Şarkıyı Gazze’de ölen gazetecilere ithaf etti, Melbourne’deki konseri iptal edildi
Kızıldeniz krizi sürerken İran ABD ile müttefiklerini Akdeniz ile tehdit etti. Devrim Muhafızları Genel Koordinatörü, ülkesinin doğrudan erişimi olmadığı Akdeniz'i kapatabileceklerini söyledi.
İsrail’in Gazze işgali devam ederken dünya diplomasisi de bu savaşa göre şekillenmeye devam ediyor. Savaşla beraber İran’ın öncülük ettiği Direniş Ekseni’ne bağlı Yemen’deki Husilerin Kızıldeniz’deki faaliyetleri küresel tedarik zincirini etkilemesiyle gündemde. Kızıldeniz’deki kriz devam ederken Amerika Birleşik Devletleri (ABD) öncülüğünde başlatılan Refah Muhafızları Operasyonu da gerilimi tırmandırdı. ABD’nin Kızıldeniz’deki Husi saldırılarının ardında İran’ın olduğunu ifade etmesi ardından Tahran da el yükselterek Akdeniz tehdidinde bulundu.
Akdeniz’e doğrudan erişimi olmayan İran’ın, Devrim Muhafızları Genel Koordinatörü, ABD ve müttefiklerinin Gazze’de suç işlemeye devam etmeleri halinde Akdeniz’i kapatacaklarını ifade etti. Ancak Genel Koordinatör bunun nasıl yapılacağına dair bir ayrıntı vermedi.
ABD yönetimi “İran’ın Kızıldeniz’deki gemi saldırılarına büyük ölçüde müdahil olduğunu” iddia etmesiyle Tahran’dan gelen bu tepki, Husilerin saldırısı karşısında başlatılan Refah Muhafızları operasyonunu takip ediyor.
İngiltere merkezli haber ajansı Reuters’ın aktardığına göre, Devrim Muhafızları Genel Koordinatörü Muhammed Rıza Nakdi, “Dün Basra Körfezi ve Hürmüz Boğazı onlar için bir kabusa dönüştü, bugün ise Kızıldeniz’de kapana kısıldılar. Yakında Akdeniz, Cebelitarık Boğazı ve diğer su yollarının kapatılmasını beklesinler.”
Devrim Muhafızları Genel Koordinatörü Nakdi, İran’ın doğrudan erişimi olmadığı Akdeniz tehdidinin ayrıntılarını vermese de “yeni direniş güçlerinin doğuşundan” bahsetti. Nakdi, yeni direniş güçlerinin doğuşundan bahsetmesinin ardından diğer su yollarının da kapatılması konusuna da değindi.
İran’ın doğrudan erişimi olmasa da Akdeniz’de desteklediği gruplar var. İran tarafından desteklendikleri bilinen Lübnan’daki Hizbullah ve Suriye’deki müttefik milisler de bu grupları kapsıyor. Ancak bunlar da Akdeniz’in en uzak ucundalar.
Öte yandan İran, ABD’nin Kızıldeniz’de kurduğu koalisyonun hemen ardından milis güçlere ait teknelerin 107 milimetrelik roketlerle donatıldığı bilgisini vermişti.
Yemen’in İran destekli Husi grubu, geçtiğimiz ay İsrail’in Gazze’ye saldırısına misilleme olarak Kızıldeniz’de seyreden ticari gemilere saldırmaya başladı. Bazı nakliye şirketleri de bu saldırı ardından rota rota değişikliğine gitmek zorunda kaldı. Beyaz Saray ise Cuma günü İran’ın Kızıldeniz’deki ticari gemilere yönelik operasyonların planlanmasına “derinden müdahil” olduğunu açıkladı.
Bu kriz ise 14 Kasım’da yapılan bir konuşmanın ardından patlak verdi.
Yemen’deki Husilerin lideri Abdulmelik el-Husi, 14 Kasım’daki televizyon konuşmasında, Kızıldeniz’de İsrail gemilerini hedef alabilecekleri tehdidinde bulunmuştu. Husilerin askeri sözcüsü Yahya Seri ise 19 Kasım’da X sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, İsrail’in abluka altındaki Gazze Şeridi’ne yönelik saldırılarına tepki olarak İsrail bandıralı her türlü gemiyi hedef alacaklarını duyurmuştu. Ardından Husiler, Babu’l Mendep Boğazı’nda “Unity Explorer” ve “Number Nine” adlı iki İsrail gemisine İHA ve füze saldırısı düzenlemişti.
CENTCOM ise 4 Aralık’ta X sosyal medya platformundan, Kızıldeniz’in güneyindeki uluslararası kara sularında 3 ticari gemiye 4 saldırı düzenlendiğini açıklamıştı.
Bölgede güvenlik durumunun kötüleşmesinin ardından dünyanın en büyük konteyner şirketi İtalyan-İsviçre ortaklı Mediterranean Shipping Company (MSC), Danimarka merkezli deniz nakliye şirketlerinden Maersk, Alman taşımacılık şirketi Hapag-Lloyd, Fransız gemicilik şirketi CMA CGM ve İngiliz enerji şirketi bp Kızıldeniz’deki tüm seferlerini askıya almıştı.
Kızıldeniz’de ticari gemilerin uğradığı saldırılar ve şirketlerin peş peşe aldığı kararlar, küresel ekonomide yeni bir “tedarik zinciri krizinin” başlayacağına ilişkin endişeleri artırmıştı.
ABD yönetimi, 18 Aralık’ta Husilerin Kızıldeniz’de uluslararası gemilere yönelik artan saldırılarına karşı çok uluslu bir misyon kurulduğunu açıklarken, Avrupa Birliği’nin (AB) de ABD’nin Kızıldeniz’deki ticari gemilerin güvenliğini sağlamaya yönelik girişimine katılmaya hazırlandığı bildirilmişti.