Türkiye vergi rekortmenleri açıklandı. Gelir vergisinde ilk 100'e girenlerden 76'sı adını gizledi. Oysa 'eski Türkiye' vergi rekortmeni olmakla övünürdü, 'yeni Türkiye' neden utanıyor? Daha fenası, kurumlar vergisinde şampiyon şirket gizlendi.
Maliye Bakanlığı 2022 yılının vergi şampiyonlarını açıkladı.
Bu yılki listelere bakınca çok şaşırdım.
Çünkü bugüne kadar görmediğim bir tablo vardı karşımda.
Yeni Türkiye’nin en çok gelir elde eden 100 insanı adeta verdikleri vergiyi saklama yarışına girmişti.
“Eski Türkiye’de” iş insanları ve kurumlar verdikleri vergilerle övünürdü.
Merkez medyanın merakla beklediği bir listeydi bu ve her sene manşetten “Türkiye’nin vergi şampiyonu kim oldu,” duyururduk.
Birlikte çalıştığımız yıllarda Aydın Doğan’ın en övündüğü şeylerden biri 10 yıl üst üste vergi şampiyonu olmasıydı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan dahil dönemlerin başbakan ve Cumhurbaşkanlarının elinden aldığı şampiyonluk beratları hâlâ Doğan Holding’deki ofisinde yan yana durur.
O alışkanlıkla bu yılki vergi şampiyonları listesini ilgiyle okudum.
Gelir vergisinde Selçuk Bayraktar’ın adını görünce samimi olarak sevindim.
Çünkü bu birinciliğin arkasında genç yaşta büyük bir vizyon ve başarı hikayesi var.
Bugünün genç insanları için etkileyici bir rol modelinin portresi bu aynı zamanda.
Bayraktar’ın verdiği gelir vergisi 564 milyon TL…
Bütün Cumhuriyet tarihi boyunca “Türkiye’nin en zengin insanı” diye görmeye alışık olduğumuz Koç ailesinin bir ferdi olan Rahmi Koç ise üçüncü sıradaydı.
200 milyon TL gelir vergisi ödemişti.
Ama ikisi arasında 2 numaraya oturan kişi adının gizlenmesini istemişti…
Peki kim bu vatandaş olarak övüneceği vergiyi saklayan kişi?
Eski Türkiye’nin merkez medyasında “adını gizli tutan” vergi şampiyonunu bulmak yarış konusuydu.
Tıpkı Milli Piyango’da yılbaşı ikramiyesini kazananları bulmak gibi…
Her yıl vergi şampiyonları listesinde adının açıklanmasını istemeyen bazı kimse ve kurumlar çıkardı.
Ama bu yıl bu sayı inanılmaz bir rakama ulaştı.
Gelir vergisi verenler listesinde ilk 100’den 76’sı adının açıklanmasını istememişti.
Adı açıklanan iş insanlarının büyük bölümü de “Eski Türkiye” olarak adlandırılan 20 yıl öncesinin Türkiye’sinden gelen isimler.
Haydi şahsi gelirlerden kaynaklanan vergiyi açıklamaktan utanıyorlar…
Ya kurumlar vergisi…
Orada da 100 şirketten 38’i adının yayınlanmamasını istemiş.
En tuhafı da birinci; vergi şampiyonu olan şirket bile adını açıklamıyor.
Dürüst yoldan kazanılmış bir paradan ödenen vergilerle ilk 100’e girmek övünülecek bir mesele değil midir?
Hele hele bir de şampiyon olmak…
Böyle bir durumda insan niye saklanır?
Zenginliğini göstermeme arzusu mu…
Yani tevazu mu…
Yoksa kazandığı paradan utanmak mı?
Ülkede insanlar bu kadar yoksulluk çekerken kazandığı parayı açıklamaya utanıyorlar mı…
Bu durum bana tuhaf geldi.
Niye utanacaksınız ki? Neticede devletinize ödediğiniz bir vatandaşlık borcu ve görevi bu.
O para eğitime, sağlığa, yollara, güvenliğe harcanacak.
Öyleyse korku mu?
Evet ortalığı yerli yabancı organize suç örgütlerinin kapladığı bir dünyada zenginliğin onu hedef haline getirmesi korkusu mu…
Adını gizlemek isteyenlere şunu söylemek isterim.
Böyle yaparak kendilerini korumuyor, tam aksine sorulara neden oluyorlar.
O düğünlerde paraları saçan, dünyanın en pahalı arabaları ile dolaşan, caka atan yeni zengin görüntüleri onlarınkiyle karışıyor.
Şu ihaleyi aldım, bu ihaleyi aldım diye ortada dolaşan büyük şirketler ve sahipleri bu listelerde niye yok diye konuşmaya başlıyor insanlar.
Bu kendini gizleme eğilimi niye her geçen yıl biraz daha artıyor…
Bu yılki vergi listelerinden geriye kalan soru şudur:
Yeni Türkiye diye övünülen şu Türkiye’de vergi listelerine giren her 100 insandan 76’sı niye saklanma ihtiyacı duyuyor…
Kimdir bu insanlar…
Yeni Türkiye’nin yeni medyasına bir ev ödevi…
Kimdir bu saklanan insanlar ve şirketler…
Ve niye gelirleri arttıkça, işleri büyüdükçe, sayıları çoğaldıkça kendilerini saklama eğilimi de o kadar artmaktadır…