Arkeoloji dünyası yasta: Prof. Dr. Adnan Diler hayatını kaybetti

Önce Erzurum’da, ardından Ankara ve Muğla’da arkeolojiye adanmış bir hayat. Yetiştirdiği onlarca öğrencinin yanı sıra Anadolu’nun geçmişinin gün yüzüne çıkarılması için yaptığı araştırmalarla da arkeoloji dünyasında önemli bir yere sahip olan Prof. Dr. Adnan Diler yaşamını yitirdi. 67 yaşındaki Prof. Dr. Diler bir süredir İstanbul’da kanser tedavisi görüyordu. Prof. Dr. Adnan Diler yarın öğle vakti İstanbul Tarabya Camisi’nde kılınacak namazın ardından Kilyos Mezarlığı’na defnedilecek.

Diler Kaunas ve Pedasa kazı başkanlığını üstlenmişti

Bodrum’daki Pedasa Antik Kenti kazılarının 15 yılı aşkın süredir başkanlığını üstlenen Prof Dr. Diler Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi (MSKÜ) Edebiyat Fakültesi Arkeoloji Bölümü’nde de uzun yıllar görev yapmıştı. 1981 yılında yine Muğla’da Kaunas Antik Kenti’nde arkeolojik kazı başkanlığını üstlenen Diler, Dr. Soner Özen ve Dr. Britta Kleine-Özen ile Muğla Üniversitesi’nde Kopya Heykel Eserler Müzesi’ni kurmuştu. Özellikle Karyalılar üzerine çalışmalarıyla tanınan arkeolog Eski Çağ Tarım Arkeolojisi Zeytin Yağı ve Şarap Üretim Teknolojileri, Arazi Kullanımı ve Kültürel Kaynak Yönetimi gibi çok özel konularda da çalışmalara imza atmıştı.

İlk ve orta öğrenimini İstanbul’da, lisans ve yüksek lisans eğitimini Erzurum Atatürk Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Arkeoloji Bölümü’nde tamamlayan Adnan Diler 1999 yılında profesör unvanı almıştı. Akademik kariyeri boyunca Erzurum ve Muğla illerinde T.C. Kültür Bakanlığı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Bölge kurullarında üyelik, Kurul Başkanlığı ve Yüksek Kurul Üyeliği görevlerinde bulundu. Muğla Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi ve Mimarlık Fakültesi’nde Dekan Vekilliğini üstlendi.

Adnan Diler’in vefatından sonra çalışma arkadaşı arkeolog Prof. Dr. Havva İşkan üzüntüsünü şöyle dile getirdi: “Meslektaşım, kardeşim Prof.Dr. Adnan Diler’i kaybettik. 1981’de Patara’ya ilk gidişte birlikteydik, 1988’de Erzurum’da göreve başladığımda aynı odayı paylaştık, meslekte birlikte büyüdük. Hangisini yazayım, hangisini anlatayım ben bir ömrün? En son Ankara’da KST’de birlikteydik, karşılıklı oturum başkanıydık birbirimizin; ne o bana zamanı hatırlattı, ne ben ona; öncesindeki dakikalarca sarılmamızdan biliyorduk çünkü ikimiz de “zaman”ın artık kalmadığını. Türk Arkeolojisi mükemmel bir bilim insanını kaybetti. Korumayı önceleyen tavizsiz dik duruşu, her anını çalışarak geçirmesi, Karya ve Anadolu kültürlerine bağı, Muğla Arkeoloji’yi kurması, Lelegler konusunu araştırma ve kazı alanı haline getirmesi, kendi deyimiyle “mış gibi bilim yapanlara” karşı öğretici tavrı, Bodrum için yaptıkları. Yandı içimiz. Mekânın cennet, ruhun şad olsun kardeşim.”

Türkiye’nin dört bir yanından tarih fışkırıyor: İşte yılın keşifleri