The Economist: Refik Anadol dijitalin en önemli sanatçısı
Refik Anadol, yapıtlarıyla dünya çapında ilgi görmeye devam ediyor. Son olarak New York Modern Sanat Müzesi (MoMA), sanatçının 'Unsupervised-Machine Hallucinations'unu kalıcı koleksiyonuna ekledi. Bir süredir MoMA girişinde sergilenen eser, koleksiyondaki ilk dijital eser olma özelliği de taşıyor.
Dünyanın sayılı müzeleri arasında bulunan New York’taki modern sanatlar müzesi MoMA, kalıcı koleksiyonuna NFT eser almaya karar verdi. Müzenin ilk tercihi de Refik Anadol’un hali hazırda müzenin giriş salonunda sergilenen ‘Unsupervised-Machine Hallucinations’ adlı eserinin bir parçası oldu.
Refik Anadol’un ‘Unsupervised’ adlı çalışmasıyla ilgili sanatçının kendi stüdyosu RFC Art Collection’dan yapılan açıklamada şöyle: “Bu büyük ölçekli edinim, MoMA’nın geniş koleksiyonundan, 200 yılı aşkın sanatı yeniden yorumlamak ve dönüştürmek için yapay zeka teknolojisinin gücünden yararlanan Refik Anadol’un üç bölümlü dijital bir eseri ile mümkün hale getirildi.”
Refik Anadol’un ‘Unsupervised-Machine Hallucinations’ projesi, 2016’dan bu yana dijital arşivlerden ve kamu kaynaklarından veri toplayarak, bunları makine öğrenmeli sınıflandırma modelleriyle işliyor. Ekip, Unsupervised için müzedeki 130 binin üzerindeki parça meta veriyi bir makinenin zihninde işliyor.
Türkiye’nin yanı sıra başta Amerika Birleşik Devletleri olmak üzere dünyanın dört bir yanında imza attığı medya sanatı işleriyle dikkat çeken Refik Anadol bu alanda üretim yapan ilk isimlerden biri. Son olarak ABD’nin Las Vegas kentinde geçen hafta açılan Sphere adlı performans sanatları merkezindeki çalışmasıyla dikkat çeken sanatçı, Fazıl Say’ın ‘Hayat Ağacı’ bestesi için de bir dijital sanat eseri üretmişti. Yaptığı çalışmalar yurt dışında da ilgiyle takip edilen 1985 doğumlu sanatçı sanatla yapay zekayı buluşturan çalışmalara da odaklanıyor.
New York’taki Museum of Modern Art’ın (MoMA) kalıcı koleksiyonunda başka Türkiye kökenli sanatçıların da eserleri var.
Sanatatak web sitesi bu eserleri anlattığı haberinde, ‘Lakin Türkiye’den koleksiyonda ne var diyerek girdiğimizde karşılaştığımız manzara hiç de iç açıcı değil. MoMA’nın binlerce eserlik koleksiyonunda Türkiye’den sadece Kutluğ Ataman’ın Ruhuma Asla video işi, Bedri Rahmi Eyüboğlu‘nun Zincir isimli polimerden çuval bezine çalıştığı 1962 tarihli bir resmi. Hüseyin Bahri Alptekin’in online olarak görsellerine ulaşamayacağınız 7 işi, iki tasarımcı Soner Özenç ve Ayşe Birsel’in yine görsellerine ulaşamayacağınız işleri, İlhan Koman’ın görsellerine ulaşamayacağınız 1957 tarihli Ülkemin Güneşi ve Zühtü Müridoğlu’nun yine gösterilmeyen başka bir heykeli yer alıyor’ diyor.
Aynı habere göre, online koleksiyonda resmi görülebilen Türkiye’den işler arasında Halil Altındere’nin 2013 tarihli Wonderlandvideo filmi bulunuyor. Erol Akyavaş’ın 1959 tarihli Kralların Zaferi başlıklı resmi, Burhan Doğançay’ın da 1962 tarihli isimsiz iki resmi var.
Yılmaz Güney’in Umut‘u, Ferzan Özpetek‘in Satürn Dersleri, Nuri Bilge Ceylan‘ın Bir Zamanlar Anadolu, Üç Maymun ve İklimler koleksiyonun Türkiye’den filmler ayağını oluşturuyor.