Dağlık Karabağ’da sokaklar boş: Bölgeyi terk eden Ermeni sayısı 100 bini geçti
Ermenistan Ulusal Meclisi, Uluslararası Ceza Mahkemesinin Roma Statüsü'nü onayladı. Ermenistan'ın Vladimir Putin için tutuklama kararı alan UCM'yi tanımaya başlamasına Kremlin'den sert tepki geldi.
Ermenistan Ulusal Meclisi, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin hakkında tutuklama kararı çıkaran Uluslararası Ceza Mahkemesi’nin (UCM) kuruluşunu belirleyen ve ‘Roma Statüsü’ diye anılan uluslararası anlaşmayı onayladı. Meclis oturumunda, UCM’nin kurucu anlaşması olan Roma Statüsü, 22’ye karşı 60 oyla onaylandı.
Ermenistan, Roma Statüsü’nü 1999’da imzalamasına rağmen Anayasa Mahkemesi, 2004’te aldığı karar uyarınca statüyü Ermenistan Anayasası’na aykırı bulmuştu. Hükümet, 2022’de statünün incelenmesi amacıyla yeniden Anayasa Mahkemesine başvuruda bulunmuştu. Buna göre Putin, Ermenistan’ı ziyaret ederse tutuklanması gerekecek. Çünkü UCM, Kremlin tarafından reddedilse de Ukrayna’dan yüzlerce veya daha fazla çocuğu yasadışı yollarla sınır dışı ettiği şüphesiyle Putin hakkında tutuklama emri çıkarmıştı.
Ermenistan Parlamentosu’nun onay kararı adından da Kremlin’den Ermenistan’a tepki geldi. Rusya’nın haber ajansı RIA, Peskov’un şu sözlerini servis etti: “Ermenistan’ın mevcut liderliği için ek sorular ortaya çıkacak, bunlar önceden Ermeni tarafına iletilmişti. İkili ilişkiler açısından Ermenistan’ın Roma Uluslararası Ceza Statüsü’ne katılımından en başından beri şüpheliyiz. Biz hâlâ bunun yanlış bir karar olduğuna inanıyoruz.”
Erivan’ın bu kararının Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in Ermenistan ziyaretlerini reddedeceği anlamına gelip gelmeyeceği sorusuna Peskov, “Elbette Devlet Başkanı Putin’in bir gün, herhangi bir nedenle Ermenistan’a yapacağı ziyareti reddetmek zorunda kalmasını istemeyiz” şeklinde cevap verdi.
Ermenistan Anayasa Mahkemesi, 24 Mart’ta UCM Roma Statüsü’nün Ermenistan yasalarına uygun olduğu kararını vererek onay için Ulusal Meclise göndermişti. Bu karara Rusya’nın tepkisi de sert olmuştu. Kremlin Sözcüsü Dmitri Peskov, “(Ermenistan’ın Roma Statüsü kararı) Bu bize yönelik son derece düşmanca bir karar. Onaylayabileceğimiz bir durum değil” ifadelerini kullanmıştı.
Öte yandan Ermenistan Başbakanı Nikol Paşinyan, 19 Eylül’de Ulusal Mecliste yaptığı konuşmada, Roma Statüsü’nün Ermenistan-Rusya ilişkileri ile bir bağlantısının bulunmadığını, tüzüğün onaylanmasının Ermenistan’ın güvenliğiyle ilgili olduğunu belirtmişti. Ancak Moskova Paşinyan’ın Roma Statüsü’nün Ermenistan güvenliği açısından kabul edilmesi gerektiğine görüşüne katılmıyor.
Bir zamanlar Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği (SSCB) üyesi olan Ermenistan, uzun zamandır Moskova’ya olan bağlılığından kurtulmak istiyordu. Dağlık Karabağ sorununda da 44 günlük savaş ardından Rusya’dan istediği desteği alamayan Erivan, zaten Azerbaycan’ın 19 Eylül’deki operasyonundan hemen önce 11 Eylül’de Amerika Birleşik Devletleri (ABD) ile ortak tatbikatında Kremlin’in tepkisini üzerine çekmişti.
Öte yandan Paşinyan mayıs ayında yaptığı bir açıklamayla ülkesinin yönünü Batı’dan yana çevirdiğine dair bir sinyal vermişti. Bu sinyali de Rusya’nın öncülük ettiği Kolektif Güvenlik Anlaşması Örgütü’nden (KGAÖ) çekilebileceğini ifade ederek yansıtmıştı. Paşinyan, Sovyetler Birliği’nin 1991’de dağılmasının ardından Rusya öncülüğünde kurulan KGAÖ için, “Çekilebiliriz” demişti. Bunun gerekçesi olarak da Ermenistan Başbakanı Rusya’nın “Azerbaycan’ın oluşturduğu askeri tehdide” karşı vaat ettiği korumayı sağlamadığını göstermişti.
Kremlin yönetimini eleştirip, “Güvenlik konularını Batılı ortaklarımızla görüşmeye başladık çünkü bölgedeki güvenlik sisteminin çalışmadığını görüyoruz” ifadelerini kullanmıştı.
Ermenistan’da geçici başbakan olarak görev yaptığı 2018 yılında yüzde 70 gibi bir oranla sandıktan çıkan Nikol Paşinyan’ın dış politikada atacağı adımlar o zamandan bu yana tartışma konusuydu. Paşinyan’ın her ne kadar Rusya ve Batı arasında denge kurmak istediği ve Moskova bağımlılığından sıyrılmanın yollarını aradığı bilinse de bunu başarıp başaramayacağı soru işaretleri yaratıyordu.
ABD ve haliyle NATO’nun Rusya’yı hemen her yanında jeopolitik bir sıkışıklığa itme isteği yadsınamaz. Dolayısıyla Rusya’nın savaş nedeniyle Ukrayna’ya dönen odağı, bir bakıma Batı’nın Kafkasya’da atmayı beklediği adımlarına temel hazırladı. ABD ve Batı, Rusya’yı Kafkasya’da da yalnızlaştırmak ve oranın jeo-ekonomik ve jeo-stratejik olanaklarından yararlanmak istiyor. Özetle ABD, “Rusya’sız Güney Kafkasya” istiyor ancak Avrupa Birliği ise Ukrayna Savaşı’ndan önceki Rusya ile uyumlu sessiz stratejisine devam edecek mi, bu soru ise hala cevaplanmayı bekliyor.
Ermenistan’ın ise son olarak Putin hakkında “savaş suçu nedeniyle hakkında yakalama kararı” çıkaran UCM’nin Roma Statüsü’ne onay vermesi hem ilişkileri hem de bölge dengesinin değişmesine sebep olacağa benziyor.