Bir arkadaşım soruyu şöyle sordu:
“Yani şimdi AHaber’in konuşan kafası savunma bakanı mı oldu?”
İkinci arkadaşım ise daha direkt bir soruyla girişti:
“Bu durumda Mete Yarar savunma bakanlığı koltuğuna mı oturmuş oluyor?”
Cevabım şu oldu:
“Evet Türkçe dublajlı bir film olarak düşünürseniz aynen öyle oldu…”
Seçilmiş Başkan Trump’ın savunma bakanlığına getirdiği Pete Hegseth bir anlamda Amerikan televizyonlarının konuşan kafası…
ABD’nin AHaber’i sayılan Fox News’ın kadrolu tartışmacısı…
Gerçekten öyle mi?
Evet oranın Mete Yarar’ı da diyebilirsiniz.
Tek farkı, Mete Yarar’ın at kuyruğu saçı var, onun yok.
Onun her tarafı dövme dolu; Mete Yarar’ı bugüne kadar mayolu veya kısa kollu görmediğimiz için vücudunda dövme var mı yok mu bilmiyoruz….
Muhtemelen yoktur…
Ama o kadar…
Benzetmeyi orada durdurun.
Çünkü ABD’nin yeni savunma bakanı biraz daha egzantirik, biraz daha sofistike bir tip.
Önce şu mayolu, elinde bayraklı fotoğrafından başlayalım.
Fotoğraf bir yardım kampanyası için Amerikan deniz komandolarıyla birlikte Hudson nehrinde yüzmeye hazırlanırken çekilmiş.
“O” ve “vücudu” hakkında ilk bilgileri o fotoğrafla aldık.
Gövdesi baştan sona dövme dolu.
Bir adım ötesi Yakuza…
Yani Japon mafyası…
Veya Rus hapishanelerinden kaçmış bir mahkum.
Bu fotoğrafa bakarsanız Trump’ın yeni sinemasının ana karakterlerinden birini görebilirsiniz.
İlk bakışta karar veremiyorsunuz…
1960’ta Woodstock festivaline giden bir hippi mi…
Yoksa 1970’in Robert Altman’ın M.A.S.H filminden fırlamış bir karakter mi…
Donald Sutherland’ın canlandırdığı Benjamin Franklin ‘Hawkeye’ mi…
Yoksa Eliott Gould’un oynadığı ‘Trapper John’ mu…
Evet haklısınız benziyor ama, çok yanıldınız…
Bu karakter tam anlamıyla bir anti Woodstock…
Woodstock’çular savaş karşıtıydı, bu arkadaş savaşçı…
Bir anti M.A.S.H…
M.A.S.H Amerikan ordusunu ti’ye alıyordu, bu arkadaş Amerikan ordusuna aşık.
Bir de dövmelerinden anlayabilirsiniz…
Omuzuna dövdürdüğü dövme bir Amerikan bayrağı…
Ve kolunda da “We the People” yazan bir dövme var.
Yani Amerikan anayasasının ilk cümlesinden…
“Biz halk…”
Yazıyı gotik harflere benzeyen kaligrafiyle yazdırmış ve benim gibi gözleriniz bozuksa “Mein People” gibi bile okuyabilirsiniz.
Fena da durmaz adamın üzerinde…
Nehir kenarında çekilmiş fotoğrafını bir psikoloğa gösterseniz ne der acaba?
Özgüveni erken ve fazla patlamış bir ergen mi…
Belki.
Biraz da narsist olduğu hissediliyor…
Biraz mı?
“Hayli biraz” da diyebilirsiniz…
Bana göre bu karakter bakanlık koltuğuna oturup lacileri çekince, saçları da biraz jölelerse, karşımıza tam anlamıyla bir Patrick Bateman karakteri çıkabilir…
Yani “Amerikan Sapığı” filminin baş karakteri…
Zaten Trump’la birlikte çekilmiş bir fotoğrafındaki saç modeli o karaktere öykündüğünü de anlatıyor gibi…
Adamın özbeöz geçmişi de ilginç…
Irak ve Afganistan’da bayağı cephe savaşına girmiş.
Tabii Irak’a gittiğinde karşısında resmi asker olmadığı için sivillerle yapılan çatışmalara katılmış.
Afganistan’da da görevi “ayaklanmalar”a karşı harekat….
Amerikan ordusunda direk çatışmalarda kahramanlık gösterenlere verilen bronz yıldızlardan ikisini almış.
Bir “savaş kahramanı” yani…
Ama silah kullanmadaki becerisi ne, sicilinde yazmıyor.
Elimizdeki tek delil “kızıldereli baltası atma” kabiliyeti.
Bir törende tahta hedefe fırlattığı balta hedeften sapmış, epey yan tarafta ritim tutan üniformalı trampetçilerden birinin koluna saplanmış.
Trampetçi bu beceriksiz çakma baltacının aleyhine dava açmış, ama dava düşmüş.
Hayatı boyunca “Amerikan aile değerlerini” savunmuş…
Ama üç evliliği var.
İkinci karısı onun başka bir kadından evlilik dışı çocuğu doğduğunu öğrenince boşanma davası açmış.
Özetle bu karakteri türkçe dublajla şöyle yorumlayabilirim.
Mete Yarar değil…
Ama içinden bir jöleli yiğit çıkarsa hiç şaşırmam…
Evet evet bir Yiğit Bulut…
Onun fit ve telekinezi versiyonu…
Bu anti M.A.SH tarzı yeni Amerikan yönetiminin sinematografik tahliline devam edelim.
Tabii adamım sınırları kontrolle görevlendirilen yeni müdürüne…
Biliyorsunuz takma adı “Border Tzar…”
Yani “Sınır Çarı…”
Adı Tom Homan…
Adamın fotoğraflarına bakınca aklıma ilk gelen portre 1970 yılının ünlü filmi Joe oldu…
Senaryosunu Norman Wexler’in yazdığı film…
Faşist fantezileri olan bir fabrika işçisi…
Tipik bir Trump seçmeni yani…
Nedense adamın fotoğraflarına her baktığımda aklıma Paris’e gittiğim ilk yıl seyrettiğim bu filmdeki Joe geliyor…
Tabii yeni yönetimin sinematografik senaryosu böyle olunca gözler hemen yine 70’li yılların kült filmi Easy Rider’dan da bir karakteri arıyor.
Yanılmadınız var…
Yeni başkan yardımcısı JD Vence…
Tam bir Easy Rider karakteri…
Ama sakın Peter Forda’nın canlandırdığı “Captain America” veya Denis Hopper’in çanlandırdığı Billy veya Jack Nicholson’un oynadığı kasaba avukatı George Hanson’lardan biri sanmayın.
Hayır, filmde onları öldüren kasabanın redneck muhafazakar ahalisinden herhangi biri….
Portre o…
Önümüzde 1975 yapımı “Rocky Horror Picture Show” filminin 2024 “Remake’i” var.
Eğlenceli bir dönem…
Bu yeni filmin Cast’ından şimdilik öğrenebildiklerimiz bunlar…
Hepsini tek tek öğreneceğiz…
Trajik bir Marvel-DJ Comics filmi geliyor…
Avengers bütün LGBT, WOKE, Komünist kötülük tanrılarının üzerine gidecek..
Şimdilik balta atmakta çok beceriksiz bir Thor var…
Ama yalan atmada çok mahir bir ekip bu…
Küçümsemeyin yani…
3 Aralık 2024 - Dün gece Türkiye’nin en prestijli ödülü tarihimizin en büyük başarısızlığına verildi
1 Aralık 2024 - Cumhurbaşkanı nerede konuşacak? Caminin avlusunda mı, minberde mi?
30 Kasım 2024 - Antakya’da 2000 yıl arayla ayakta kalan iki duvarın sırrı
29 Kasım 2024 - Master Chef sorusu: Bir Michelin şefinin tam teşekküllü kestane menüsü nasıldır?
28 Kasım 2024 - Rahmi Koç: İşadamıyım ama hayatım beş kuruş bile getirmeyecek üç işle geçiyor