Haftaya buluşalım haftaya
Fenerbahçe Basketbol Takımı’nda Dimitris Itoudis’le yollar ayrıldı ve yerine çok yüksek ihtimalle Sarunas Jasikevicius gelecek. Bu, Zeljko Obradovic’in ayrılışından sonra Fenerbahçe’nin 3.5 senede yaşadığı 3. değişim olacak.
Fenerbahçe Basketbol Takımı’nda Haziran 2020 bir milat oldu. Ancak olumsuz anlamda. Zeljko Obradovic’le yola devam edilmeyeceği belli olduğunda birçok Fenerbahçelinin aklındaki şu soru vardı “Biz de Panathinaikos gibi olur muyuz?”
Pana 2012’de Obra’nın ayrılmasından sonra EuroLeague’de hiç dörtlü final göremedi. Oysa Sırp koçla 5 kez şampiyon olmuşlardı. Fenerbahçe de 7 senelik süreçte 5 kez üst üste dörtlü final görüp 1 kez şampiyon oldu. Tarihi süreç bittiğinde Fenerbahçe basketbol kültürünü bambaşka bir seviyeye ulaştırmış, Avrupa’nın basketbol denince en büyük markalarından biri haline gelmişti. NBA’e oyuncu ihraç etmek kulübün alışkanlığı haline gelmişti.
Klas alışkanlıklar Obra’nın ayrılığı sonrası yeniden inşa edilemedi. En azından 3.5 senelik süreç göz önüne alındığında endişeler gerçeğe dönüştü. Pana’nın 11 senelik hasretiyle karşılaştırınca 3.5 sene hiçbir şeymiş gibi görünüyor. Ancak Obra sonrasında Fenerbahçe, dörtlü final görememekten fazlasını kaybetti.
Aziz Yıldırım 1998 yılında göreve geldiğinde birçok amatör branşta devrim niteliğinde adımlar attı. Bugün Fenerbahçe yarıştığı her amatör branşta yalnızca Türkiye’nin değil aynı zamanda Avrupa’nın en iyileri arasında olmaya uğraşıyor. Bu yol dikensiz gül bahçeleriyle dolu değildi. Özellikle erkek basketbolda bir kültür inşa etmek için Avrupa’nın en iyi koçunu getirmeden önce koca bir salon inşa etmek gerekti. O salonda yaratılan kültür, sarı tribün geleneği ve dahası Fenerbahçe’nin başarı dolu senelerinde sembol oldu.
Bu sembolü yaratan süreci 2013’e dayandırmak haksızlık. 2008-09 sezonu sonundaki final serisinin bitiş anında sarı-lacivertli taraftarların rakip takım sporcularına saldırdığı günleri unutmamak lazım. O kara günlere bakınca arada EuroLeague şampiyonluğu da yaşanan 15 senelik süreçte yaratılan salon kültürü büyük başarı. Yabancı rotasyonunun her sene değişken olmaktan çıkıp elden çıkanın NBA’e gittiği düzene dönülmesi de özellikle Obra dönemi özelinde olağanüstü iş. Ancak kültürün inşasında en büyük yatırımlardan biri istikrara yapılıyordu.
Fenerbahçe’de 2001-2020 yılları arasında bir kişi hariç hiçbir hoca 2 sezonu tamamlamadan takımdan gönderilmedi. Bu süreçte İtalyan Pianigiani 2 sezonu tamamlayamayan tek koçtu. Ancak 2020’de Obra’nın ayrılmasından sonra 2 senelik kota birçok kez tersten aşıma uğradı. 2023’teki Itoudis öncesinde sezon ortası görevine son verilen tek koç da 2012-13 sezonu ortasında giden Simone Pianigiani’ydi.
Önce Igor Kokoskov NBA’den gelen asistan koçluk görevini kabul etmek için ağustos ayını bekleyip tüm transfer dönemini kendi istekleriyle kadro kurmaya harcatınca evdeki hesap çarşıda saptı. Kokoskov’un ayrılığı sonrası Sırp ismin yardımcılığını yapan Erdem Can’la yola devam etme çalışmasına girmek yerine çözüm dışarıda arandı ve Sasha Djordjevic ismiyle anlaşıldı. Koç her ne kadar sporcu ilişkilerinde şaşaalı basketbolculuk kariyeri sayesinde iyi olsa da büyük platform için yetersizdi.
2022-23 sezonu başında 3 senelik Dimitris Itoudis projesi başladı. Kokoskov’la 3, Djordjevic’le 1+1+1 yıllık yapılan sözleşmeler sonuna ermeden yollar ayrılmıştı. Itoudis projesi başladığında bu kez sözleşmenin uzatılacağı tarih merak konusuydu.
Ancak 2023-24 sezonundaki gidişat işleri tersine çevirdi. 6’da 5 galibiyetle başlanan EuroLeague serüveninde son 7 haftada 6 mağlubiyet alındı. Ligde de Beşiktaş ve Anadolu Efes maçları kaybedildi. Efes maçından sonra Başkan Ali Koç’un soyunma odasına inerek oyuncularla 1 saat konuşma yaptığı öğrenildi. Ayrılık kıvılcımı belki de o noktada aleve döndü. Fenerbahçe, 3.5 senede 3. koçuyla yollarını ayırdı. Oysa ki Nigel Hayes, Dyshawn Pierre, Scottie Wilbekin, Marko Guduric, Johnathan Motley gibi isimlerle daha geçen yaz Avrupa standartlarında uzun süreli kontratlar imzalandı. Bu oyuncular Itoudis’in ters eşleşmeleri cezalandırma oyununun temel parçalarıydı.
Evet geçtiğimiz yaz transfer dönemi belli açılardan yetersiz geçti. Ancak Fenerbahçe’nin önünde 6 tane iç saha maçı olan, toparlanabileceği bir süreç vardı. Öte yandan Giorgos Papagiannis, geçtiğimiz sezonun ortasında Tyler Dorsey ve geçtiğimiz sezonun başında Nick Calathes transferleri yapılırken de bugün Itoudis’le yollarını ayıran basketbol aklı baştaydı.
Bu da gösteriyor ki Şube Sorumlusu Sertaç Komsuoğlu, Genel Menajer Derya Yannier ve herkesten önce danışman Mauricio Gherardini için şapkayı öne koyma vakti.
2020 yazında ikna edilemeyen isimlerden Sarunas Jasikevicius Fenerbahçe’nin başına geliyor. Gelen haberlere göre operasyonun başında Başkan Ali Koç var. Eğer bu bilgi doğruysa o zaman başkan nezdinde de şubenin basketbol aklına karşı sarsılan bir güven söz konusu. Oysa Aziz Yıldırım döneminde sırasıyla Murat Özgül, Aydın Örs, Bogdan Tanjevic, Neven Spahija ve son olarak Zeljko Obradovic dönemlerinde belli bir plan içinde ilerleyen organizasyon vardı. Ancak özellikle Obra’nın ayrılışı sonrası son 3.5 senelik dönemde bu halin çok uzağında olunduğunun farkına varmak zor olmamalı.
Saras “camiayı bilen”, 2010-11 şampiyonluğunda oyuncu olarak büyük payı olan isimlerden biri. Basketbolculuk döneminde ikonik bir isimdi. Koçluk dönemine mütevazı Zalgiris Kaunas’ı dörtlü finale taşıyarak yüksek perdeden giriş yaptı. Bu performansı onu Barcelona’ya taşıdı. Ancak burada ortalama 40 milyon euro bütçeyle kurulan kadroları 3 sene boyunca bir türlü EuroLeague şampiyonluğuna taşıyamadı.
Yarı sahada temposu düşük, kaba tabirle demode bir oyun oynattığı için taraftarlar ona önyargıyla bakıyor. Artı oyuncu ilişkileri çok sağlıklı değil nitekim agresif yapısı izleyenlere yansıyor. Ancak Barça sonrası verdiği ufak ara belki de bir şeyleri gözden geçirmesi ve değiştirmesi için fırsat olmuş olabilir. Tüm bu olumsuzlukların yanında hocası Obradovic’in, 2010’da Fenerbahçe’ye gelirken dönemin koçu Spahija’ya “Onu transfer etmek istersen sen bilirsin ancak şunu unutma, basketbolu senden de benden de iyi biliyor” dediğini unutmamak gerek.
Kısacası Fenerbahçe’de giden basketbol aklı da değerliydi, gelen de değerli. Ancak üst kademedeki basketbol aklının bazı kararları gözden geçirmesi gerekiyor. Fenerbahçe, uzun yıllar üstüne uğraşarak inşa ettiği basketbol kültürünü oluştururken her sene koç değiştiren zihinden uzaktı. Bu istikrar onları ezeli rakiplerinden ayırdı, başarılı kılan yapıyı oluşturdu. Obra sonrası Pana olmamanın yolu da yeniden o düzene kavuşmanın anahtarı da burada. Yani şapkayı önüne koyup düşünmesi gerekenler belki de düşündükten sonra ceketi asıp çıkmak isteyebilirler…