İktidarın AİHM’ye Kavala savunması: Beraat veren hakimlere soruşturma açmak yargıyı etkilemek değil!
TBMM’de yeni yasama yılının ilk Genel Kurulu’nda konuşan Erdoğan, mevcut anayasanın 2023 Türkiye’sini taşıyamadığını söyledi, birlikte çalışma çağrısı yaptı. Erdoğan’ın sözlerindeki anahtar kelimeler ‘kurucu irade, uzlaşı ve sistem tartışmasını bitirmek’ oldu.
Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde 28. Dönem 2. Yasama Yılı açılışı, sabah saatlerinde yaşanan bombalı saldırının ardından geniş güvenlik önlemleri altında başladı. Numan Kurtulmuş başkanlığında toplanan Genel Kurul’a hitap eden Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, yeni anayasa çalışmalarına ilişkin kritik mesajlar verdi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Meclis’i üç “anahtar” başlıkla açtı. Öncelikle “kurucu irade” diyerek Mustafa Kemal Atatürk’ü işaret eden Erdoğan “Kurucu iradenin geçerliliği” mesajı verdi. Erdoğan daha sonra TBMM çatısı altındaki tüm partilere anayasa içi uzlaşı konusunda “samimi” bir çağrı yaptı. Son kritik mesaj ise ilk günden bu yana tartışılan Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’ne oldu. Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin de revize edilebileceğini söyledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Cumhuriyetimizin kuruluşundan sonraki süreç, Gazi’nin hayal ettiği hızda ve içerikte yürümemiş olsa da bir asır sonra aynı hissiyatla burada buluşmamız, kurucu iradenin geçerliliğini sürdürdüğüne işaret ediyor. Cumhuriyetimizin önünde kat edecek hala epeyce mesafe olması, bize yapacak çok işimiz olduğunu anlatıyor. Kimsesizlerin kimsesi olarak tahayyül edilen Cumhuriyet, bu vasfına tam manasıyla Türkiye Yüzyılında kavuşacaktır” dedi.
Yeni anayasa tartışmasına değinen Erdoğan şunları söyledi:
“Şimdi önümüzde yeni bir görev ve yeni bir fırsat var. Bu da ülkemizi, Cumhuriyetin ilk yıllarının ardından tekrar yeni ve sivil bir anayasaya kavuşturmaktır. Türkiye’yi, 12 Eylül darbe yönetiminin 41 yıl önce milletimizin sırtına sardığı mevcut anayasa kamburundan kurtarmak, hepimizin en öncelikli sorumluluğudur. 41 yıllık tarihinde uğradığı irili-ufaklı 20’den fazla değişiklikle adeta yamalı bohçaya dönen bu anayasanın 2023’ün Türkiye’sini taşıyamadığı açıktır. Bu gerçeğe ekonomiden diplomasiye, adaletten hak ve özgürlüklere çok geniş bir yelpazede farklı vesilelerle şahit oluyoruz. Esasen, yeni anayasa meselesi, 10 seneyi aşın süredir ülkemizin ve Meclisimizin gündemindedir. Hatta yarım kalmış olsa da bu doğrultuda atılan kimi adımlar oldu. Cumhur İttifakı olarak, 2021 yılında yeni anayasa için önce kendi hazırlıklarımızı yaptık. Ardından, diğer siyasi partileri de kendi hazırlıklarını yapmaya ve kamuoyuyla paylaşmaya davet ettik.
TBMM 28. Dönem 2. Yasama Yılı Açılışıhttps://t.co/Qmdwnxw75G
— Recep Tayyip Erdoğan (@RTErdogan) October 1, 2023
Maalesef bu samimi davetimiz karşılık bulmadı. Lafa gelince sürekli darbe anayasasından şikayet edenler, iş somut adım atmaya gelince, ne yazık ki, konfor alanlarının dışına çıkmak istemedi. Buna rağmen biz ümidimizi asla kaybetmedik.
Elbette anayasanın başarısı, her siyasi partinin, her toplumsal kesimin, her bireyin kendini içinde bulacağı ve ‘benim’ diyerek sahipleneceği kapsayıcı bir metin olmasıyla orantılıdır. Devletin ve milletin ortak geçmişini ve ortak geleceğini kuşatmayan bir anayasa ülkeye fayda getirmez. Cumhurbaşkanı olarak şahsım ve Cumhur İttifakı partileri olarak grubu olsun olmasın tüm partileri, tüm milletvekillerini tüm toplumsal kesimleri bu konuda sözü ve teklifi olan herkesi yapıcı bir anlayışla yeni anayasa çağırımıza katılmaya davet ediyoruz.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan sözlerinin devamında yeni anayasayla birlikte Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin de revize edilebileceğini söyledi.
Erdoğan, “Hatta bu vesileyle Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin ilk dönemindeki tecrübelerin ışığında ortaya çıkan iyileştirme ihtiyacını da, yeni anayasa çalışmaları kapsamında değerlendirebileceğimizi ifade etmek istiyorum. Böylece, yeni anayasayla birlikte yönetim sistemi tartışmalarını ilanihaye sona erdirme imkânı bulacağız. Gördüğünüz gibi, biz ülkemizi ve milletimizi Türkiye Yüzyılı anayasasına kavuşturmak için her türlü kolaylığı gösteriyor, her türlü uzlaşmaya açık davranıyoruz. Diğer siyasi aktörlerden ve partilerden de aynı yapıcı yaklaşımı bekliyoruz” ifadelerini kullandı.
Hayat pahalılığına da değinen Erdoğan, “Milletimizin canını yakan hayat pahalılığını ortadan kaldırmak için ne yapmak gerekiyorsa yapmakta kararlıyız. Ekonominin ruhunu oluşturan güven ve istikrar iklimini bozacak her türlü söz, tutum ve davranıştan uzak durmalıyız” diye konuştu.
Erdoğan, İçişleri Bakanlığı önündeki terör saldırısına ilişkin “İçeride ve dışarıda son terörist bertaraf edilene kadar, mücadelemizi kararlılıkla sürdüreceğiz. Bu sabah emniyet birimlerimizin vakitli müdahalesiyle iki caninin etkisiz hale getirildiği eylem, terörün son çırpınışlarıdır. ‘Bir gece ansızın gelebiliriz’ sözü kulaklardan hiç eksik olmasın. Vatandaşın huzuruna ve güvenliğine kast eden alçaklar emellerine ulaşamamıştır, asla da ulaşamayacaktır. FETÖ ihanet şebekesinin, yaymaya çalıştığı yıkılmadık ayaktayız havası bir çeşit mezarlıkta ıslık çalma gayretidir. Bu ülkede bir daha asla FETÖ yeniden dirilemeyeceği gibi, benzer örgütlerin de yeni ihanetler sergileyebilmesi mümkün değildir” sözlerini sarf etti.
Erdoğan, sansür tartışmaları sonrasında iptal edilen Altın Portakal Film Festivali’ne yönelik “Özellikle sanat öne sürülerek milli iradeye kast edenlerin propagandasının yapılmasını kabul edemeyiz. Kültür sanat gibi insanı yücelten ortak değerlerin insanlık ve demokrasi düşmanların istismar alanı haline dönüşmesine sorumluluk makamında olan bizlerin karşı çıkması hayati öneme sahiptir” dedi.
“Türkiye olarak 60 yıldır kapısında bekletildiğimiz Avrupa Birliği’nden herhangi bir beklentimiz yok” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Şayet bize karşı örtülü bir yaptırım gibi kullandıkları vize dayatması başta olmak üzere haksızlıklarından geri dönerlerse, kendi yanlışlarını düzeltmiş olurlar. Yapmazlarsa, bizden herhangi bir beklentiye girme hakkını tümüyle kaybederler” dedi.
Geçtiğimiz hafta Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin verdiği karar da Erdoğan’ın gündemindeydi. AİHM geçtiğimiz hafta ‘ByLock kullanmak’ ve ‘Bank Asya’da hesabı olmak’ suçlamalarıyla mahkum olan Yüksel Yalçınkaya’nın açtığı bireysel davada Türkiye aleyhine ihlal kararı vermişti.
Erdoğan, “Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin Avrupa Konseyi’nin bir kurumu olan Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin verdiği son kararlar, adeta bardağı taşıran damla olmuştur. Bu karardan cesaret alan terör örgütü mensupları ve yandaşları beyhude yere heveslenmesinler. Maşeri vicdanda zaten mahkum olan FETÖ’cü alçaklara bu karardan ekmek çıkmaz. Bazı ülkelerin etkisi altında kalarak yetkilerini aşan, Türkiye’nin egemenlik haklarını hiçe sayan Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne, sistemin kurucu üyesi İngiltere bile tahammül edememiştir” dedi.