Onlarca insanı enkazdan kurtaran madenciler, sendikal haklarını istedikleri için gözaltına alındı
Zonguldak'ta yakılmış cesedi bulunan Afgan madencinin eşi "Dava açacak ya da evimin kirasını ödeyecek param yok. Cezalarını çekmelerini istiyorum" dedi. Tutuklanan 3 zanlının ifadelerinde birbirlerini suçladıkları ortaya çıktı
10 Kasım’da Zonguldak’ta ormanlık alanda yanmış cesedi bulunan Afgan madenci Vezir Mohammad Nourtani soruşturmasında kaçak madenin sahibi olduğu belirlenen üç kişi tutuklanmıştı. Nourtani’nin eşi Gamergul Maliki tercüman aracılığıyla gazetecilere açıklama yaptı, suçluların cezalandırılmasını istedi. Olayın şokunu atlatamadıklarını söyleyen Maliki eşi için çok üzüldüğünü söyledi.
Geçirdiği trafik kazası sonucu sol bacağını kaybeden oğlu 20 yaşındaki Sayid Mohammad, işitme engelli oğlu 12 yaşındaki Ali Rıza, diğer çocukları 15 yaşındaki Pir Mohammad ve 2 yaşındaki Said Riza ile yaşadıklarını vurgulayan Maliki evde çalışabilecek durumdaki tek kişinin eşi olduğunu, onun da üç hafta önce çalışmaya başladığı maden ocağında öldüğünü anlattı.
Olayın faillerinin cezasız kalmamasını talep eden Maliki “Dava açacak ya da evimin kirasını ödeyecek param yok. Cezasını çekmesini istiyorum. O kadar ani yaşandı ki ne yapacağımı bilemiyorum” dedi.
Yaşamını yitiren üç çocuk babasının Afgan madencinin ölümü sonrasında yakalanan zanlılar Nourtani’nin hastaneye götürülmemesi veya “öldü düşüncesiyle” cesedini yakma konusunda karşılıklı birbirlerini suçladı.
Ruhsatsız maden ocağının sahiplerinden tutuklu Hakan Körnüş ifadesinde ocağın Enver Gideroğlu ile kendisine ait olduğunu anlattı.
Olay sırasında şüpheli Ahmet Aydın ile alkol aldığını, ocakta çalışanların kendisini arayarak acilen ocağa gelmesini istediğini anlatan Hakan Körnüş, vardığında Nourtani’nin nabzının atmadığını, bunun üzerine kalp masajı yaptığını ancak hayatını kaybettiğini anladığını öne sürdü.
Zanlı A.Ç’nin 112’yi arama fikrine kendisinin de katıldığını ancak Enver Gideroğlu’nun “Abi, senin de benim de sicilim var, başımız ağrır” dediğini iddia eden Hakan Körnüş, şahsı battaniyeye sardıktan sonra hastaneye hareket ettiklerini söyledi.
Ara yollardan hastaneye giderken ihtiyaç gidermek için durduğunu, araçtan uzaklaştığında Enver Gideroğlu ve Ahmet Aydın’ın arabadan indiğini ve sonrasında ateş gördüğünü belirten maden sahibi Hakan Körnüş, önceden aldığı ve araçta bulunan benzini kimin döktüğünü görmediğini, Ahmet Aydın’ın çakmağı kendisinin yaktığını söylediğini ve vardığında Enver Gideroğlu’nun da ateşin yanında olduğunu ileri sürdü.
Ocağının sahiplerinden Enver Gideroğlu da Afganlının kıyafetlerini yakmalarını kimseden istemediğini, kendisine yakmaktan bahsedilmediğini, araçta benzin olduğunu da bilmediğini savundu. Boş araziye girince “Ne yapıyorsunuz?” diye sorduğunu aktaran Enver Gideroğlu, Ahmet Aydın ile Hakan Körnüş’ün maktulü yere indirdiği sırada uzaklaştığını, Ahmet Aydın’ın “Ben yapacağımı biliyorum” dedikten kısa süre sonra alevleri gördüğünü iddia etti.
Şüpheli Ahmet Aydın ise Hakan Körnüş’ün, “Benim infazım var, ocak ve işçiler kaçak, başımız ağrır. Yapacak bir şey yok, biz bunu yok edelim” dediğini öne sürerek, kendisinin önce itiraz ettiğini, daha sonra akaryakıt istasyonuna gidip 5 litre benzin aldıklarını, Hakan Körnüş’ün benzini Nourtani’nin üzerine döktüğünü ve onun söylemesi üzerine de kendisinin çakmakla cesedi tutuşturduğunu anlattı.