Nasrallah: İsrail’e karşı ilk kez Burkan ve Katyuşa füzeleri kullanmaya başladık
ABD'de Biden yönetimi "acil durum" yetkisini kullanarak İsrail'e yaklaşık 14 bin tank mermisi satışına kongrenin incelemesini es geçerek izin verdi.
Gazze’deki savaşta ölen sivillerin sayısı 17 bini aştı. Ateşkes için ses daha da yükselirken ABD Dışişleri Bakanlığı kongreye acil bir bildirim yaptı. Ancak bu ateşkes değil, İsrail’e satışı yapılacak mühimmatın incelenmesi için normalde tanınan 20 günlük sürenin es geçileceğini duyurmak içindi.
Dışişleri Bakanlığı hafta başında kongreden İsrail’e Merkeva tankları için 45 bin adet mermi satışını onaylamasını istemişti. CNN International’a konuşan bir kaynağa göre Temsilciler Meclisi ve Senato’nun askeri mühimmatların satışlarını inceleyen Dış İlişkiler Komiteleri Dışişleri Bakanlığı tarafından İsrail’e satışı hızla onaylaması için “baskı altına alınmış.”
Bu iki komiteye yabancı ülkelere askeri mühimmat satışını incelemek için genellikle 20 gün süre veriliyor. Bu da milletvekillerinin satışı sorgulamasını ve gerekirse ertelemesini mümkün kılıyor. Mesela Türkiye Temsilciler Meclisi’nin süreci yavaşlatması sebebiyle satın aldığı F-16’ları envanterine katamıyor. Ancak ABD Dışişleri Bakanlığı cuma gecesi İsrail’e gecikmeden teslim edilecek 106 milyon dolar değerinde 13 binden fazla tank mermisinin satışını onaylaması için komitelere acil bildirim yapmış.
Dışişleri Bakanlığı’na bağlı bir sözcü cumartesi günü CNN’e Dışişleri Bakanı Antony Blinken’in kendisine devredilen bir yetkiyi kullanarak kongreye acil bildirim yaptığını söylüyor. Bu, acil olduğu düşünülen hallerde Blinken’e satış işlemlerinin bir an önce onaylanması talimatı vermesini sağlayan bir yetki.
Bakanlık 13 bin 981 adet 120 mm M830A1 tank mermisi satılacağını duyurdu. İngiliz haber ajansı Reuters yönetimin toplam 45 bin mermi satışı talep ettiğini bildirmişti. Bakanlık geçen ay başında kongredeki temsilcilere 320 milyon dolar değerinde hassas güdümlü bomba ekipmanını İsrail’e transfer edeceğini resmen bildirmişti.
İsrail Savunma Bakanlığı 7 Ekim’den bu yana “muhtelif ülkelerden” mühimmat, zırhlı araç ve silah dahil 200 kargo uçağıyla 10 bin tondan fazla askeri teçhizat aldıklarını söylüyor. Bu ülkelerin hangileri olduğu ya da ne kadarının ABD’den geldiği bilinmiyor. ABD Ukrayna’ya yaptığı güvenlik yardımlarını silahların türüne ve kabiliyetlerine kadar ayrıntılı şekilde açıklarken İsrail’e sevkiyatlarında çok daha gizli hareket etti, Pentagon bu zamana kadar gönderilen askeri teçhizatın neler olduğunu duyurmakta ketum davrandı.
Başka ülkelere silah satışı gerçekleştirmek için acil durum yetkisini kullanarak kongreyi baypas etmek normalde alışılmadık bir durum. 1979’dan bu yana en az dört hükümet bu yetkiyi kullandı. Dönemin başkanı George H. W. Bush yönetimi Körfez Savaşı sırasında Suudi Arabistan’a silah göndermek için kullanmıştı. Son olarak Mayıs 2019’da dönemin Dışişleri Bakanı Mike Pompeo Yemen savaşı için Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri ve Ürdün’e 8.1 milyar dolarlık silah satışı için acil durum yetkisini kullanmıştı.
“ABD İsrail’in güvenliğine önem vermektedir. İsrail’in güçlü ve hazır bir savunma gücüne sahip olmasına yardımcı olmak ABD’nin ulusal çıkarları için hayati önem taşımaktadır. Dolayısıyla verilen talimat bu hedeflerle tutarlıdır” diyen sözcü şöyle sürdürdü: “İsrail hükümetinin uluslararası hukuka uyması ve sivillere zarar vermekten kaçınmak için mümkün olan her adımı atması gerektiği konusunda net tavır almaya devam ediyoruz.”
Ne var ki bu “net tavrın” karşılığında şimdiye kadar 17 bin 700’den fazla sivil hayatını kaybetti, 48 binden fazlası yaralandı. Uluslararası Af Örgütü bu hafta yayınladığı bir raporda ekim ayında 43 sivilin ölümüne neden olan iki saldırıda ABD yapımı JDAM’lar kullanıldığını bildirdi. Örgüt İsrail ordusunun JDAM’ları kullandığı bölgede hiçbir askeri hedefin olmadığını söyledi. Ordu ise raporu “kusurlu, önyargılı ve acele çıkarılmış” diye eleştirdi. ABD Dışişleri Bakanlığı ve Pentagon ise örgütün raporunu dikkate alarak incelediklerini açıkladı.
Ayrıca ABD’nin bu hamlesi İsrail ordusunun Gazze’nin güneyine doğru ilerlediği ve 100 binlerce sivilin bombardımanlardan ve çatışmalardan uzak güvenli bir yer aradığı dönemde geldi. Filistin topraklarında yaşananları “kıyamet”e benzeten yardım grupları, insanların hastalık ve açlıktan ölmenin eşiğinde olduğunu uyarısını verirken İsrail, Gazze’nin güneyindeki Han Yunus ve Mısır sınırı yakınlarındaki Refah’a giden yolu hedef alan şiddetli saldırılar başlattı.
İsrail gazetesi Haaretz, dün yayınlanan araştırmasında İsrail’in Gazze’deki hava saldırılarında ölenlerin yüzde 61’inin siviller olduğunu ve bu oranın 20’nci yüzyılda dünyada yaşanan tüm çatışmalardaki sivil ölüm oranından yüksek olduğunu açıklamıştı.