Cop28’e adım adım: Kral Charles ve Papa Francis iklim zirvesine gidiyor
Dubai'de iki haftadır devam eden Cop28 iklim zirvesinin dün sona ermesi gerekiyordu ancak fosil yakıtlar konusunda anlaşmaya varılamayınca zirve bir gün daha uzatıldı. BAE'nin hedefi zengin ülkelerle yoksullar arasında ortak bir dil bulmak.
Cop28 iklim zirvesi dün resmen sona ermiş olmalıydı ancak üyeler sofil yakıtlar konusunda bir türlü anlaşamayınca süre bir gün daha uzatıldı. Zirveye bu sene ev sahipliği yapan petrol zengini Birleşik Arap Emirlikleri (BAE), uzatmalara oynayarak fosil yakıt konusunda orta yolu bulup hem zengin hem de yoksul ülkeleri bir anlaşma imzalamaya ikna etmeyi amaçlıyor.
Dubai’de iki haftadır süren görüşmelerde pek çok konuda anlaşmaya varılabildi. Mesela zengin ülkeler, felakete uğrayan ihtiyaç sahibi ülkelere ne kadar yardım sağlayabilecekleri konusunda bir başlangıç fonu belirleyebildi, yenilenebilir enerjinin kullanımının önümüzdeki yıllarda üç katına çıkarılması konusunda anlaşmaya varılabildi, hatta ve hatta 198 ülke Azerbaycan’ın bir sonraki ev sahibi ülke olarak seçilmesinde aşağı yukarı hem fikir. Ama bir tek fosil yakıtlarda anlaşamadılar.
BAE adına görüşmelere başkanlık yapan Sultan Al Jaber dün gün boyunca mekik diplomasisi yürüttü. Soluklanacak vakit bulamayan başkan bu sabaha kadar heyet başkanlarıyla tek tek ve gruplar halinde toplantı planladı.
Pasifik Adaları İklim Eylem Ağı ve Oil Change International tarafından yapılan analize göre müzarekelere katılan 127 ülke fosil yakıtların kullanımdan kademeli olarak kaldırılması yönünde oy verdi. Ancak müzakerelere 198 ülke katılıyor ve bir kararın kabul edilebilmesi için hepsinin kabul etmesi gerekiyor, birinin bile anlaşmayı veto etmesi kararın çıkmaması anlamına geliyor.
Ülkelerin imzalaması için sunulan ilk anlaşma metninde, “fosil yakıtların hem üretiminin hem de tüketiminin azaltılması” öneriliyordu. Ama petrol sayesinde zenginleşmiş Körfez ülkeleri, fosil yakıtların kullanılmasının kademeli olarak terk edilmesinin kendi refahlarını hedef alan bir darbe olarak görüyor. Bu metnin, ülkelerin “eyleme geçirebileceği seçenekler” arasından sadece biri olduğu söylendi ve geçimini bu alana bağlamış pek çok ülke seçeneğin üstünü direkt çizdi.
Bu karara her ne kadar sadece Körfez ülkeleri karşı çıkıyormuş gibi görünse de İran, Hindistan, Çin, Rusya gibi ülkeler de karara karşı. ABD “fosil yakıtları bırakma” konusuna ılımlı yaklaşıyormuş gibi görünse de o da bunu “sadece kömürle sınırlandıralım” gibi şartlara bağlıyor. Gelişmekte olan ülkeler ise madem ki böyle bir yola baş koyulacak, verilecek herhangi bir taahhüdün “adil ve finanse edilmiş” olması ve önce dünyayı en çok kirleten zengin ülkelerin adım atması gerektiğini söylüyor.
Özellikle Afrika ülkeleri, yenilenebilir enerjiye geçişlerinin finanse edileceğine dair kendilerine güvence verilirse ve zengin ile fakir ülkelerin bu sisteme ne zaman geçeceği arasında pozitif ayrımcılık yapılırsa anlaşmaya onay vereceklerini söylüyor.
Küresel ısınmayı sanayi öncesinin 1.5 derece üstünde tutmayı başarmak için insanlığın feda etmesi gereken şeylerden biri fosil yakıtları durdurmak. Özellikle bu sene küresel ısınmanın etkisini tüm dünya derinden hissetti. Kanada, Yunanistan ve Avrupa’nın geri kalanını saran orman yangınları, Libya’daki sel felaketi, Afrika’daki kuraklık, yaz boyunca hepimizi çarpan sıcaklıklar bunun en büyük kanıtlarından.