Ekonomi yönetiminin ajandası yoğun
Sıkı para politikası kira artışını durdurmaz. Çünkü kira ve bu arada ev fiyatlarındaki artışı frenlemek için önce konut arzını artırmak gerekiyor. O da yine büyük kentlerde arazi kalmadığı için çözümü imkansıza yakın bir probleme dönüşmüş durumda.
Enflasyon tırmanıyor. Önceki gün Türkiye İstatistik Kurumu “resmi” enflasyonun yıllık olarak yüzde 61’i geçtiğini açıkladı. Önümüzdeki aylarda yüzde 70’i de geçeceği kesin. Sonra 2024’ün ikinci yarısında baz etkisiyle gerilemeye başlayacak. Nereye kadar? Bana kalırsa yeniden yükselene kadar.
Enflasyonda kalıcı bir düşüşün neden zor olduğunu, daha doğrusu kalıcı bir düşüş için yapılması gerekenlerin neden yapılmadığını ve görünen köy kılavuz istemez, bundan sonra da büyük olasılıkla yapılmayacağını iki yazıyla anlatmaya çalışacağım. Bu ilk yazı…
Merkez Bankası Başkanı Hafize Gaye Erkan ise elbette iyimser, önceki gün Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde yaptığı sunumda enflasyonun 2026’da tek haneye düşeceğini söyledi. Tek hane ile kastı yüzde 10’un altı. Nasıl olacak? Elbette sıkı para politikasıyla. Nitekim Cumhurbaşkanı Erdoğan da kısa süre önce “Sıkı para politikasının desteğiyle enflasyonu yeniden tek haneye düşürecek, cari işlemler dengesini iyileştireceğiz” demişti.
Kira artış oranı mesela sıkı para politikasıyla durur mu? Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) verilerine göre kira artış oranı, devletin yüzde 25 sınırına rağmen Eylül ayında yüzde 95 oldu. İktisatçı Orhan Karaca’nın sosyal medyada paylaştığı grafik şöyle:
Bu tabii TÜİK’in verisi. Bahçeşehir Üniversitesi Ekonomik ve Toplumsal Araştırmalar Merkezi (BETAM) göre ise Türkiye genelinde ortalama kiralar Haziran’da yüzde 121.1 arttı; artış oranı İstanbul’da yüzde 109.5, Ankara’da yüzde 188.9, İzmir’de ise yüzde 139.7 oldu. Enflasyonun tek haneye düşmesi için kira artışlarının sert fren yapması gerekiyor. Sıkı para politikası bunu başarabilir mi?
Bu sorunun yanıtını bulmak için önce kiralardaki astronomik artışın kaynağını bulalım. Kiralardaki yüksek artış 2021 yılında başlamıştı. 2020 yazında, yani pandeminin ortasında iktidar ekonomiyi desteklemek için kamu bankalarıyla çok düşük faizli konut kredisi kampanyası başlattı. Sıfır konutlarda aylık faiz oranı yüzde 0.64’e indirilmişti. Bu fırsatı kaçırmak istemeyenler düşük faizli krediye hücum etti. Bunun etkisiyle 2020 Temmuzunda Türkiye tarihinin en yüksek konut satış adedine ulaşıldı.
Bir malın talebi patlarken arzı artmıyorsa ne olur? Fiyatı patlar. Konut fiyatları o yıl patladı. Özellikle büyük şehirlerde ev fiyatları ilk kez o yıl astronomik rakamlara yükseldi. Para biriktirerek veya krediyle ev alamaz hale gelenler mecburen kiraya yöneldi. Bu da kiraları patlattı.
Konut fiyatları ve kiralardaki ikinci yükseliş dalgası ise 2022’de geldi. Merkez Bankası 2021 yılının Eylül ayında Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın talebiyle faiz indirimlerine başlamıştı. O yılın Kasım ve Aralık aylarında kur krizi yaşandı, Türk Lirası yüzde 30 değer kaybetti. Kurdaki artış Aralık’ta enflasyonu patlattı, TÜİK Aralık enflasyonunu yüzde 13.58 olarak açıkladı. Bu bir rekordu.
Enflasyondaki inanılmaz artışa rağmen Merkez Bankası politika faizini düşürdükçe düşürüyordu. O faizi düşürdükçe bankaların TL mevduata verdiği faiz düşüyordu. Parasının enflasyon karşısından erimesinden korkanlar mala hücum etmiş, konut fiyatları ve ona bağlı olarak da kiralarda yeniden astronomik artışlar başlamıştı. Öyle ki, bir an gelecek BETAM’a göre Türkiye genelinde ortalama konut fiyat artışı yüzde 200’e ulaşacaktı.
İşin tuhaf yanı konut ve kira talebinde büyük artış yaşanırken konut arzında düşüş vardı! TÜİK’in verilerine göre bu yılın ilk çeyreğinde ruhsat verilen bina sayısı geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 9.2 azaldı. Bunun temel nedeni, inşaat maliyetlerindeki yüksek oranlı artışlar yüzünden müteahhitlerin yeni proje başlatmaktaki isteksizliğiydi.
Bugün geldiğimiz noktada özellikle büyük şehirlerde konut fiyatları ve merkezi ilçelerde kiralar çılgın kelimesini hak edecek seviyelere ulaşmış durumda. Çalışarak, para biriktirerek ev alma imkanı ortadan kalktı. Kiralardaki astronomik artışın sebebi zaten bu.
Şimdi tekrar soralım: Kira artış oranı sıkı para politikasıyla düşer mi? Hayır düşmez, çünkü kira ve bu arada ev fiyatlarındaki artışı frenlemek için önce konut arzını artırmak gerekiyor. O da yine büyük kentlerde arazi kalmadığı için çözümü imkansıza yakın bir probleme dönüşmüş durumda. İktidar İstanbul’a yakın iki yeni uydu şehir kurmak istiyor ama bununla kira artışlarını frenlemek hayalcilik.
Nişantaşı’ndaki, Mecidiyeköy’deki, İstinye’deki Arap turistlerin tıklım tıklım doldurduğu AVM’lerde asgari ücrete çalışan özel güvenlik görevlilerini, hamburger pişiricilerini, garsonları İstanbul’un 50-60 kilometre dışında kuracağınız uydu kentlere sürerek mi çözeceksiniz kira sorununu?
Kira meselesi görüldüğü gibi yapısal. Kira enflasyonu yapısal da gıda enflasyonu yapısal değil mi? O da bir sonraki yazıya…