırsat' olduğunu dile getirdi.
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, salı günü yaptığı açıklamada, Washington’un F-16 savaş uçaklarının satışı da dahil olmak üzere Ankara’ya verdiği sözleri tutması halinde meclisin de İsveç’in NATO üyeliğini onaylama sözünü tutacağını söyledi.
Nahçıvan’dan dönüş yolunda konuşan Erdoğan, Dışişleri Bakanı Hakan Fidan ve Fidan’ın ABD’li mevkidaşı Antony Blinken’ın geçen cuma günü Birleşmiş Milletler Genel Kurulu zirvesi çerçevesinde yaptıkları görüşmede İsveç’in NATO üyeliğini ele aldıklarını hatırlattı.
Erdoğan uçaktaki gazetecilere, “Temennim odur ki onlar sözlerinde durursa bizim parlamentomuz da sözünde duracak ve ona göre hareket edecektir” dedi. Bu sözleriyle Türkiye’nin ABD’den yeni F-16 jetleri ve modernizasyon kitleri satın alma teklifine atıf yapıp yapmadığı sorusuna Erdoğan, “İsveç’i F-16 ile bağlı hale getiriyorlar. Biz de diyoruz ki ‘Sizin Kongreniz varsa bizim de parlamentomuz var'” dedi.
Türkiye, Ekim 2021’de 20 milyar dolar karşılığında F-16 savaş uçakları ve yaklaşık 80 modernizasyon kiti satın almak için talepte bulunmuştu. ABD Kongresi’nin üst düzey üyeleri satışa karşı çıkıyordu ancak bu kişilerin, Ankara’nın İsveç’in NATO üyeliğini onaylaması, Yunanistan ile ilişkilerini yoluna koyması ve Rusya’dan uzaklaşması durumunda tutumlarını yumuşatacakları düşünülüyor.
İsveç’in Ukrayna savaşına karşı kendini güvence altına almak için katılmak istediği NATO’ya üyelik başvurusunu onaylamayan bir tek Türkiye ile Macaristan kaldı. Erdoğan temmuz ayındaki NATO zirvesinden hemen bir gün önce yaptığı açıklamada üyeliğe yeşil ışık yakar gibi olmuş ancak TBMM’nin yaz tatilinden döneceği ekim ayına kadar herhangi bir adım atılamayacağını belirtmişti.
Öte yandan bu ayın başlarında Erdoğan, İsveç’in üyeliğine karar verecek olanın kendisi değil, TBMM olduğunu söyledi. İktidardaki Cumhur İttifakı, parlamentoda çoğunluğa sahip ancak MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli ile partisinin bu üyelik kararını nasıl karşılayacağı henüz bilinmiyor.
Erdoğan, “Biz parlamentomuzu geri plana atamayız ki. Yani bizim şu anda Cumhur İttifakı olarak bir birlikteliğimiz var. Bu birlikteliğimiz içerisinde biz de çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Meclisimiz bu konu ile ilgili her gelişmeyi en ince ayrıntısına kadar takip etmektedir. O kararı ne zaman vereceği de kararın ne olacağı da meclisimizin takdirindedir. Meclisin gündemine konu geldiğinde kararın nasıl olacağını hep birlikte görürüz” dedi.
Türkiye’nin F-16 almasına en çok karşı çıkan ABD’li senatörlerin başında Demokrat Bob Menendez geliyor. Sene başında Menendez, 90 saniye boyunca Türkiye’yi neredeyse her alanda eleştirdiği bir konuşma yapmış, ABD Başkanı Joe Biden’ın ‘Türkiye’ye F-16 verilmesini hızlandırma’ çağrısını da çok ciddiye almadığını göstermişti.
Şimdi Menendez Mısır’ı da içine alan bir rüşvet skandalının bir parçası olarak suçlandı ve ABD Senatosu Dış İlişkiler Komitesi başkanlığından istifa etti. Ancak Menendez, senatörlüğü bırakmayacağını belirterek, istifa gibi bir düşüncesinin olmadığının altını çizdi. Uçakta bu konuya da değinen Erdoğan, Menendez’in durumunun Fidan tarafından yakından takip edildiğini söyledi. Menendez’in durumunu fırsata dönüştürmek gerektiğini söyleyen Erdoğan, Fidan’ın Blinken ile tekrardan görüşmesi gerektiğini belirterek, “Bu sayede F-16 ile ilgili süreci de belki hızlandırma fırsatımız da olabilir. Menendez’in devreden çıkması bize avantaj sağlıyor ancak F-16 meselesi sadece Menendez’e bağlı bir konu değil” dedi.
Bu arada kendi partisi içinden Menendez’e yönelik istifa çağrıları da iyice arttı. Ohio, Vermont ve Pensilvanya’dan Demokrat Temsilciler, Menendez’in istifasını isterken, Beyaz Saray Sözcüsü Karine Jean Pierre, salı günkü basın toplantısında, Biden’ın, Menendez hakkındaki iddiaları ‘ciddi bir mesele’ olarak gördüğünü belirtti.
Tabii Erdoğan’ın sözleri, İsveç’in NATO üyeliğine büyük önem veren ABD basınında da yankı buldu. Washington Post gazetesi bununla ilgili yayınladığı bir görüş yazısında Erdoğan’ı tanımlamak için ‘diktatör’ ifadesini kullandı ve, “Erdoğan, NATO’nun bir o yana bir bu yana giden üyesi olarak rolünün keyfini çıkarıyor. Batı ittifakı içindeki bir grupla diğeri arasında değil, ittifakın baş düşmanı Rusya arasında gidip geliyor. Dolayısıyla güç simsarı rolünü büyütmek ve tavizler koparmak uğruna kendi NATO müttefiklerini bozguna uğratırken takas ve kurnazlıktan çekinmiyor” diye yazdı.
İsveç’in üye olmamasına rağmen ittifakla bağlarını sıkılaştırdığını belirten gazete, Erdoğan’ın ‘şansını fazla zorlama riskiyle karşı karşıya olduğunu’ öne sürdü. Türkiye’nin İsveç’e yeşil ışık yakması karşılığında ‘AB üyeliği’ ve ‘Stockholm’de son zamanlarda yaygınlaşan Kuran yakma eylemlerinin yasaklanması’ gibi istekleri hakkında ise gazete, “İlki ihtimal dışı, ikincisi ise İsveç’in ifade özgürlüğü geleneğine bir hakarettir. Erdoğan’ın olabilecek en iyi seçeceği F-16 paketi alışverişini ilerletmek” ifadelerini yazıya döktü.