Cumhuriyet ve müzik: Çıktık açık alınla
Türkiye'nin artık dünya çapında bir markasına dönüşen klasik müzik topluluğu Borusan İstanbul Filarmoni Orkestrası (BİFO) bu perşembe yeni sezonuyla sanatseverlere merhaba diyor. Sezon boyunca ünlü solistleri ağırlayacak olan orkestra Cumhuriyetin 100. yılına da konserlerinde öne çıkarıyor.
Açılış konserinde Fazıl Say'a sipariş edilen bir 100. yıl senfonisinin çalınacağı sezonu ve daha geniş bir çerçeveyle BİFO'nun bu müzikal yolculuğunu Borusan Sanat Müdürü Aydın Dorsay ile konuştuk. 24. sezonun ayrıntılarını dinledik.
Borusan İstanbul Filarmoni Orkestrası ya da bizim daha çok kullandığımız adıyla BİFO 24. sezonunu açmaya hazırlanıyor. Fazıl Say’a sipariş edilen ve bestecinin altıncı senfonisi olma özelliği taşıyan ‘100 Yaşında Bir Çocuk’ eseriyle bu perşembe akşamı orkestra seyircisiyle buluşacak. Elbette konserde Fazıl Say da piyanosunun başında olacak. Geçen ay yeni dönem daimi şefi olarak İtalyan maestro Carlo Tenan’ı duyuran orkestrayı açılış konserinde Can Okan yönetecek. Sezon boyunca Cumhuriyetin 100. yılına saygı duruşu mahiyeti taşıyan çok sayıda etkinliği sanatseverlerle buluşturacak olan orkestranın programını ama ondan da öte vizyonunu Borusan Sanat Müdürü Aydın Dorsay ile konuştuk.
Cunhuriyetin kurucu değerlerinden biri olan sanatı önceleyen duruşunun bir yansıması olarak da nitelendirebileceğimiz orkestranın varlığı bu açıdan da büyük önem taşıyor. Temellerinin 1999 yılında atılan orkestran İstanbul’un yanı sıra Türkiye’nin farklı yerlerinde verdiği konserlerle de hatırı sayılır bir bilinirlik kazandı. Ancak kuşkusuz orkestranın Londra’dan Hong Kong’a uzanan geniş bir coğrafyada verdiği konserler vizyonuna dair bize ipuçları vermekte. Aydın Dorsay bu vizyonu şu sözlerle açıklıyor: 1999 yılında kurucu şef Gürer Aykal ile temelleri atılan BİFO, devlet orkestralarının yanında özel bir orkestrayla daha geniş kitlelere ulaşmasına sağladıığımızı düşünüyorum. Adıyaman, Erzurum ve Diyarbakır gibi klasik müzik konseri yapılabilecek konser salonu olan illerimize de gidiyoruz”
Bir de elbette yurt dışı turne konusu var. Dorsay, BİFO’nun turne yolculuğun hakkında “Yurt dışı turnelerle aslında Türkiye’de yapılan klasik müziği oralarda tanıtma fırsatı bulduk. Hatta bazı ülkelerde önyargıları kırdık. Avrupa standartlarında bir orkestra gördüklerinde şaşırıyorlar. Orkestra içindeki kadın erkek oranı bile bunda etkili oluyor. Batı’nın en prestijli orkestralarına baktığımızda son 10-15 yıldır kadın müzisyenleri dahil etmeye başladıklarını görüyoruz. Ancak bizim ilk günümüzden itibaren kadın üyelerimiz var. 20 yıldır orkestramızın üyesi olan Pelin Halkacı aynı zamanda başkemancımız. Yani Avrupa’nın cinsiyet eşitliği konusunda şu anda ulaşmaya çalıştığı standartların daha ilerisindeyiz. Amacımız bu standardı korumak ve ileriye taşımak. Daha önce Hong Kong’da konser vermiştik. Uzak Doğu klasik müzikte önemli bir rota. Bundan sonra da Çin ve Japonya gibi ülkelerde sahne almak istiyoruz” dedi.
Bir yönüyle de Türkiye’nin yurt dışındaki imajına olumlu katkı sunan BİFO’nun gittiği yerlerde kimi zaman yarattığı şaşkınlık, daha doğrusu bir türlü geride bırakılamayan oryantalist bakışı Aydın Dorsay yaşanmışlıklarla anlatıyor: Yurt dışı turnelerimizde kıyafetlerimize şaşıranlar olmuştu. Bizleri, karşılarında fesle görmeyi umanlar hatta bizden bunu talep edenler de olmuştu”
Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası’nın 1827 yılında o zamanki adıyla Muzika-i Hümâyun kurulduğunu düşünecek olursak Türkiye’de klasik müzik kültürünün çok da yeni bir olgu olmadığını söylemek mümkün. Hatta padişahların klasik müzik sevdası ve besteci yönleri de bilinen bir gerçek. Buna rağmen klasik müziğin halkta karşılık bulmaya başlaması Cumhuriyetin ilânından sonra olmuştu. Türk Beşleri olarak adlandırılan besteciler ve onların öğrencilerinin eserleri, klasik müziğin bu topraklarda kök salmasına vesile olmuştu. Royal Albert Hall’daki BBC Proms konserinde Ulvi Cemal Erkin’in ünlü ‘Köçekçe’sini seslendiren BİFO’nun Türk bestecilerine yönelik yaklaşımı hakkında konuşan Dorsay bu konudaki yaklaşımlarını şu sözlerle özetliyor: Orkestramızla klasik müziği Türkiye’de kitlelere ulaştırdığımızı düşünüyoruz. Bununla beraber hem sezon konserlerimizde hem de yurt dışı turnelerimizde muhakkak Türk bestecilerin eserlerine yer veriyoruz.
Özellikle Batı dünyasında klasik müziğin en güncel sorunlarından biri olarak gençlerle ilişki kuramaması gösterilir. Nüfusun gittikçe yaşlanması bunda bir nebze pay sahibi olsa da gençlerle bağın istenilen seviyelerde olmadığı bu müziğin otoriteleri tarafından da sıklıkla dile getiriliyor. Avrupa’ya göre nispeten daha genç ve dinamik bir nüfusa sahip olan Türkiye, bu dinamizmini kimi alanlarda yansıtırken kimi alanlarda da potansiyelinin altında. Türkiye’deki klasik müzik dünyasının içindeki bir isim olarak Aydın Dorsay’a nasıl bir manzarayla karşı karşıya olduğumuzu sorduk. Klasik müzikte “genç” tanımının en azından Avrupa standartlarında 45 yaşa tekabül ettiğini vurgulayan Dorsay, kıta genelinde gençlerle temas kurmada orkestraların sorunlar yaşadığını teyit etti. Dorsay, BİFO’nun Türkiye’deki gençlere daha fazla hitap edebilmek amacıyla çağdaş bestecilere de yer verdiklerini ve onların da bildiği solistlerle sahne paylaştıklarını vurguladı. Pandemiyle hayatımıza daha fazla giren dijitalleşmenin gençlere erişmlerinde kritik bir rol oynadığını belirten Dorsay, bu süreçte 20-25 yaşındaki gençlere borusansanat.tv siteleri aracılığıyla eriştiklerini söyledi ve 6-26 yaş aralığındaki gençlere yönelik Genç Kart uygulamasıyla konserlerde gençlere %50 indirim sağladıklarını hatırlattı.
24. sezonunun heyecanını yaşayan BİFO, pandemi nedeniyle tahmin edilenden bir nebze uzun süren seçim sürecinin ardından İtalyan maestro Carlo Tenan’ı sanat yönetmeni ve daimi şef olarak seçti. Eylül ayında düzenlenen tanıtım programında basın mensuplarıyla da tanışıp sohbet etme fırsatı bulan Tenan, orkestra yönetiminin yanı sıra operayla ilgilenen ve çağdal besteler de üreten bir isim. Uzun yıllar Sascha Goetzel ile konserler veren orkestranın yeni süreçte nasıl bir yol izleyeceği sorumuza Dorsay şu şekilde yanıt verdi: Pandemi nedeniyle daimi şef belirleme sürecimiz yıllara yayıldı. İki yıldır konserlerimizde yer alan şeflerin pek çoğu aslında bizim adayımızdı. Yapılan değerlendirme ve oylama sonucu İtalyan maestro Carlo Tenan seçildi. İtalyan olması nedeniyle herkeste kendisinden operaya biraz ağırlık vermesi bekleniyor. Ancak Carlo Tenan aynı zamanda elektronik müzik de seven ve üzerine düşünen bir isim. Şef Carlo Tenan ile mayıs ayında anlaşmaya vardığımız için aslında 2023-2024 sezonu çok büyük oranda zaten hazırdı. Kendisinin imzasını taşıyan program için şu anda çalışıyor. 2024-2025 programında şefin imzasını göreceğiz”
BİFO, pandemi belirsizliğinin tamamen ortadan kalkmasıyla birlikte bol yıldız solisti bir programla karşımızda. Dünyaca ünlü Mısırlı soprano Fatma Said, Sırp kemancı Nemanja Raduloviç, Amerikalı mezzosoprano Joyce DiDonato, Koreli kemancı Bomsori Kim bu iddialı sezonun akla ilk gelen isimlerinden. Hazır bir araya gelmişken Aydın Dorsay’a 2023-2024 sezonunda öne çıkan isimleri sorduk. Dorsay, bir eser siparişi olan Fazıl Say’ın bestesinin seslendirileceği açılış konserinin yanı sıra soprano Fatma Said’in ve keman sanatçısı Nemanja Raduleviç konserlerinin kendisinde ayrı bir heyecan yarattığını belirtti.
Peki bu isimleri Türkiyeye getirmek nasıl bir süreç? Herkesin merak ettiği konulardan biri de bu. Yıldız solistler İstanbul’da konser vermeye nasıl bakıyor? Dorsay bu konuda duymaktan mutlu olacağımız şeyler söylüyor. Türkiye’nin yıllar içerisinde klasik müzik dünyasında yükselen grafiğine vurgu yaparak bu tarz isimlerin İstanbul’da konser vermeye sıcak baktıklarını söyledi. Öyle ki zamanla artık teklifler solistlerin menajerleri tarafından da gelmeye başlamış durumda. Burada gördükleri ilgi, profesyonel ağırlama ve finansal güven. Bir zamanlar Türkiye’ye gelecek olan solistlerin Avrupa’daki benzer performanslarına kıyasla daha fazla ücret talep ettiğini belirten Dorsay, artık bu durumun değiştiğini dile getirdi.
Son olarak Cumhuriyetin 100. yılı ile başladığımız söyleşimizi yine bu tema ile kapatıyoruz. BİFO 24. sezonu boyunca 100. yıl şerefine pek çok etkinliğe ev sahipliği yapacak. 12 Ekim’de Cumhuriyet’in 100. Yılı şerefine Fazıl Say tarafından bestelenen eserle başlayacak olan sezonda yine Cumhuriyet temalı farklı işlere imza atılacak. Güher ve Süher Pekinel kardeşlerin piyanoları başında genç müzisyenlerle sahneyi paylaşacakları konserin yanı sıra Adnan Saygun’un ‘Yunus Emre’ oratoryosu da Cumhuriyetin 100. yılı için gerçekleşecek etkinlikler arasında. Sezon kapanışında da Zeynep Gedizoğlu’na sipariş edilen yine Cumhuriyet temalı bir eser seslendirilecek.