Fransa’da merkez sağın akıbeti, aşırı sağın merhametine kaldı: Barnier krizi çözebilecek mi?
Avrupa Birliği (AB) beş Karayip ülkesinin İran, Rusya ve Çin gibi ülkelerden 88 bin kişiye vatandaşlık sattığının ortaya çıkmasının ardından alarma geçti. 'Altın pasaport' ticaretine ilişkin güvenlik endişelerini dile getiren birlik vize kontrollerini sıkılaştırma sözü verdi.
AB kendi sınırları içine kaçak göçmenlerin girişini önlemek için ne kadar çabalarsa çabalasın yine kendi içindeki ülkeler ya da vize serbestisi uyguladığı ülkeler tarafından vuruluyor. Bunun bir örneğini geçen ay Polonya’da gördük. AB’nin göçmen yasası uyarınca kendi payına düşen göçmenleri almaya şiddetle direnen Polonya’da diplomatların Hindistan başta olmak üzere bazı ülkelere vize sattığı ortaya çıkmıştı. (Bununla ilgili detaylı haberimizi de buradan okuyabilirsiniz.) Şimdi benzer bir olay beş Karayip ülkesinde yaşandı.
Avrupa Komisyonu’nun çarşamba günkü raporu Karayiplerdeki pasaport ticaretini gözler önüne serdi: Bir grup ülke kişi başı 100 bin dolardan başlayan fiyatlarla yabancı uyruklu kişilere vatandaşlık dağıtıyormuş.
Rapora göre nüfusu yaklaşık 70 bin olan Dominika yabancı uyruklu 34 bin 500 kişiye pasaport vermiş. Bu miktar Dominika hükümetinin daha önce açıkladığı sayının dört katından fazla. Dominika pasaportlarındaki bu artış 2015 yılından sonra görülmeye başlanmış, yani AB’ye üye ülkelerin büyük kısmına Karayip ülkelerinden 90 gün vizesiz seyahat hakkı verildiğinde.
Nüfusu 48 bin olan St. Kitts ve Nevis ise 36 bin 700 pasaport vermiş ki bu da önceden açıklanan miktarın iki katı. Bu ada ülkesinin vatandaşlarının da AB’ye vizesiz seyahat etme hakkı var. Bu iki ülkeye Antigua ve Barbuda, Grenada ve St. Lucia da eklenince toplamda 88 bin yabancı uyruklu kişiye pasaport verildiği görülüyor. Altın pasaport verilen kişilerin uyrukları da AB için tehlike çanı çalması için yeterli. Zira başvuru sahiplerinin çoğu Çin, Rusya, Suriye, İran, Irak, Yemen, Nijerya ve Libya gibi ülkelerden.
Vize serbestisi uygulanan ülkelerin para karşılığında sattığı ‘altın pasaport’ların organize suç, kara para aklama, vergi kaçakçılığı ve yolsuzluğun artmasına sebep olabileceğini düşünen komisyon bu konudaki düzenlemelerini gözden geçirmek istiyor. Birliğin esas istediği para karşılığı vatandaşlık satan ülkelere vize muafiyetini rafa kaldırmak.
Türkiye’de de altın pasaportun uygulandığını biliyoruz. Hatta konu VICE dergisine kadar konu olmuş, Avrupa’daki suç örgütü liderlerinin belli bir miktar karşılığında rahatlıkla Türkiye vatandaşlığı alarak yargıdan kaçtığını vurgulamıştı.
Avrupa’daki altın pasaport sorununun beş Karayip ülkesiyle sınırlı olmadığı da görülüyor. Zira AB İçişleri Komisyon Başkanı Yica Johansson 150 bin kişinin vizesiz seyahat şansını AB’ye girip sığınma talebinde bulunmak için kullandığını söylüyor. Johansson burada biraz da sitemkâr bir şekilde “Vizesiz seyahat hakkı tabii ki de bu şekilde kullanılmamalı” diyor. Raporda da “AB’ye vizesiz erişim alınıp satılacak ticari bir meta olarak kullanılmamalıdır” vurgusu yapılıyor.
Göç meselesiyle ilgilenen Avrupa Komisyonu Başkan Yardımcısı Margaritis Schinas vizelerin askıya alınmasını kolaylaştıracak yeni kurallar getirilmesini istiyor. Avrupa henüz Türkiye’ye vize serbestisi uygulamasa da yeni getirilecek kısıtlamalardan etkilenecek ülkelerden birinin zaten şu anda da vize başvuruları sıkça reddedilen Türkiye olacağı kesin.