Beşiktaş’ta şaşırtıcı gelişme: Bayram Bekdaş istifa etti
Beşiktaş teknik sorumlusu Burak Yılmaz'ın kendi futbolcusu Eric Bailly hakkında yaptığı 'Bizim ülkemize gelip, bizim oyuncularımıza saygısızlık, terbiyesizlik yapılmasını kabul etmeyeceğim' açıklamasına tepki yağdı: Milli takımda prim pazarlığı yapanlar milliyetçilik dersi veremez.
Burak Yılmaz yönetimindeki Beşiktaş, Antalyaspor deplasmanından ilk yarının sonunda oyunma odasına 1-0 önde gitti. Ne olduysa orada oldu. Beşiktaş’ta bu sezon 4’ü Süper Lig, 2’si UEFA Konferans Ligi olmak üzere toplam 6 maçta 420 dakika görev yapan 29 yaşındaki Eric Bailly ikinci yarıya çıkmadı. Bailly’nin yokluğunda siyah beyazlılar 10 dakika içinde üç gol yiyeyerek karşılaşmadan 3-2 yenik ayrıldı.
Burak Yılmaz, maçtan hemen sonra şu açıklamayı yaptı: “Benim hiçbir şey umurumda değil. Teknik direktörlük kariyerim de umurumda değil. Ben teknik direktörlük yapmasam ne olur. Hiçbir şey umurumda değil. Beşiktaş formasını ben ilk 11 oyuncularımıza, sonradan girenlere elim titreyerek veriyorum. Hele ki bizim ülkemize gelip, bizim oyuncularımıza saygısızlık, terbiyesizlik yapılmasını kabul etmeyeceğim. Beni tanıyorsunuz. Ben kabul etmeyeceğim. Sonu ne olursa olsun. Eric Bailly ile ilgili bir sıkıntı yaşandı devre arasında. O yüzden çıkardım. Sakatlık durumu yok. Yakışıksız bir hareketten dolayı oyundan aldım.”
Eric Bailly ise sosyal medya hesabından konuyla ilgili açıklama yayımladı. Futbolcu paylaşımında şu ifadeleri kullandı: “Rekabetçi olma isteği bizi daha başarılı olmaya itiyor ve bizim de isteğimiz bu. Hepimiz kazanmak istiyoruz. Teknik direktör, takım arkadaşlarım ve Beşiktaş ailesinden hatam dolayısıyla özür dilerim.”
Yorumcu Ali Ece, Vole’de yayınlanan programda Burak Yılmaz’ın maç sonunda yaptığı açıklamaları sert şekilde eleştirdi. Ece, “Milli takımda prim pazarlığı yapan insanlar bana milliyetçilik taslamayacak. Yemezler. Bakın voleybol kadın milli takımına. Aradaki farkı görüyor halkımız, Bunlar polülist… Bunları geçelim. Eski defterleri açmayalım. Başka takımlara gidip, oraya gidine imza atınca orayı çok seviyorum… Geçeceksin orayı. Teknik direktörlük yapacaksan yap, yapmayacaksan git. Burası kimsenin babasının çiftliği değil. Bunu dahi idare edemiyorsun. Bunları idare etmek için varsın sen” dedi.
Burak Yılmaz’ın geçmişte yaşadığı kavgaları örnek veren Ece konuşmasına şöyle devam etti: “Sen hiç kavga etmedin mi hayatında? Yemeyelim birbirimizi Burak bey. Neler yaptın sen Milli takımda, başka takımlarda. Yemeyelim bunları. Yapma o zaman. Bizim ülkemize gelip bizim oyuncumuza saygısızlık yapanı affetmem. Sokakta da yapsana bunu? Yapmıyorlar mı sokakta? Kralını yapıyorlar. Oynatacaksın. Eric Bailly sahanın en iyiysiydi. Maçtan sonra biletini kesersin. Sorun büyükse. Beşiktaş forması diyorsun değerini sen düşürüyorsun. Tayfur gayet düzgün çocuk. Riera- Melo olayı gibi. Melo sertlik yaptı. Riera çıktı oynadı.Yanlışı Melo yapmıştı. Tayfur da oynar. Yenilen gollere bak sen. Bu teknik direktörlük mü? Bu konularda insanlara dert edinecek son insan sensin kardeşim! Patlamamak elde değil! Biz zeka özürlümüyüz? Sen mi zekisin? Otobüs şoförü ile kavga eden adamsın sen. Amcam, babam yaşındasın diyen birisin. Sen mi uyarıyorsun? Beşiktaş’ın bugün 3 gol yemesinin baş mimarısın. Şunu bile idare edemiyorsun”
Beşiktaş’ın Yılmaz’a yeteri kadar para ödediğini söyleyen Ece, konuşmasını şöyle sürdürdü: “İnsanları aptal yerine koyuyor. Yapma o zaman Beşiktaş’ta teknik direktörlük. Sanki Necip başı. Sanarsın Metin Tekin, Feyyaz Uçar. Feyyaz Uçar, 10 defa Fenerbahçe’den teklif aldı. Gitmedi. Seb yapma. Teknik direktörlük yapacaksan yap. Beşiktaş formasını savunmak sana kalmadı beyim. Sana kalmadı. Şenol Güneş olmasa geri dönemezdin. Şenol Güneş devreye girdi. Taraftarla arası bozuldu. Sen konuşmayacaksın. Beşiktaş’ın birliğini bütünlüğünü sana kalmamış. Sorumsuz! Sorumsuz kere sorumsuz. Senden mi öğreneceğiz Beşiktaş formasını? Sen sebep oldun. Ben buna para ödemem. Yeteri kadar para ödendi zaten.”
Menemen FK Teknik Direktörü Yılmaz Vural da Hürriyet’e yaptığı açıklamada Burak Yılmaz’ın deneyemsizliğine dikkat çekti. Vural, “Türkiye’de, dünyanın hiçbir yerinde yapılmayan bir yanlış var. Bugün futbol oynayıp yarın bırakan arkadaşlarımız antrenörlük yapıyor. Bu çocuklara zarar verdiğimizin farkında değiliz. Oynamak ve oynatmak çok farklı iki konudur. Futbolcuyu idare etmek için davranışınızı yerinde yapmanız lazım. Yoksa profesyonel futbolda yapılan her hataya tepki gösterirseniz sezon sonunda takımda 2 kişi kalır” dedi. Vural konuşmasına şöyle devam etti: “Bu işi normal insan psikolojisiyle yapamazsınız. Kendinize biraz insanüstü bir duygu yapısı oluşturmanız gerekiyor. Burak Yılmaz, o kızgınlığıyla çok ağır bir giriş yaptı. Burak, ‘Başkanla konuşacağım, gerekirse bırakabilirim’ dedi. Bırakmak kolay. Bu olayı çözüp yeniden devam ederek işi toparlayabiliyorsan işte antrenörlük budur. Görevi bırakınca neyi çözeceksin? Gideceğin takımda da aynı şeyleri yaşayacaksın, onu da mı bırakacaksın? Dolayısıyla mücadele etmesini öğrenecek bir psikoloji gerekiyor.”
Teknik Direktör Hikmet Karaman, Bailly -Tayfur Bingöl kavgası gibi olayların futbolun içinde hep olduğunu belirterek “Mesele bu gibi olaylarda doğru davranıp krizi yönetebilmektir. Buna benzer olayları yaşadığında hem deneyimi hem de krizi nasıl yöneteceğini öğreniyorsun. Bu gibi krizler teknik direktörü geleceğe hazırlıyor” dedi.
Teknik direktör Rıza Çalımbay da Burak Yılmaz’ın “Burada hoca olmak isteyen sevgili büyüklerimiz var” cümlesine yanıt verdi. Tivibu Spor’a konuşan Çalımbay şunları söyledi: “Burak Yılmaz’ın konuşması benimle ilgiliyse doğru bir şey değil! Burak Yılmaz beni de tanır, öğrencimdi. Kimseden bir şey istemem, zorlamam. Bir antrenör çalışırken hiçbir şeyine karışmam. Şenol Güneş ayrıldıktan sonra Beşiktaş’ta bir teknik direktör ihtiyacı oluşunca herkesin adı geçti. Benim adım geçti, Sergen Yalçın, Samet Aybaba, Tudor gibi teknik direktörlerin de adı geçti. Ondan sonra da basın bizimle konuşmak istedi. Bunlara cevap vermezsem olmazdı. Baktığınızda da en çok benim adım geçti ve bana geldiler. Benim de basına saygım olduğu için kimseyi geri çevirmedim. O yüzdendi. Bugünkü mağlubiyetle benim hiçbir alakam yok.”