Raf Gezgini, yazarların dünyasından bildiriyor: Nasıl yazıyorlar?
Gazeteci- yazar Hıfzı Topuz, takvimler 26 Eylül'ü gösterirken hayatını kaybetti. Topuz’un eserleri Türkiye Cumhuriyeti tarihine, belgelere, anılara ve tanıklıklara dayanarak yazıldığı için kaynak olmanın yanı sıra bir arşiv niteliğindeydi.
Raf Gezgini, 100 yaşında hayatını kaybeden Topuz'u, ölümsüz kılan kitaplarıyla uğurluyor.
Gazeteci- yazar Hıfzı Topuz, takvimler 26 Eylül’ü gösterirken hayatını kaybetti. Topuz’un eserleri Türkiye Cumhuriyeti tarihine, belgelere, anılara ve tanıklıklara dayanarak yazıldığı için kaynak olmanın yanı sıra bir arşiv niteliğindeydi. Kaleme aldığı ‘Türk Basın Tarihi’, ‘100 Soruda Basın Tarihi’, ‘Basın Sözlüğü’ gibi iletişim fakültelerinin okuma ve ders kitapları listelerinin temeli oldu, romanları geçmişin izini sürdü, anıları hiç fark edilmeyenleri ortaya çıkardı. Anı, roman ve araştırma-inceleme türlerinde 51 kitap kaldı Topuz’dan geriye. Raf Gezgini, 100 yaşında hayatını kaybeden Topuz’u, ölümsüz kılan kitaplarıyla uğurluyor.
Cumhuriyet döneminin en önemli ressamlarından Fikret Muallâ, sanatı kadar yaşam hikayesiyle de dikkat çeken bir isimdi. Hayatını Almanya, İtalya, İsviçre’de müzeleri gezerek, eserler üreterek geçirdi. Paris’te yaşamını sürdürebileceğini düşünerek 1939’da Türkiye’den ayrıldı, 26 yıl Paris’te yaşadı. . Paris’te Abidin Dino, Avni Arbaş, Bedri Rahmi Eyüboğlu başta olmak üzere Türk sanatçıların ve Hasan Esat Işık ile Üstün Üstündağ gibi aydınların dostluğunu kazandı. Resimdeki yeteneği günden güne beğeni topluyordu. Ancak bu ilgi onun geçimini sağlamaya yetmiyordu. Ressamla 1952’de, Paris’te yaptığı röportajlarla tanışan Topuz, bu kitapta Muallâ’nın yoksulluk ve perişanlık içinde geçen yaşamına yakından bir bakış atıyor.
İletişim fakültelerinde okumuş tüm öğrencilerin elinden geçmiş bu kitap, 19. yüzyıldan başlayarak basın tarihini ele alıyor. İstanbul Gazeteciler Sendikası’nın kurucuları arasında yer alan, gazeteciliğin akademik eğitimine de kafa yoran Topuz’un bu kitabı ilk sansür, yasaklanan sözcükler ve yakılan kitaplar, gazetecilerin mücadeleleri, medya sektörünün sahiplik savaşlarına uzanan bir arşiv çalışması. Basın tarihinin önemli simalarından birinin tanıklığı olan ‘Türk Basın Tarihi’ baskıcı yönetimlere karşı özgürlük mücadelesi veren bir zamanların gazeteciliğini anlatarak bugünkü duruma gelinmesine vesile olan taşların nasıl döşendiğini de hatırlatıyor.
Yesâri Âsım Arsoy’un o meşhur şarkısını bilirsiniz: “Biz Çamlıca’nın üç gülüyüz, Aşk bahçesinin bülbülüyüz, Dillerde gezer söyleniriz, Gamsız yaşarız eğleniriz…”
Peki bu üç kız kardeşin gizli kalmış heyecan dolu yaşamlarını ve aşkları? Topuz romanında Milli Mücadele yıllarında İstanbul’daki gizli direniş örgütleriyle işbirliği yapmışlar; İngilizlerden ve Fransızlardan önemli bilgiler sızdırarak, düşman kontrolünde bulunan silah depolarının boşaltılıp Anadolu’ ya silah sevk edilmesinde görev alarak direnişe büyük katkıda bulunmuş kız kardeşlerin hikayesine ışık tutuyor. Topuz bu romanında da her zaman izlediği yoldan gidiyor, anılar ve belgelerle Kurtuluş Savaşı’nın çok az değinilen kahramanlarını anlatıyor.
Paris’te UNESCO Genel Merkezi’nde iletişim sorunları ve gazetecilik eğitimi projelerini yürüten Topuz, görevi boyunca birçok kıtayı da gezdi. Birçok sanatçı, yazarla dost olan Topuz, ‘Elveda Afrika, Hoşça Kal Paris’ ile dostluklarını ve anılarını anlatıyor. Nazım Hikmet, Pertev Naili Boratav, Zekeriya Sertel, Va-Nu, Fikret Adil ve Abidin Dino’nun Hıfzı Topuz’la dostlukları…Avni Arbaş’ın memleket özlemi, Bedri Rahmi Eyüboğlu’nun şiirli mektuplarına da yansıyan tutkularını öğrenmek isteyenler buyursunlar.
Belgeler, anılar, sandıklarda sararmış aile mektupları… Hıfzı Topuz’un tür ne olursa olsun yazarkenki en büyük rehberleri. ‘Meyyâle’ de Pertevniyal Valide Sultan’ın 1880’lerde dikte ederek yazdırdığı ‘Sergüzeştnâme’sinden yola çıkarak kaleme aldığı bu tarihsel romanda, on dokuzuncu yüzyılın ikinci yarısında Osmanlı İmparatorluğu’nun çöküşü sırasında yaşanan olayları anlatıyor. Kahramanımız Ruslar’ın Kafkasya’ya saldırıları sırasında, 40 günlük bebekken annesiyle birlikte İstanbul’a getirilen ve Saray’da Pertevniyal Valide Sultan’ın yanında büyüyen Ubıh kökenli Meyyâle. Önce besteci Nevres Paşa, sonra da vezir Hasan Hilmi Paşa ile evlenen Meyyale’nin sarayda yaşadığı gizli aşk, kariyerler ve haremağaları üzerinden Pertevniyal Valide Sultan’ın 117 yıl boyunca gizli kalan anıları ortaya çıkıyor. Tüm bunlar anlatılırken de Abdülhamit dönemindeki yolsuzlukları, baskı ve işkenceleri, yargısız infazları, şeriatçıların devrimlere ve Batılı eğitime karşı direnişleri de okura aktarılıyor.
Yaşayan tarih Hıfzı Topuz, Atatürk ile birebir sohbet etmese de onu görenlerdendi. Cumhuriyet insanıydı. Atatürk hakkında hem araştırmalar hem de tanıklılıklar yazdı. Akşam’da muhabir, sonra da röportaj yazarı olarak çalıştığım dönemde Atatürk’ü yakından tanıyan kişilerle konuşmalar yapmıştı Topuz.1974-75 yıllarında TRT’de çalıştığı dönemde ise Atatürk’ün yakınlarını ‘Her Hafta Bir Konuk’ programıyla ağırlamıştı. Tüm bunları başka kitaplarında da anlatmış olsa da ‘Bana Atatürk’ü Anlattılar’ geniş bir tanıklığı ele alıyor. Topuz, Atatürk’ün yakın arkadaşlarından onu dinledi, geçmişten bugüne ışık tutan anıları yazdı. İsmet İnönü, Falih Rıfkı Atay, Cafer Tayyar Eğilmez, Sabiha Gökçen, Mim Kemal Öke, Ali Fuat Cebesoy, Agop Dilaçar, Vildan Âşir Savaşır, İ. Süreyya Yiğit, Yakup Kadri Karaosmanoğlu, Sırrı Bellioğlu, Ekrem Rize gibi Atatürk’e yakın isimler Hıfzı Topuz’la, kuruluş dönemine ve Atatürk’e ilişkin, tarihe ışık tutacak anılarını paylaştılar. Ortaya da ‘Bana Atatürk’ü Anlattılar’ çıktı.
‘Derz’, Hakan Günday’ın çeşitli mecralarda yayımlanmış öyküleri ile Anakara Seyir Defteri adlı fanzininden sayfaları bir araya getiriyor.
Son olarak 2022’de ‘Silinmiş Sahneler’ romanı ile okurlarla buluşan Hakan Bıçakçı’dan metropol hayatına bir kadın gözünden bakış… Plaza-site-alışveriş merkezi üçgeninde sıkışmış hayatları anlatan, günümüzde geçen bir distopyayı keşfetmek isteyenler buyursunlar.
Man Booker Ödüllü Margaret Atwood’tan yeni roman: ‘Kedi Gözü.’ Yazar bu kez ressam olmak, dünyayı anlamlandırmak isteyen Elaine Risley ile tanıştırıyor okuru. Ne yapıp yapamayacağı söylenen, aile ve toplum tarafından sınırları belli bir hayata hapsedilmeye çalışılan ve bununla mücadele eden her kadının kendinden bir şeyler bulabileceği roman yazarın diğer kitapları gibi Doğan Kitap etiketiyle raflarda. Umut vaat eden ilk cümleyi de iştah açsın diye şöyle bırakalım: “Zaman bir çizgi değil, uzayın boyutları gibi bir boyuttur. Uzayı eğip bükebilirseniz, zamanı da bükebilirsiniz. Yeterince bilir ve ışık- tan hızlı devinebilirseniz, zamanın içinde geriye doğru yol alabilir ve aynı anda iki yerde birden olabilirsiniz.”