‘Kırmızı Pazartesi’den farkı yok: ABD, Suudi sınır güçlerinin Etiyopyalı göçmenleri öldürdüğünü önceden biliyormuş
Akdeniz bir kez daha göçmen trajedisine sahne oldu. Nijerya, Gambiya gibi ülkelerden gelen 86 göçmeni taşıyan göçmen teknesi Libya açıklarında battı. Aralarında çocuk ve kadınların olduğu 61 kişi hayatını kaybetti.
Bu yıl pek çok göçmen teknesinin battığına şahit olduk. Bu insanlar denizdeki tehlikeleri göze alarak neden Afrika’dan Avrupa’ya yola çıkıyor, anlatmaya çalıştık. Yıl sonuna yaklaşırken yine bir göçmen teknesi faciasıyla karşı karşıyayız. Libya’daki Uluslararası Göç Örgütü (IOM.) cumartesi günü Libya açıklarında meydana gelen bir tekne kazasında aralarında kadın ve çocukların da olduğu 61 göçmenin boğularak hayatını kaybettiğini açıkladı. Kazaya sebep olan ise muhtemelen şiddetli dalgalar.
Söz konusu teknedekilerin çoğunun Nijerya, Gambiya ve diğer Afrika ülkelerinden olduğu belirtiliyor. IOM 25 kişinin kurtarılıp Libya’daki gözaltı merkezine nakledildiğini açıkladı. Kurtulanların sağlık kontrolünden geçtiği ve durumlarının iyi olduğu belirtiliyor.
Tekne Libya’nın Zuvare kentinden yaklaşık 86 kişiyle yola çıkmış. Yolculuğun tam ne zaman başladığı ise belli değil. IOM “Orta Akdeniz dünyanın en tehlikeli göç yollarından biri olmaya devam ediyor” diyor.
🚨 61 migrants including women and children drowned following a tragic shipwreck off Libya. According to the survivors, the boat with around 86 people left the libyan shores from Zwara. The central Mediterranean continues to be one of the world’s most dangerous migration routes. pic.twitter.com/RsFSUzzFYK
— IOM Libya (@IOM_Libya) December 16, 2023
Libya ve Tunus, İtalya ve Yunanistan üzerinden Avrupa’ya ulaşma umuduyla tehlikeli deniz yolculuğunu göze alan göçmenler için yola çıkış noktası olarak kullanılıyor. IOM sözcüsü Flavio Di Giacomo bu yıl Orta Akdeniz göçmen rotasında şimdiye dek 2250’den fazla kişinin öldüğünü söyledi. Giacomo “Denizde hayat kurtarmak için maalesef yeterince çaba sarf edilmediğini gösteren trajik bir sayı bu” diye tepkisini gösterdi. IOM verilerine göre ise 2014 yılından bu yana 28 binden fazla Afrikalı Akdeniz’de ya öldü ya da kayboldu.
Bu yılın başlarında Libya açıklarında yaşanan bir başka faciada en az 73 göçmen hayatını kaybetmişti. IOM o zamanki açıklamasında 14 Şubat’ta Libya’nın Qasr Alkayar kentinden Avrupa’ya gitmek üzere yola çıktığına inanılan, en az 80 kişi taşıyan bir tekne olduğunu söylemişti. Kazadan yedi kişi sağ kurtulmuş, yalnızca 11 göçmenin cesedine ulaşılabilmişti.
Bu yılın en büyük tekne faciası 14 Haziran’da yaşandı. Pakistan, Suriye ve Mısır’dan gelen yaklaşık 750 kişiyi taşıyan göçmen teknesi battı, 104 kişi kurtulurken yalnızca 82 kişinin cesedine ulaşılabildi. Bu facia 2015’teki göç krizinden bu yana kayıtlara geçen en ölümcül olay oldu. İşin can alıcı kısmı, teknedekiler yaşam mücadelesi verirken Yunanistan’ın yardım için herhangi bir hamlede bulunmamasıydı. En ciddi iddia, Yunanistan’ın yardım etmek yerine tekneyi itmesiydi. Soruşturma devam ediyor ama Yunanistan iddiaları inkar etmeye devam ediyor.
Biraz daha geriye gidecek olursak şubat ayında 130 ila 180 göçmeni taşıyan bir tekne İtalya’nın güneyinde kayalıklara çarparak parçalanmış, aralarında yeni doğmuş bir bebeğin de olduğu 59 kişi boğularak can vermişti.
Avrupalı liderler Afrika’dan gelen bu göçmen akınıyla başa çıkabilmek için birtakım politikalar uygulamaya başladı. Tabii bu önlemlerin alınma amacı göçmen ölümlerinin önüne geçmek değil göçmenleri ülkelerine almamak yönündeydi. Örneğin İtalya Başbakanı Giorgia Meloni İtalya’ya gelen göçmenleri alması için kasım ayında Arnavutluk ile bir anlaşma yaptı. Bu anlaşmanın ne kadar yasal, etik, uygulanabilir olduğu tartışma konusu olmaya devam ediyor.
Meloni gibi Sunak da göç akınına karşı sert bir politika benimsedi. Buna göre hükümet göçmen ve sığınmacıları nereden geldikleri fark etmeksizin Ruanda’ya göndermeyi planlıyor. İngiltere yüksek mahkemesinin bu kararı “hukuka aykırı” bulmasına rağmen yasa tasarısının ilk kısmı meclisten geçti.